19 uncu asrın sonuna gelindiğinde Taşkömürü Havzası için bir liman inşa edilmesi kaçınılmaz olmuştu. Havza, Ereğli’den Kurucaşile’ye oradan da Azdavay’a kadar uzanmıştı.

1840 lı yıllardan 1890’lı yıllara gelene kadar Havza’daki kara ulaşımı kısmen de olsa çözülmüştü.

Deniz kıyısında olan yerleşim merkezlerine ve kömür ocaklarına kısmen de olsa iskeleler veya kömür yükleme olukları yapılarak denizin sakin olduğu zamanlarda yükleme yapılabiliyordu. Ayrıca Deniz ve Tahmil İşçileri ve mavnacıları da havza da yeterliliği sağlayabiliyordu.

Tabii ki bu tip tahmil ve tahliye için bahar ve yaz ayları ile fırtınasız hava koşulları olmazsa olmaz koşullardı. Çünkü Karadeniz’in fırtınası ve azgın dalgalarına yakalandın mı zayiat kaçınılmazdı. Üstelik Ereğli ve Kurucaşile arasında kömür ocaklarına yakın bölgelerde veya ağız oluklarının olduğu yerlerde korunabilecek doğal bir koy veya girinti de yoktu. Deniz Tahmil İşçileri de fırtınalı havalarda zayiat veriyorlar, kayıplara uğruyorlardı. Özellikle yelkenli gemiler fırtınalarda sık sık yükleme oluklarını veya mıntıkayı terk ederek sığınaklı yerlere kaçıyorlardı. Bu kaçış çok fazla zaman kaybına neden oluyordu. Özellikle buharlı harp gemilerine olağandan çok fazla ve acil şekilde kömür yüklenmesi gerektiği anlarda, havanın fırtınalı olması halinde çok büyük riskler yaşanıyordu.

Kömürün nakliyat fiyatı ise alıcılara cazip gelmediğinden, özellikle İngiliz Kardif kömürü ile rekabet edilemediği için, kömür satışının dışarıya açılamadığı, bu nedenle havzanın gelişiminin de geciktiği bir gerçekti.

Evet, bir liman yapılmalıydı. Bu konuyla ilgili yıllar önce yapılan bir araştırmadan sonra yazılan lahikada:

“Dokuzuncu Madde;

Kömür nakli için şimdiden 31 bin kantar (169 bin 600 kg) istiap eden dört ya da altı adet uskur korvetin alınmasıyla, çalışacak kaptan ve tayfalarının hariçten tedarik edilmesiyle, ücretlerinin sefer başına olarak ücreti bahriyece karşılanması, tersaneye ve icap eden diğer mahallere lüzumlu olan kömürün nakliyle Hazine-i Celileye büyük miktarda kar sağlayacağı gibi, kış mevsiminde ticaret vapurları olsun, sair vapurlarımız olsun havalar bozuldukça sık sık iskelelerden denize kaçıp gerek memurları gerekse kayıkçıları gereksiz şekilde 5–6 gün meşgul ettiklerinden bu dahi masrafa neden olduğundan bunun dahi önüne geçilmesi için korvet tedariki şarttır.

Onuncu Madde;

Kömür yüklenen ağızlardan en birincisi Zonguldak ağzı olup, üretim bir miktar daha arttıktan sonra, Zonguldak ağzında liman yapılması kabil ve elverişli olduğundan, bütün ağızlardan Ereğli limanına bir senede nakil olunan kömür en az 600 bin ile 1 milyon kantar olup, bunun için yapılan masraf beher kantar için 50’şer para olarak hesap edildiğinde, limanın inşası halinde Ereğli limanına gönderilen kömürün masrafı da ortadan kalkacağı için limanın inşası elzemdir.

Onbirinci Madde;

Ereğli limanı bahsine gelince, Bababurnu’ndan dökme taş ile limana sed etmek mümkün ise de, nakliye için verilecek olan masraftan kurtularak, yalnız Ereğli limanına gidecek olan seksen –yüz bin kantar kömürün nakli içinde o masrafın değmeyeceği aşikâr olduğundan, bu nedenle de Zonguldak limanının çaresine bakılması elzemdir.

Onücüncü Madde;

Kozlu ve Kilimli ağızlarının ortasında bulunan Zonguldak ağzına, limanın inşası halinde Kozlu ve Kilimli mevkilerinden tünel küşadıyla, bunların kömürünün dahi Zonguldak limanına nakli çok kolay olup, bu tüneller yapılırken pek çok kömür damarına tesadüf edileceğinden tünel inşaatında sarf edilecek paranın çoğu çıkarılacak kömür pahasını karşılayacağından canibi hazineden az bir yardım olduğu halde, madenciler tarafından kurulacak bir şirketle yapılmasına müsaade edileceği ilan olunmuştur.

Onaltıncı Madde:

Madendeki kömürün İstanbul’a naklini yapan tüccar sefineleri kışın ve yazın buradaki duruma bağlı olarak Ereğli de limanından tahmil edilmektedir. Ücretleri ise Frank olarak ödenmektedir. Bu sefinelerin Ereğli’den yükleyecekleri kömür kışın buradaki üretime bağlıdır. Ağızlardan Ereğli limanına yapılan nakliye masraflarını kendileri almak için sefineler ağızlara kadar gitmektedirler. Bu nedenle maden idaresi senelik sermayesinden en az 7–8 yük kuruş zarar etmektedir. Bu durum üretime sekte getirmektedir. Maden idaresinden verilecek nakliye ücretinin, Bahriye-i Hazine-i Celileye ilavesiyle, maden, idaresinin bu yükten kurtulması elzemdir. 3 Mart 1877” (Ö.A.1293–1877–1199)

Mehmet Paşanın ıslah raporu, Havzanın bugünkü konumuna bakıldığında 60 yıllık bir süreç içinde yüzde yüz yakın bir oranla uygulanmış, sadece Abdülaziz’in demir yolu projesindeki Adapazarı - Ereğli hattı gerçekleşmemiştir. Ama bu rapor yazıldığı tarihten itibaren havzanın bugünkü coğrafyasında etkin olmuş, Zonguldak kentinin yaratılmasının başlangıcı olmuştur.

Liman fikri yukarıdaki lahiyadan yaklaşık 15 yıl sonra tekrar gündeme gelmiş ve önce Kozluya bir liman yapılması fikri ağır basmıştır.

Kozluya liman yapılması fikrinin niçin ağır bastığı daha önce Ahmet Naim, Ahmet Ali Özeken ve Hüseyin Fehmi İmer tarafından birbirine yakın anlatımlarla yazılmıştır.

Zonguldak Maden Tarihi ile ilgili doktora çalışması olan İsa Tak’ın,

Zonguldak Kent Tarihi 05 Bienali’n de sunduğu “Zonguldak Limanı” bildirisinden istifade etmeyi daha uygun gördüm. Son zamanlarda bu konuda yapılan en kapsamlı çalışmadır.

“Kömürlerin zedelenmeden hızlı ve kolay bir şekilde vinç vb. vasıtalarla gemilere yüklenmesi için Kozlu'da bir mendirek yapılması düşünülmüştür. Padişah tarafından, yapımı düşünülen bu mendireğin keşfini yapmak üzere Kalfa Vasilaki Efendi ile Erkânı Harbiye'den Binbaşı İbrahim Bey görevlendirilmiştir. Görevlendirilen bu kişiler Kozlu'ya giderek keşif bedelini tespit etmişlerdir. Buna göre, ağız iskelelerden alınan kömür için tüccar gemilerine senelik 1.200.000 kuruş ödendiği ve yapılacak mendireğin gemilere ödenecek para ile üç-dört senede kendini finanse edeceği belirtilmiştir.

