1943 yılında Çelikel Lisesi öğrencisi, dönemin Zonguldak Valisi Cahit ÜNVER`e mektup yazıyor.
Validen istediği, Zonguldak hakkında malumat.


Yazı şöyledir :

"26 Temmuz 1943

Muhterem Büyüğüm;
Memleket işleri ile yakından alakadar olmak benim en ideal düşüncelerimden biri ve en kıymetli ödevimdir.
Yaşımın henüz müsait olmadığı,filen çalışmak yerine, bu işler hakkında dolgun bir malumata sahip olmak arzusu içinde gittikçe genişlemekte ve bu isteği acığa vurmaktadır.
Yarının büyüğü olan bizlere terkedeceğiniz Devlet mekanizmasını Türklüğe yakışır bir şekilde idare edebilmemiz için elimizden ne gelirse yapacağız ve tehlikelerden asla kaçınmayacağız.
Devlet idaresini teslim aldıktan sonra bizden sonraki nesle daha kuvvetli ve daha zinde terkedebilmemiz için bugünün içteki umumi vaziyetin gidişatını hakkıyla kavrayabilmemiz lazımdır. İşte bunun içindir ki, bugünkü Devlet idarecileri olan sizlere başvurmayı bir vatan ödevi biliriz.
Sormak istediğim suallere cevap vermeniz hem bir vazife hem bir haktır.Yurt idaresi için el birliği ile çalışmak ve çalışmak isteyenlere yardım etmek, büyük bir vazife ve gelecekteki hummalı çalışmayı görmek ise sizler için bir haktır.
cevap vereceğinizi büyük bir hisle beklediğim suallerim aşağıda yazılıdır.

Sualler; 1 ) Vilayetin iktisadi durumu hakkında kısa bir malumat.
a) Bugünkü ekmek vaziyeti.
b) İaşe zorlukları var mı, varsa nelerdir.
c)1942 yıllı ile 1943 yılı mahsul vaziyeti.(gelir durumu)
d) Vilayetimizin en önemli istihsal (ithalat) ve ihracat maddesi nedir ? Ve bunlar hakkında kısa bir malumat.
1942-1943 yılları vilayet bütçesi ve sarfiyat yerleri.
1942-1943 yılları imar vaziyeti.
1942-1943 yılları maarif hareketleri,
5) Vilayetimizde madenlerden edilen istifadeler ve son iki yılda ki vaziyeti,

Çelikel Lisesi 4.üncü sınıf talebelerinden
Bülent Aytan
Aytan Ticarethanesi sahibi
Nazif Aytan oğlu/ZONGULDAK”

Bugün bir lise talebesinin valiye böyle bir yazısını düşünemiyorum bile!
Hemen, arkasında başka niyet aranır, hatta mektubun kendisinin yazmadığı bile düşünülebilir.
Hatta hakkında soruşturma açılması bile muhtemel.

Bunu bugünkü eğitim anlayışı içinde bir üniversite öğrencisi bile yazamaz ya da yazmaya ihtiyaç duymaz.

1940 Türkiye’si. Yeni bir rejim ,yeni gelişmeler,gençlerde ki umut hat safhada... Fakat yıllar sonra yeni şeylere, bir şeyler eklemek yerine ,engeller çıkartan bir anlayış hakim olduğunda umutlar tükeniyor, heyecan azalıyor.Hatta geriye gidiş hasıl oluyor.Her şey yozlaşmaya başlıyor.

1940`ların milliyetçilik anlayışı ve bilgi ve seviye farklılıkları çok farklı boyutta olduğunu bilirsek, bunun o dönem bir lise talebesinin “Türklük meselesi olarak görmesi” de ayrıca bir vazife bilmesine neden oluyor.

"Türklüğe yakışır bir şekilde" yani Türklük-Adamlık anlamına geliyor.
Bu mektup ; bugünkü milliyetçilik ile dünkünün alakalı olmadığını ,eğitim sistemi de dahil ,devlet makamında oturanların bile ne kadar farklı bir anlayışta olduğunu göstermesi bakımından önemli buluyorum.

1943 yılında Lise 4.üncü sınıfa giden bir kişi muhtemelen 18 yaşındadır. Yani 1925 doğumlu. Bugün 94 yaşında olması gerekiyor.Eğer yaşıyor ise veya oldukça yaşamış ise hayatı boyunca, o günden sonra Türkiye‘de ki gelişmelere şahit olmuştur.O hayatının baharında ki umutlar yıllara varan sürede nasıl bir hayal kırıklığına uğradığı muhakkaktır. Maalesef, bazı güçler bu ülkede, bu gençlerden daha fazla filizlendi ve hakimiyet kurdu.

Hayati YILMAZ
Zonguldak Tarih

Editör: TE Bilişim