Vasilaki Efendi, İbrahim Bey ile hazırladıkları keşif raporunda bu yorumu yapmakla birlikte, Padişah'a şifahî olarak; Kozlu'nun fırtınalı olması sebebiyle mendireğin son derece sağlam yapılması gerektiğini, dolayısıyla bu işin tahmininden iki kat fazlaya mal olacağını belirtmiştir. Ayrıca, Tersane-i Âmirenin de bu işe yardımcı olmasının gerekli olduğunu vurgulamıştır . Vasilaki Efendinin beyanı üzerine bu konu bir süre askıya alınmıştır.

“Bu doğrultuda Mihail Esterani adındaki Osmanlı vatandaşının Kozlu Limanı'nın yapımına talip olduğu, ancak; kırk senelik ruhsat talep ettiği Bahriye Nezaretince Sadarete iletilmiştir. 22 N 1306 (22 Mayıs 1889) tarihinde konu, Meclis-i Vükelâda görüşülmüş ve yeniden incelenip gerekli düzenlemenin yapılması için Bahriye Nezaretine iadesi kararlaştırılmıştır . Bahriye Nezaretince Esterani'nin talebinin yinelenmesi üzerine konu, Teftiş-i Askerî Komisyonuna havale edilmiştir. Komisyon tarafından yapılan değerlendirme ile birlikte Bahriye Nezaretinin tezkiresi Padişah'a arz edilmiştir. Padişah komisyonun değerlendirmesini de dikkate alarak 24 B 1307 (16 Mart 1890) tarihli iradeyle; "Ereğli Havzası'ndan çıkarılan kömürlerin tamamının Kozlu'ya yapılacak olan limandan sevki işi kolaylaştırmayacaktır. Kömürün devletin idaresinde, limanın başkasının elinde bulunmasının mahzuru vardır. Bu sebeple buraya liman yapmaktansa Ereğli'deki limanın rüzgârlara açık kısımlarının kapatılarak gemilerin barınması için iyi bir duruma getirilmesi faydalı olacaktır. Ereğli ile kömür mıntıkaları arasında demiryolu bağlantısının kurulması ve önceden yapılanların ise ıslah edilerek tamamlanması gereklidir. Böylece Mihail Esterani'ye imtiyaz verilmekten kaçınılması sebeplerinin Bâb-ı Âlîde müzâkeresi " istenmiştir

“Padişah'ın iradesi doğrultusunda Ereğli Limanı'nın ıslahı için gerekli incelemeler yapılmış ve 451.854 lira keşif bedeli olarak tespit edilmiştir. Limanın ıslahı, gerekli para bulunmak suretiyle ya devlet tarafından yapılacak veya müteahhide ihale edilecektir. Meclis-i Vükelâ, malî sıkıntı sebebiyle bir müteahhit tarafından yapılmasını tavsiye etmiş ve Mihail Esterani veya başka birine ihalesinin uygun olacağını belirtmiştir .”

“Bir süre sonra Bahriye Nazırı liman yapımı için uygun bir talip çıktığını ve bu kişinin Tersane Kalfası Vasilaki Efendi'nin oğlu Yanko Bey olduğunu, fakat bu iş için bazı şartlar ileri sürdüğünü beyan etmiştir. Ardından eğer Yanko Beyin şartları kabul edilirse limanı yapabileceğini taahhüt ettiğini ve kendisine Leonidis Zarifi'nin kefil olduğunu belirtmiştir. Bahriye Nazırı Hasan Paşa bütün bu hususları Şûrâ-yı Bahriye kararı olarak, mazbatası ile birlikte, Bâb-ı Âlîye göndermiştir. Neticede, 23 CA 1308 (4 Ocak 1891) tarihli Meclis-i Vükelâ toplantısında Yanko Beye ruhsat verilmesi kararlaştırılmıştır .”

“Gerekli değişiklikler yapılarak hazırlanan yeni mukavele ile limanın iki sene içerisinde bitirilmesi ve diğer hususların yerine getirilmesi şartıyla, 16 Mayıs 1891 tarihli iradeyle Yanko Beye ihale edilmiştir . Limanın yapımına başlamak için gerekli olan malzemeler ve makineler Avrupa'ya sipariş edilmiştir .”

“Kozlu Limanı'na gerekli olan malzemeler ve makineler için 3.000 altın harcama yapılmasına rağmen çalışmalara başlanmamıştır. Hatta Yanko Beye mukavele gereği verilen başlama süresi dolduğunda üç ay ek süre verilmiş fakat hiçbir çalışma yine yapılmamıştır. Süre bittikten sonra, Yanko Bey Bahriye Nezaretine müracaat ederek, Kozlu'nun rüzgârlı olması ve suyun derinliğinin yeterli olmaması yüzünden liman yapılmasının uygun olmayacağını, limanın yapımı tamamlansa bile sahilin arızalı olması sebebiyle gemilerin limana giriş ve çıkışlarının tehlikeye maruz kalacağını bu sebeple çalışmaların durdurulduğunu, beyan etmiştir. Ardından Kozlu'da liman yapımından vazgeçilerek havzanın ortasında yer alan Zonguldak'a liman yapılmasını, buranın liman için çok uygun olduğunu belirttikten sonra, kendisinin Batı Avrupa'nın büyük ve düzenli limanları gibi en mükemmel ve yeni yükleme vasıtalarını yapabileceğini bildirerek burası için imtiyaz talebinde bulunmuştur .”

“Yanko Beyin yeni imtiyaz talebi Bahriye Nezaretinin 6 ZA 1310 (22 Mayıs 1893) tarihli tezkiresiyle Bâb-ı Âlî ye iletilmiştir. Şûrâ-yı Devlete intikal ettirilen konu hakkında, üyeler tarafından farklı görüşler ileri sürülmüştür. Şûrâ-yı Devlet tarafından yapılan görüşmede daha önce ruhsat verilen Yanko Beyin "... taahhüdünü yapmaya muktedir olmadığı"nı belirten dört üye; " bu sebeple böyle bir kişiye feshedilmiş olan şartlarda bir takım değişiklikler yapılarak ruhsat verilmesinin uygun olamayacağı, ancak limanın yapımı ise kaçınılmaz olduğundan başkaları bu işin içerisine sokulduğunda ileride daha büyük sorunlarla karşılaşmaktan ise gerekli paraların bulunarak limanın Tersane-i Âmire tarafından yapılması"nı savunmuşlardır. Ancak üyelerin büyük çoğunluğu tarafından, "büyük masraf gerektiren bu işin Tersane tarafından yapılmasının imkânsız olduğu ve limanın inşasına Yanko Beyden başka talibi olmadığı Bahriye Nezaretinin yazılarından anlaşıldığı" belirtilerek bu imtiyazın yenilenmesini uygun görmüşlerdir . Bu kararlar genel olarak hükümet tarafından kabul edilmekle beraber bazı değişiklikler yapılması için mukavele yeniden Şûrâ-yı Devlete gönderilmiş 10 S 1311 (22 Ağustos 1893) tarihinde hazırlanan mazbata, 25 S 1311 (6 Eylül 1893) tarihinde Meclis-i Mahsûs-ı Vükelâ tarafından da kabul görmüş ve 28 CA 1311 (7 Aralık 1893) tarihinde Padişah tarafından onaylanmıştır . Böylece Yanko Bey Zonguldak Limanı imtiyazını elde etmiştir.”

FERMAN’I ALİ

Ereğli Madeni Hümayununun Kozlu mevkiinde bir liman inşası ile madenden çıkarılmakta olan kömürleri sürat ve kemali emniyetle sefine ambarlarına nakil ve yüklenmesi için özel bir usulü vaz etmek için önceleri gelen irade-i seniyye yi padişahın asılı hükmü üzere üç yüz sekiz (1892) senesi Şevvalinin yirmi biri tarihi ile yazılarak verilen Ferman’ı Hümayunu hükmünce devleti aliyemden büyük mimar Yanko beye 42 sene müddetle ruhsat verilmiş ve inşaata başlanmış ise de, oraya (Kozlu) liman inşası tehlikeli olacağı cihetle çalışmaların durdurulduğundan buna mukabil yine madenin Zonguldak nam mevkiinde bir liman inşası için kararlaştırılan şeraite tevfikan miri ile yine kırk iki sene müddetle ruhsat itasına dair Bahriye Nezaretinden vukuu bulan haber ve gönderilen mukavelename layihası üzerine Şura-i devletçe tadilat ve gerekli düzeltmeler bil’icra kaleme alınan mazbata meclisi mahsus vükelayı fehamda mütalaa ve olveche icra-i icabı uygun görülerek keyfiyet tarafı eşrefi şehriyanemden arz ile sorulmuş ve bu hususu memaliki mahsurai şahanede tezayüd ve terakkisi nezdi hilafet ve feddi hümayunda matlup ve mültezim olan umuru nafiadan madut olarak mukavelename lahiyası muhteviyatı dahi yolunda görünmüş olduğundan sabıkuzzikir Zonguldak mevkiinde bir liman inşası ve teferruatınında icrası için yazılı şeraitve bilinen müddet ile ruhsat verilmesi hususuna irade-i seniyye-i şehriyanem müteallik ve şerefsudur olmağın hükmü münifi şeraaiti mukarrerenin itmami’ı icrasına muallak olmak ve mezkur üç yüz sekiz senesi Şevvalinin yirmi biri tarihli emri alışanım li-ecl-el hıfz divanı hümayun kalemine iade ile kalemce kaydı balasına dahi şerh verilmek üzere tecdiden iş bu emri celilül kaderim isdar ve mukavelenamenin sureti musaddakası maan ita kılındı Tahriren filyevmil’hadi aşere min şehri Cemaziyel’ahare lisenetin ahadi aşere ve sülüsü mietin ve elfi. (Gayrı Menkul Mülkiyet Hakkına İlişkin Yıllara Göre Düzenlemeler-Zonguldak Bölge Çalışma Müdürü Fazilet Öztürk Özel Arşivi)

Zonguldak Limanı İmtiyaz Sözleşmesi:

Zonguldak'a liman yapılması ve işletilmesi için Yanko Bey’e kırk iki sene süreyle verilen bu imtiyaz sözleşmesi onsekiz maddeden meydana gelmiştir.

“Ereğli madeninin Zonguldak mevkiinde bir liman inşasıyla işletilmesi ve kömürlerin sefain ambarlarına sürati nakil ve tahmilleri için bir usulü mahsusanın mevkii icraya vaz’ı hakkında şartname 25 Kasım 1893.

Madde 1- Zonguldak’ta inşa olunacak limanın alelumum ameliyat ve gerekli inşaatı Yanko Bey tarafından takdim olunup şura ve erkânı harbiye-i bahriyeden tasdik kılınan haritaya göre inşa ve ikmal olunacaktır ve işbu limanın inşasını ve tekmilinden sonra istiamalini müteahhidi mumaileyh kendi iktidarıyla veyahut devleti aliyenin nizamatına tatbikken bir kumpanya teşkili ile icra edecektir. Ve bu ameliyatın temini icrası için depozito olarak mumaileyh tarafından Bankı Osmaniye’ye iki bin adet Osmanlı lirası veyahut iki bin lira değerinde esham teslimi ve ita olunacak ve iş bu iki bin lira ameliyatın hitamında mumaileyhe iade olunacaktır.

Madde 2- Müteahhit mumaileyh tarafından Zonguldak’a inşa edilecek limanın duvarları halis harç ve porselen ve su kireci ile mahlût yerli sert taştan olacak ve liman boyu iki yüz elli ve arz vasatisi seksen metre yani devren 610 metre olacaktır. Ve bu limanın duvarı su sathından aşağı yedi metre ve sathından yukarı iki metre irtifaında ve kaidesi iki buçuk ve balası bir buçuk metre kalınlığında olacak ve icabına göre duvarın arka tarafında metanet için ayaklar yapılacaktır. Ve bu limanın içinde yirmi beş kadem derinliğinde su bulunacaktır.

Madde 3-Liman ve rıhtım harf ve imaline ve yahut ebniye-i saire inşasında lüzum görünen taşları çıkaracağı mahallerde maden kömürü damarına tesadüf edilir ve damarın ocak sahibi bulunur ise sahibine bir güna zarar ve ziyan vermeyip şayet mecbur olarak ocak sahibine bir ziyan olur ise tarafeynce bili keşif ortaya çıkan zarar ve ziyan müteahhit tarafından tanzim olunacak ve yahut ocak sahibi rıza edilerek ocak mütahit tarafından alınacaktır ve esna-i hafriyatta sahibi olmayarak kömür damarları zuhur eder ise bu damarları Ereğli Madeni Nizamnamesine tevfikan müteahhitin işletmeğe hakkı olacaktır.

Madde 4- Ameliyat ve inşaatı bu bab da şeref müteallik buyrulacak irade-i seniye tarihinden itibaren üç ay zarfında mütaahit tarafından başlanmış olunup nihayet iki sene zarfında ikmal olunacak ve fakat bir güna zaruri haller durumundan dolayı geçen ve zayi olan evkat ve eyyam gerek bed’i müddeti olan üç ay ve gerek hitamı inşa müddeti bulunan iki seneye dâhil edilmeyecektir. Ve fakat iş bu zaruri haller müteahhitin yed’i ihtiyarında olmayan ahvali fevkaladeye münhasır olacak ve öyle bir hal zuhurunda dahi bunun hükümeti mahalliye ve Ereğli Maden İdaresine kabul ve tasdik ettirilmesi lazım gelecektir Ve şayet üç aya kadar ameliyata başlanmadığı surette depozito olarak Banki Osmaniye’ye teslim edeceği iki bin lira maden idaresine terk olunarak hükmü ruhsatname fesh edileceği gibi gerekli olan ameliyatı üç aya kadar bed’a ve mübaşeret olunup iki sene hitamına değin ikmal edemediği halde dahi marel’beyan iki bin lira ve gerek inşaatın icrası için tehiye ve ihzar edeceği eşya ve edevatı mevcudenin kaffesi madene terk olunup kezalik hükmü ruhsatname fesih edilecektir.

Madde 5- Zonguldak vadisi ile ana bir demir yol hattı ile bağlanarak birleştirilecek olan Kozlu ve Kilimli ve Çatalağzı gibi mahallerden istihsal ve istihraç kılınacak kömürlerin bir sureti seria ve salimede tahmil olunabilmesi için sahibi imtiyaz memaliki garbiyenin cesim limanlarında istimal olunan usullere tevfikan iki sene müddet zarfında bir usulü tahmiliye ittihaz ile bunu tatbik ve icraya mecbur olacaktır.

Madde 6- İşbu usül üzere kömür tahmili maddesinin gerek madenciler ve gerek eshabı sefain tarafından kabulü mecburi olmayıp istek edenler ve bu usul üzere kömür tahmil ettirecek ve istemeyenler usulü atika yani usulü hazıra veçhile kömür tahmilinde serbest bulunacaklardır. Ve fakat Zonguldak limanının hitamında limandan kömür o almak mecburi olacaktır. Zonguldak’ ta inşa kılınacak limanın temini için Kozlu ve Kilimli ve Çatalağzı mevkilerinde diğer bir liman inşa ve sureti ahirle kömür tahmili hakkında hiçbir kimseyse müsaade olunmayıp, ancak devletçe demir yolu vasıtasıyla beren bir mahalle kömür nakli murat olduğu surette nakil olunacak kömür Ereğli madeni hududu dahilinde bir mahalden diğer bir mahalle nakledilmeyip maden hududu haricinde kara yoluyla nakil olunacağı gibi Kozlu ve Zonguldak ve Kilimli ve Çatalağzı mevkilerinden başka mevkii ve mahallerde gerek liman inşası ve gerek sureti aharla sefinelere kömür nakli hususunda devletçe ruhsat itası caiz olacaktır.

Madde 7- Madende mevcut ocaklarla vesaiti nakliye saire ye mumaileyh tarafından müdahale edilmeyecek yani Zonguldak limanından maada madenin sair mevkilerinde usulü hazıra baki kalabileceğinden bu eski usulün cereyanına asla ve katiyen halel ve sekte götürülmeyecektir.

Madde 8- Kömür nakil ve tahmil olunacak ağızlara canibi Tersane-i Amireden idareye kâfi surette ikişer adet şamandıra vaz edilecektir. Zikrolunan Kozlu ve Kilimli ve Çatalağzı, Alacaağzı nam mevkilerde ve liman inşa olununcaya kadar Zonguldak mevkiinde gerek Tersane-i Amire ve gerek tüccarı saire için tahmil olunacak kömürlerden beher cedid yüz kiyye için lira 100 kuruş itibariyle ondört para ücreti tahmiliye alınacaktır. Ve limanın inşa ve itmamından sonra Zonguldak limanında tahmil ve tahliye kılınacak kömürlerden lira yüz kuruş hesabıyla beher cedid yüz kiyye kömür için yirmi iki para ve eşyayı saireden dahi merbut tarife mucibince resim ahz ve istifa edilecektir. Ve mahalli saireden kemafısabık on para iskele resmi tediye olunacaktır. Ve ücreti meşruanın ahz ve istihsaline ameliyat ve inşaatı mezkurenin mevkii icraya vaz olunduğu günden itibaren mübaşeret kılınacak ve fakat kömür almak üzere mezkur limana duhul edecek sefainden tamamen hamulesini alan gemilerden ücret tarifesinde gösterildiği vecihle duhuliye ve tevakkuf ücreti alınacaktır.

Madde 9- Şimendifer ücreti kemakân maden idaresine ait olacağı gibi gerek limandan verilecek kömürler için ücreti mukarrereden ve sair her nevi varidatın hâsılatı gayri safiyesinden yüzde sekizi sahi müteahhit mumaileyh tarafından maden idaresine terk ve ita olunacaktır. Şimendiferler ücreti Ereğli Maden Hümayun idaresine ait olduğundan şimendiferlerle kömür arabaları ve lokomotif ve edevatı sairenin idare ve inşa ve tedariki dahi madeni mezkûr idaresine ait olacağı gibi inşa edilecek limanın rıhtımları üzerine ferş olunması iktiza demir yollar dahi maden idaresi tarafından imal ve idare olunacaktır.

Madde 10- İradei Seniyye tarihinden itibaren iki seneye kadar maden idaresi yalnız Kozlu mevkii demir yolunu Zonguldak mevkii demir yoluna birleştireceği gibi Zonguldak’ı dahi Çatalağzı demir yollarıyla birleştirmeğe mecbur olup şayet tarihi mezburdan itibaren bir seneye kadar iş bu iltisak ameliyatına maden idaresi mübaşeret edemez ve yahut mübaşeret edipte iki seneye kadar ikmal edilemez ise o halde maden idaresi hesabına ve madenin tahtı nezaretinde olarak verilecek resim mucibince mezkur demir yollarını birleştirilmesi ameliyatı mumaileyh tarafından icra olunup bu uğurda sarf edeceği mebaliğ için senevi yüzde altı faiz verilmesi ve resülmal ile faiz liman hasılatı ile varidatı saireden madene ait yüzde sekiz ile Kozlu ve Zonguldak ve Kilimli ve Çatalağzı demir yolları hasılatlarının madene ait kısmı karşılık tutulması meşruttur.

Madde 11- Zikrolunan Kozlu ve Zonguldak ve Kilimli ve Çatalağzı demir yolları her ne vecihle birleşir ise mezkûr iltisakların esna-i hafriyatında zuhur edecek madenlerin menafi devlet kaziyeyi mültezimesi gözetilerek madenin usulüne tevfikan her halde mumaileyh tarafından işletilmesi hususu da kendisinin hakkı rüçhanı olacaktır.

Madde 12- Gerek inşat ve ameliyatı mezkurenin esna-i icrasında ve gerek hitamı inşaatından sonra ikmal ve ihzar edilmiş olan ebniye ve alet ve edevatı sairenin hüsnü muhafazasına nezaret ve dikkat ve umumen alınacak ücretin emri tahsili ve cibayetinde bir güna tahribata duçar edilirse muaveneti mümküne de bulunmak ve hâsılatı vakiayı tasdik eylemek üzere iddia merkezinde ve sureti daime de tarafı tersane-i amireden umur aşina bir memur bulundurulacak ve bu hususu da hükümeti mahalliye ye canibinden dahi mazereti mukteziye icra ettirilecektir.

Madde 13- İş bu ameliyat ve nakliyat için verilen kırk iki sene müddet ruhsatiye zikir olunan limanın hitamı inşasından sonra itibar edilecek ve bu müddet ruhsatiye zarfında şayet Ereğli Madeni Hümayunu bir müteahhide ihale buyrulursa ve yahut liman görülecek lüzum üzerine tarafı devletten mübaya ve istirdat edilmek istenirse hükümeti seniyyenin buna her vakit hak ve salahiyeti olabilecek ve mezkûr madenin ahere ihalesinden dolayı sahibi ruhsatın hükümeti seniyyeden bir güna tazminat iddiasına hakkı ve salahiyeti olmayacaktır.

Ancak limanın hükümeti seniyece mubayaa ve istirdadı halinde azayı tarafeyn intihap olunmak üzere teşekkül edecek bir komisyon marifetiyle inşaata başladığı günden itibaren inşaatının bitimine kadar aleltedric ( azar azar-kısım kısım ) sarf olunmuş olan mebaliğ bit taktir bedeli müddetti inşaiyeye ait yüzde altı faiz ile beraber limanı mezburun tesliminden evvel hükümetçe tesviye ve ifa olunacağı gibi limanının istirdadı sebebiyle eshabı hakkında doğrudan doğruya terettüp edecek zarar ve ziyan dahi kezalik komisyonca tayin edildikten sonra tanzim olunacaktır. Şu kadar ki işbu zarar ve ziyanın miktarı bir defaya mahsus olmak üzere sermayeden limana ve müteferriatına (teferruat) sarfı tahakkuk edecek meblağın yüzde yirmisini tecavüz etmeyecektir. Fakat liman hitamı inşaattan itibaren yirmi sene hitamdan evvel istirdat buyrulacak olduğu halde mezkûr zarar ve zayiatın miktarı yüzde otuza baliğ olmak caiz olacaktır.

Madde 14- Mumaileyhin nakil edeceği kömürler için tedarik edeceği liman edevatı masarıfatından dolayı zarar ve ziyan namı ile hiç bir akçe talep edilemeyeceği gibi alınacak ücreti mukarrerinin zam ve tezyidi talep ve istidasına dahi bir suretle hak ve salahiyeti olmayacaktır.

Madde 15- Bervech meşru Zonguldak limanı inşaatına ve Ereğli Maden Kömürlerinin nakil ve sefaine tahmili zımnında mukarrer olan usulü tahmiliyenin mevkii icraya vaz ve tesisine istimal olunacak olan kâffe-i alat ve edevat ve makine ve kereste ve sair levazımın gerek diyarı ecnebiyeden celp ve gerek memaliki Osmaniye’den tedarik edilmiş olsun her güna gümrük ve orman rusmundan muaf tutulup fakat pul resmi ve müteahhidin tahtı idaresinde bulunacak arazi için bili cümle tekâlifi emiriye tediye okunacaktır.

Madde 16- İş bu limanın ameliyat ve idare ve sair hidamatı için müteahhidi mumaileyh tarafından icap eden mahallere inşa olunacak ebniye vesaire için iktiza edecek arsalar arazi emriyeden ise meccanen erae ve ita olunacak ve işbu ruhsatname müddeti inkizasında mumaileyh tarafından yapılmış olan liman ve limana ve kömür sevkine müteallik ve mahsus kâffe ebniye ve eşya tahrip ve zayi edilmeksizin meccanen maden idaresine terk edilecektir.

Madde 17- İşbu ruhsatname ahkâmı münderecesinin mevkii fiile ihraç ve lazım gelen sermayenin tedarik olunacağını temin için müteahhidi mumaileyh tarafından şimdiden muteber kefil erae olunacaktır.

Madde 18- Sahibi ruhsat Osmanlı olduğu gibi makamına kaim olacak şirket dahi Osmanlı olacağından işbu ruhsattan dolayı tahaddüs (yokkenoryata çıkan) edecek her nevi deavinin (mahkeme-dava açma) faslürü’yeti mehakimi nizamiyei Osmaniyeye ve şartname ahkâmından münbais ihtilafatın hallüfaslı dahi Şurayi Devlete ait olacak ve şirket devairi hükümetle lisanı Türkî ile icra-i muhaberat edecektir. (İrade tarihi: 28 Cemaziyülevvel 1311, 25 Kasım 1893) (Gayrı Menkul Mülkiyet Hakkına İlişkin Yıllara Göre Düzenlemeler-Zonguldak Bölge Çalışma Müdürü Fazilet Öztürk Özel Arşivi)

Mukaveleye göre, Yanko Bey tarafından limanın yapımına üç ay içerisinde başlanacak ve iki sene sonunda tamamlanacaktır. Bu mukavele ile Yanko Bey Ereğli Kömür Madenlerine yönelik önemli ayrıcalıklar elde etmiştir. Çünkü devlet sadece bir limanın yapımı işini ihale etmesine rağmen Yanko Bey bu limanın yapımı için gerekli olan taşların çıkarılacağı yerlerde kömür damarına rastlanıldığında sahipsiz damar ise, Ereğli Madeni Nizamnamesi’ne uygun olarak işletmeye hakkı olacaktı. Eğer ocağın sahibi olur ise zarar vermeyecek, zarar verildiği takdirde bu zarar ödenecek veya sahibi razı edilerek ocak satın alınabilecekti. Maden idaresi tarafından Kozlu-Zonguldak ve Çatalağzı-Zonguldak demiryolları iki sene içerisinde yapılacak bu süre içerisinde yapılmaz ise, Yanko Beyin maden dairesi adına bunu yapmasına izin verilecekti. Demiryollarının yapımı için Yanko Beyin harcadığı para ve bunun senelik yüzde altı faizi; liman gelirleri ve diğer gelirlerden madene ait yüzde sekiz ile Kozlu, Zonguldak, Kilimli ve Çatalağzı demiryolu gelirlerinin madene ait kısmı karşılık gösterilerek ödenecektir. Nasıl yapılır ise yapılsın bu demiryollarının yapımı esnasında ortaya çıkacak damarların da işletme hakkı Yanko Bey’e ait olacaktır. Zonguldak Limanı tamamlandığında kömür sadece limandan alınabilecektir. Yanko Bey limanın yapımı ve işletmesini kendisi veya Osmanlı Devleti'nin nizamnamelerine uygun bir şekilde kuracağı şirket ile yapabilecektir.

Yanko Bey imtiyazı aldıktan sonra Zonguldak'a liman yapmak ve işletmek için taahhüt ettiği şirketi kurma çalışmalarına başlamıştır. Bu çalışmaların başarılı bir şekilde geliştiği belirtilerek Bahriye Nazırı tarafından Yanko Beye birinci rütbeden "Mecidî Nişanı" verilmesi 8 Şubat 1894 tarihinde teklif edilmiştir.

Zonguldak’ın diğer maden bölgelerine bağlanması için şartnamede yer alan maddeler Mehmet Paşanın hazırlanmış olduğu ıslah raporuna sadık kalındığını göstermektedir.

Ereğli Şirketinin Kurulması

Zonguldak Limanı Mukavelesi gereğince Yanko Bey tarafından kumpanya teşkili çalışmaları tamamlanmıştır. Yanko Bey ile ortakları Leonidis Zarifi ve Gaston Auboyneau tarafından hazırlanan şirketin iç tüzüğü Bahriye Nezaretince 10 Eylül 1896 tarihinde Ticaret ve Nafıa Nezaretine gönderilerek tasdik ve tescil edilmiş ve böylece "Ereğli Şirket-i Osmaniyesi" isminde anonim bir Osmanlı şirketi kurulmuş ve Yanko Beye verilen ruhsat bu şirkete intikal etmiştir .

Havzadaki Demiryollarının İdaresinin Şirkete Verilmesi

Yanko Beyle yapılan mukaveleye göre, devletin Kozlu-Zonguldak ve Çatalağzı-Zonguldak demiryollarını birleştirmesi gerekmekteydi. Fakat Bahriye Nezareti, maden idaresince bu işin yapılması için hiçbir gayret sarf etmemiş, mukavele ve şirket iç tüzüğüne dayanarak bu işi şirkete ihale etmiştir. Bahriye Nezareti ile şirket arasında yapılan 20 Haziran 1313 (2 Temmuz 1897) tarihli mukavele ile Yanko Beyle imzalanan ve şirkete devredilen mukaveleye aykırı olarak "hasılat-ı gayr-i safiyenin yüzde altmışı şirkete terk edilmek suretiyle bu demiryollarının işletilmesi, idaresi ve bütün masrafı şirkete ait olmak üzere, bakımı ve korunması" Ereğli Şirketine ihale edilmiştir.

Zonguldak Limanı'nın Yapımı:

Limanın temel atma töreninin 7 Mart 1894 tarihinde yapıldığını, yazıyor Tülay Duran, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Tarihi Deniz Arşivi, Defter No: 765, Sayfa No: 43, arşiv numarasıyla.

Yanko Bey tarafından başlanan liman yapım çalışmaları şirket tarafından devam ettirildiği sırada çıkan fırtına sonucu limanın hasara uğraması üzerine dokuz ay ek süre verilmiş ve bu süre içerisinde limanın yarısı tamamlanmıştır.

Bunun üzerine, Bahriye Nezareti tarafından gönderilen bir heyet tarafından 20 Teşrin-i Sânî 1312 (2 Aralık 1896) tarihinde limanın geçici kabul muamelesi yapılmıştır. Bir yıl sonra şirket tarafından limanın tamamlandığı belirtilerek kesin kabul işleminin yapılması istenmiş, ancak mukaveleye uygun olarak tamamlanmadığı gerekçesiyle bu istek kabul edilmemiştir .

Tülay Turanın açılış törenine dair verdiği tarihse, aynı arşivden, Defter No: 993, Sayfa No: 26, numarasıyla, 6 Aralık 1896’dır.

Limanın yapım çalışmaları devam ederken Osmanlı uyruklu ve Yabancı uyruklu işçiler arasında büyük bir çatışma patlak verdi.

13 Ağustos 1313 (1897) tarihli Dışişleri Bakanlığından Bahriye Nezaretine yazılan,“Zonguldak’ta yapımına başlanan liman ve rıhtım inşaatında yabancı uyruklu işçi çalıştırılmaması” konusunu içeren yazışmadan; Zonguldak’ta yapılan liman ve rıhtım inşaatında 807 kişi çalıştığı ve bunların sayısının gittikçe arttığını anlıyoruz.

Ayrıca, liman ve rıhtım inşaatında çalışan Hırvatlar ile Kürtlerin kendi araklarında çıkan kavgada bir kaç kişi yaralandığını ve aralarında ölenlerinde bulunduğunu görüyoruz.

Çözüm olarak; Maden nizamnamesinde ve şirketle yapılan kontratta işçi çavuşlarının ve teknik elemanların dışında kalan bütün işçilerin Osmanlı tebaasından olması gerektiği belirtilerek yabancı uyruklu olanların geri gönderilmesini düşündüklerini anlıyoruz. (Başbakanlık Osmanlı Arşivi-Daire-i Hariciye, Hususiye 175)

Bu konuyla ilgili olarak başka bir anlatımda şu şekildedir:

“Şirket ve taşeronları 1897 yılında liman ve demiryolu tesislerini inşa ederken, Hükümet Osmanlı uyruğu Kürt işçilerin Karadağlılarla takviye edilmesine izin verdi. Ancak, 1897 Ağustosunda 270’den fazla Karadağlı Liman ve demiryolu inşaatında çalışıyorken, Kürt ve yabancı işçiler arasında şiddetli bir çatışma patlak verdi. Karadağlı bir işçi Osmanlı askerinin su içmesini engelleyince kanlı bir çatışma çıktı ve çevreye yayıldı. Vilayet yetkililerinin açıklamalarına göre olaylar sonucu iki Müslüman işçi-bir Türk ve bir Kürt yaralandı ve bir Müslüman köylü, Osmanlı uyruğu iki Rum ve bir Fransız öldü. Bunun üzerine mahalli makamlar bütün Karadağlıları İstanbul’a yolladılar. Karadağlı diplomatlar sadece suçluların cezalandırılması gerektiğini ileri sürerek olaya müdahale ettiler ve Padişah işçilerin çoğunun Zonguldak’a dönmesine müsaade etti. Karadağlılar daha sonra 1898 yılının Mart ve 1900 yılının Haziran aylarında inşaatın projelerinde çalıştılar ve olağan politikaya bir istisna olarak hükümet bu işçilerin istihdamına izin verdi. Donald Quataert. Osmanlı Devletinde Avrupa İktisadi Yayılımı ve Direniş (1881–1908) Yurt Yayınları 14. Ankara. Şubat 1987. s: 58)

Sonradan daha şiddetli bir fırtına sonucunda liman tamamen sulara gömülmüştür.

Tülay Turan; 1 Mart 1899 tarihinde, ise yine aynı arşivden “Ereğli limanın benzeri görülmemiş bir fırtına sebebiyle hasara uğraması.” şeklinde bir belirleme yapıyor. Defter No:1148 Sayfa No: 32 numaralarıyla.

Bu gelişme şirketi malî açıdan oldukça sarsmıştır. Bunun üzerine şirket tarafından limanın yapımı için gerekli paranın temin edilmesi amacıyla tahvilat çıkarılmıştır. Duyûn-u Umûmiye İdaresinin çıkarılan bu tahvilat için pul resmi istemesi üzerine şirket, 19 S 1318 (17 Haziran 1900) tarihinde yaptığı başvuru ile bu verginin alınmamasını hükümetten talep etmiştir. Sadaret bu isteği "emsallerinde olduğu" gerekçesiyle uygun görmüştür.

Ancak, Padişah buna olur vermemiş ve Duyun-u Umumîye İdaresine gönderilerek bu hususta görüş istenmiştir. Duyûn-u Umûmiye İdaresi verginin alınmaması yönünde görüş bildirmiştir . Bunun üzerine Padişah tarafından (26 Kasım 1902) tarihli iradeyle "ihracâtın artacağı" düşüncesiyle pul resminden muaf tutulmuştur. Bu sırada şirket tarafından limanın inşasına devam edilmiş ve 1902 senesinde liman tamamlanmıştır.

Limanın büyüklüğü konusunda Dr. Abdullah Cemal şunları belirtiyor; “Kasabanın sahilinde tabii bir koy mevcut olmadığı için nihayet 7, 8 vapur ancak hacimde ki limanın rıhtım duvarı fenerin altındaki kayalar tutturularak inşaata başlanmış ve bu suretle pek küçük bir liman vücuda getirilmiştir. Esasen limanın inşasında bütün ihtiyaç düşünülmeyerek, yalnız kömür nakliyatını kolaylaştıracak derecede küçük limanla yetinilmiştir.” (Zonguldak Sancağı Abdullah Cemal) BÜYÜK MİLLET MECLİSİ. Türkiye’nin Sıhhi İçtimai Coğrafyası 1922–1338 Ankara: Ogün Matbaası )

Bundan sonra şirket, Bahriye Nezaretine yaptığı başvuru ile çıkan fırtına dolayısıyla yapılan fedakârlık ile limanın tamamlandığını, bu sebeple imtiyaz süresinin uzatılmasını ve limanın kabul işleminin yapılarak işletilmesine izin verilmesini istemiştir. Hükümet, sürenin uzatılmasının imkânsız olduğunu belirtmiş ve limanın mukaveleye uygun olarak tamamlanmadığı gerekçesiyle şirketin istediklerini reddetmiştir. Şirket bu girişimlerini çeşitli tarihlerde tekrarlamış, ancak bir sonuç elde edememiştir . Yanko Bey imtiyaz almak için yaptığı başvuruda Avrupa ülkelerindeki gibi en son teknoloji ile donanmış bir liman yapacağını beyan etmişti. Ancak, Zonguldak'a yapılan liman değil sadece bir mendirek olmuştur.

Hükümet tarafından limanın açılışına izin verilmemekle beraber, şirket kendi çıkardığı kömürleri limandan yüklemeğe başlamıştır. Gün geçtikçe burada yüklenen kömür miktarlarındaki artış devletin alması gereken yüzde sekizlik önemli bir gelirin kaybolmasına sebep olmuştur. Ayrıca limanın açılışına izin verilmediği gerekçesiyle şirket tarafından diğer madencilere ait gemilerin limanı kullanmasına izin verilmemiştir. Yüklemedeki güvenlik ve kolaylık kömür satışı için şirkete büyük bir avantaj sağlamıştır. Bu hususlar Bahriye Nezareti tarafından, çeşitli zamanlarda sadarete bildirilmişse de, limanın açılışına izin verilmemiştir . Bu mesele, Ereğli Şirketi ile olan sorunların çözümüne değin sürmüştür. Limanın yapımı için Yanko Beye verilen süre ile limanın tamamlanması arasında geçen süre oldukça dikkat çekicidir. Mukavele'nin dördüncü maddesi'ne göre; "Limanın yapımına imtiyazın Padişah tarafından onaylanmasından itibaren üç ay içerisinde başlanacak ve inşaat bu tarihten iki sene sonuna kadar bitirilecektir" denilmektedir . Limanın yapımı sırasında çıkan fırtına sonucu hasar meydana gelmesi üzerine ek süre verilmiştir. Bu gayet normal karşılanabilir. Fakat limanın tamamlanması 1902 yılında olduğuna göre, mukaveleye uygun olarak yapım bitmemiştir, verilen ek süreler düşülse bile, yine de yapım süresi mukaveledeki sürenin kat kat üstündedir. Bu şekilde şirkete karşı sabırlı olunmasının sebeplerinden birini liman yapımı için devletin malî açıdan durumunun uygun olmaması ile açıklamak mümkündür.”

Liman Hizmetleri Ücreti Tarifesi:

Limanın yapacağı hizmetler karşılığı alacağı ücretlerde bir tarife ile belirlenir. Bu tarifenin olduğu gibi yayınlanması da başka araştırmacılara kolaylık sağlayacağı için önemli görülüp olduğu gibi yansıtılması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca deniz ve tahmil işçilerinin ve mavnacıların durumları da limanın bitiminden sonra oldukça farklı bir seyir izleyecektir. Bu farklılık çalışmamızın ileriki bölümünde yer alacaktır

Maden kömürü yüklemek veyahut limanda sair her güna hamule tahmil ve tahliye etmek veya tamirat icra veyahut muvakkaten tevakkuf eylemek veyahut fırtınadan sıyanet için muvakkaten Zonguldak limanına duhul eden kayık ve gemi ve vapurlardan ahz ve istifa kılınacak umum liman ücretine mübeyyin tarifedir.

Birinci Madde: Bir güna hamule tahmil ve tahliye etmeksizin her hangi sebepten dolayı olur ise olsun limanı mezkûra duhul edecek olan vapur ve yelken sefaini ile kayıklardan recister ve tomus itibarıyla yani garantine ve fener idarelerinin almakta oldukları rüsum tonajlarına tevfikan limana duhul eyledikleri zaman duhuliye namı ile bir defa ve tevakkuf eylediği müddetçe beher gün için atide gösterildiği vecihle duhuliye ve tevakkuf ücreti alınacaktır. Ve duhulü zamandan itibaren yirmi dört saate kadar tevakkuf ücreti vermeyip ondan sonra tevakkuf edeceği günler için tevakkuf ücreti verecektir. Şu kadar ki Tersane-i Amire’ye mensup donanma ve vapuru hümayunlar iş bu rüsumdan müstesna bulunup fakat bu vesile müddeti medide orasını kapatmak caiz olamayacağından sair gibiler gibi hamulelerini aldıktan yirmi dört saat sonra hareket ve aksi halde ita-ı ücret eylemeğe mecbur olacaklardır.

Lirayı Osmanî yüz kuruş itibarıyla duhuliye ve tevakkuf ücreti:

Kuruş İstiap tonajı

4 On tona kadar olan teknelerden

8 On bir tondan yirmi tona kadar olan teknelerden

10 Yirmi bir tondan otuz tona kadar olan teknelerden

13 Otuz bir tondan elli tona kadar olan teknelerden

17 Elli bir tondan seksen tona kadar olan teknelerden

25 Seksen bir tondan yüz tona kadar olan teknelerden

40 Yüz bir tondan iki yüz elli tona kadar olan teknelerden

100 İki yüz elli bir tondan beş yüz tona kadar olan teknelerden

200 Beş yüz bir tondan bin tona kadar olan teknelerden

300 Bin tondan yukarı olan teknelerden

İkinci Madde: Derunu limanda her ne kadar ve ne türlü hamule alır veyahut ihraç eden kayık ve gemi ve vapurlar beher yüz kıyyeyi cedit hamule için lira yüz kuruş itibarıyla yirmi iki para ücret tediye edecektir.

Üçüncü Madde: Tekmil hamulesini ahz eden vapur ve yelken gemileri ve kayıklar duhuliye ve tevakkuf ücreti vermeyeceklerdir. Ve nısf (yarı) hamulesini alan vapurlar ve sefain ve kayıklar bir defalık nısf duhuliye ücreti ve yüklerini alıncaya kadar beher gün için nısf tevakkuf ücreti vereceklerdir. Ve nısf hamuleden az hamule alanlar tamam duhuliye ile limanda tevakkuf ettikleri eyyam için tamam tevakkuf ücreti vereceklerdir. Gerek tamam ve gerek nısf hamule alan sefain ve kayıklar yükleri hitam bulduktan sonra dört saate kadar kıyam etmedikleri halde limanda geçen günler için tamam tevakkuf (bekleme-durma) ücreti vermeğe mecburdurlar.

Dördüncü Madde: Kömür almak için limana duhul eden sefain ve kayıklar duhullerinden yirmi dört saat sonra yük almağa mecbur olup şayet verilen kömürü kaptanları tarafından her ne esbaba mebni olursa olsun yük almazlar ise o halde tevakkuf ücreti vereceklerdir. Gerek rıhtımlardan ve gerek liman dâhilinden her ne vasıta ile olursa olsun yük alacak veyahut çıkaracak vapur ve sefine ve kayıklar ber mucibi tarife resim vermeğe mecburdurlar.

Beşinci Madde: Liman dışarısında tevakkuf eden ve fakat hamule ahz veya ihraç etmek üzere rıhtım ve limanı vasıta ederek yük alıp çıkaran kayık ve gemi ve vapurlar tarife mucibince beher kantar cedit için yirmi para resim itasına mecbur olup fakat mare-l- beyan duhuliye ve tevakkuf ücretinden beri olacaklardır. Ve limandan çıkacak bili cümle vapur ve yelken gemileri ile kayıklar vakti zevalden evvel çıkarlar ise o gün için tevakkuf ücreti vermeyecekler. Zevalden (öğle vakti) sonra çıkan sefine ve kayıklar tevakkuf ücreti vermeğe mecbur olacaklardır.

Altıncı Madde: Müteahhitlerin bu hususu için mevcut olan sefenkeş vapurları muavenet ile limana duhul veya limandan huruç eden kayık ve gemi ve vapurlar her bir duhul veya huruç (çıkma) için atide muharrer ücreti tediye edeceklerdir.

Osmanlı lirası yüz kuruş itibariyle alınacak ücret Kuruş İstiap tonu

20 25 tona kadar olan tekneler

40 Yirmi altı tondan elli tona kadar olan tekneler

60 Elli bir tondan yetmiş beş tona kadar olan tekneden

80 Yetmiş altı tondan yüz tona kadar olan teknelerden

130 Yüz bir tondan iki yüz elli tona kadar olan teknelerden

160 İki yüz elli bir tondan beş yüz tona kadar olan teknelerden

200 Beş yüz bir tondan bin tona kadar olan teknelerden

250 Bin tondan daha fazla olan teknelerden

Yedinci Madde: Mar-el- zikir sefenkeş vapurlarının muavenetine müracaat etmeksizin kendi kendine limana duhul veyahut limandan huruç etmek isteyen kayık ve gemi ve vapur kaptanları bunda serbest ve muhtar olup fakat bu bab da bir güna hasarat iras edecek olur ise sefineleri ile beraber mesul ve zamin (tanzim eden kefil olan) olacaklardır.

Sekizinci Madde: Merkep ve öküzlerden asgar olan her türlü hayvanatın tahmil ve tahliyesi için beher resi hayvanattan yirmi para ve merkep ile öküz ve emsali hayvanattan dahi beher resi için altmış para ve mutad cesametinde olarak kafes içinde bulunan her nevi kuş ve piliç ve tavuk ve ördek ve kaz ve hindi ve tayyar vesaireden beher kafes için yirmi para ücret ahz ve istifade olunacaktır.

Dokuzuncu Madde: Derunu limanda bulunup safra çıkarmak veya almak isteyen kayık ve gemi ve vapurlar sahil limandan alacakları veyahut limandan uzak çıkaracakları safrayı limana mazereti olmayan mahalle dökmeye mecburdurlar. Ve hilafında hareket edenler hakkında limanlar nizamnamesine tevfikan muamele edilecektir. Mezkur kayık ve gemi ve vapurların kendi amele ve mavnaları ile alacakları veyahut çıkartacakları safra için bir güna resim ita etmeyecekler ve eğer mezkur safra müteahhitlerin amele ve mavnaları ile beher tonalite safra için lira yüz kuruş hesabıyla iki buçuk kuruş ücret verilecektir.

Onuncu Madde: Doğrudan doğruya veyahut dolayısı ile limanın derinliğini velev ki cüzice bile imla edebilecek olan her güna şeylerin derunu limanda denize ilka olunması katiyen yasak olup böyle şeyleri ilka eden sefine kaptanlarından limanda ikamet eylediği müddet zarfında birinci defa için bir liradan üç liraya kadar ve ikinci defa için üç liradan beş liraya kadar ve üçüncü defa da beş liradan on liraya kadar cezai nakdi alınacaktır. 27 Haziran 1308 (1892) (Gayrı Menkul Mülkiyet Hakkına İlişkin Yıllara Göre Düzenlemeler-Zonguldak Bölge Çalışma Müdürü Fazilet Öztürk Özel Arşivi)

Zonguldak Limanı içinde yüklemenin şekli bakımından; “kömürlerin sefain ambarlarına sürati nakil ve tahmilleri için bir usulü mahsusanın mevkii icraya vaz’ı hakkında” ki amacı, yüklemenin süratle yapılması için gerekli donanımın kurulması şeklinde anlayabiliriz.

Bu donanımın yapılmasından sonra bütün işlerin bir düzen içinde yürümesini sağlayacak bir nizamnamede gerekmektedir.

Liman Nizamnamesi:

Meriyet Ahkâmına Bila satiyadan idaresine Cenap Padişahı Şeref Mutalık Buyrulmuş Olan Zonguldak Limanı Nizamnamesi;

Birinci Madde: Zonguldak limanı demekle inşa edilmiş olan mendirek ile sahilin arasında kâin havuz anlaşılıp mezkûr havuz deniz cihetinden mendirek başından mirinin eski oluğuna giden hat müstakim ile mahduttur.

Mezkur hattı faksın (ayırma-kesme) haricindeki mesafe Zonguldak limanı aksamından mahdut (tahdit edilmiş sınırlanmış) değildir.

Binaen âliye havuzun haricindeki demirli bulunan sefain ve kılavuz ve duhuliye tevkif ve sair rüsumlardan muaf olacaklardır.

Ancak sefain mezkure tahmil olunan veya bunlardan ihraç edilen yalnız kömür herhalde limandan geçirip mukavelenamenin sekizinci maddesinde muharrer rüsuma tabii olacaktır.

İkinci Madde: Zonguldak liman dâhilinde büyük gemilere mahsus (6) ve murakıp sagir veya mavnalar için dahi (1) tahmil mevkisi mevcuttur. Şöyle ki:

(I) -Mendirek üzerinde kâin gemilerin doğrudan doğruya tahmiline mahsus (2) sabit macuna.

(b) -Aynı hizmeti ifa etmek üzere mendireğin karşı sahilinde kâin “rafi” namı verilen seri hareketli tahmil mevkii…

(p)- Mezkûr altı yakın bir mahalde ve kayık ve mavna ve saire gibi merakip (binilecek şeyler) sagireye (küçük) mahsus üçüncü bir macuna,

(t)-Dip rıhtımına mevazi (mevzi- karşı karşıya) ve mendirek ile karşı sahil arasında kömür veyahut diğer eşya tahmil eden sefainin tevkif (durma-durdurma-alı koyma) edecekleri vech tahmil mevkii mezkûr altı mevkiden maada (2) mevki daha vardır ki; bunlardan birincisi ortadaki mevkiiler ile hattı fasıl arasında kain ve küçük hacimde vapur ve yalnız gemilere ve ikincisine ortadaki mevkiler ile dip rıhtımı arasında kain sandal mavna ve depo ve saire gibi murakıp sagireye mahsustur.

Üçüncü Madde: Sefainin limana duhulü, duhuliye dilekçesi defterindeki kayıtlarda tahakkuk eden gelişleri sırasında kayıt olacaktır.

Limana girmek isteyen gemiler limandan görülecek kadar yakın mesafede bulununca üzerinde (S) harfi bulunan ve nısfı kırmızı ve nısfı diğeri beyaz olan umumi bayrağı direklerinden birine derhal çekmeğe mecbur olacaklardır. Bu işaret üzerine liman şirketi tarafından hidmeti mezkûr için tahsis olunması lazım gelen römorkör seyir ve hareketi mani sakatlık veya diğer bir gemiyi cer etmekten azade olduğu takdirde nöbet kaidesine uygun olarak hemen devir eden gemilerden hak takdimi olan gemiyi karşılayarak liman dâhilinde demir atacağı mahalle kadar cer (çekecektir) edecektir. Şirket römorkörler tarifesinde muharrer rusmu istifade edecektir. Römorkör tarafından gemilerin çekilmesi esnasında vukua gelecek kazadan römorkör kaptanıyla sahibi mesuldür.

Dördüncü Madde: Mendirek müntehasındaki (uç, son) işaret direği şeklinde ve zemini kırmızı olup ortasında beyaz bir daire bulunan ve üzerinde Türkçe “Ereğli Şirketi” kitabesi yazılı olan bayrağı çekmiş ise hiçbir sefine havuzdan içeri giremeyecek ve mezkûr işaretin çekilmiş bulunduğu müddetçe iş bu yasaklama devam edecektir. Bunun aksinde hareket eden sefine hacım (tonajı) nispetinde (I) liradan (7) liraya kadar peşin ceza vermeye mahkûm olacaktır.

Şu kadar var ki Ereğli şirketi ancak umumi menfaatlerin gerektirdiği halde bir geminin limana girişini yasaklayabilir. Limana girişi yasaklanan geminin kaptanları tarafından vaki olacak talep ve iddia üzerine liman muamelat müdüriyeti ve liman reisi yasaklamanın nedenlerini açıklamaya ve ispata mecbur olacaktır.

Beşinci Madde: Liman haricinde durak, durdurulan gemiler diğer gemilerin geçidini kapatmamak üzere mendirek başından en az 200 metre uzakta bulunmak şartıyla gemilerini münasip gördükleri mahalle demirleyeceklerdir.

Altıncı Madde: Kömür almak üzere gelen bili cümle sefain gelişleri akabinde, liman başkanlığı dairesine kayd olarak, aynı zamanda yükleme yapmak için bekleyecekleri macuna, rafi makine veya mevcut diğer vesaitleyse bildireceklerdir. Gemi tarafından beyan olunan sureti tahmile göre mevkii mahsusa meşgul bulunduğu takdirde sefaine gelişiyle birlikte tahmil muamelesine başlayacak ve arzu ettikleri mevkii meşgul bulunduğu zaman sırasını bekleyecektir. Mesela aynı zamanda iki gemi gelir ise bunlardan biri (Şirkete ait olmayan) kayık ve diğeri macuna vasıtasıyla tahmil edilmek istediğini bildirmesine rağmen ancak macuna mevkileri boş olmasıyla ikinci olarak girmiş olan gemi birinciden evvel tahmile başlayacaktır. Bir suret tahmil için kayd edilmiş olan gemi sırasını beklemekte bulunduğun zamanda dahi tahmile başladıktan sonra diğer bir yer açılırsa, gemi evvelce beklemiş olduğu tahmil mevkiini terk ederek açılan mevkie girebilir.

Ancak arada geçen müddet zarfında gelmiş ve bu şekilde tahmilat yapmak için kayıt olmuş başka bir gemi bulunması şarttır. Bundan başka macuna ve ya vinç ile tahmil edilmek üzere kayıtlı bulunan gemiler istedikleri tahmilatın mevkilerin biri veya birkaçı boş bulunduğu halde evvelce geçici olarak bildirdikleri mevkiinin açılmasına binaen ve şirkete ait olmayan mavnalar ile tahmile başlayacaklardır. Ve bu müddet zarfında bildirmiş oldukları mevki üzerindeki hak rüçhanlarını kendisinden sonra gelen sefaine karşı muhafaza edeceklerdir. Ancak bir gemi bu cihetle geçici olarak mavna ile tahmil edilmekte iken ihrakiye almak üzere diğer bir gemi geliyorsa üzerindeki mevkiinin cümlesi meşgul bulunursa macuna veya rafi (vinç-yukarı kaldıran yükselten) makine ile tahmil edecek olan evvelki gemi hak ve önceliğini ihrakiye almak üzere gelen gemiye terke mecbur olacaktır

Yedinci Madde: Altıncı madde ile açıklanan umumi kaide sekizinci maddede anlatılan durumdan başka istisna veya feshi kabul edilemeyeceğinden gerek, Ereğli Şirketi ve gerek başkaları hesabına olarak kömür tahmil etmek için gelen gemilere hiçbir öncelik hakkı ve istisna tanınmayacaktır. Diğer taraftan hiçbir gemi liman içine girmeden kendisi için bir mevkii tutamayacaktır.

Sekizinci madde: Osmanlı harb gemileriyle askeri nakliyata ayrılan vapurlar limana dâhil olur olmaz nöbet ve emsali kurala tabi olmaksızın ilk açılacak mahalden kömür tedarik ve tahmiline bili cümle sefain ve diğer deniz taşıtlarına tercih olunacaklardır. Harp ve ya ahvali fevkaladede askeri nakliyat vapurları limana girişlerinde veya limana girişleri, gün ve saat tayiniyle ilgili telgrafın gelişiyle başlar, limana girişlerinde şirket hiç bekletmeden kömürlerini vermeye mecburdur. Harp ve nakliyat vapurlarına kılavuz ve duhuliye ve tevkif resimleri muaf olacak ve ihtiyaçları olan tatlı suyu şirket kendi depolarıyla ve nısıf ücretiyle vermeye mecburdur. Karadeniz’de muntazaman posta hizmetini ifa eden yani fener ve rüsumu indirilmiş olan, iş bu sıfat ve mahiyetleri devleti resmiyece tayin olunan vapurlar ihrakiyeye ihtiyaç hissettikleri takdirde sıralarını beklemede olan sair sefineye tercihen kayık ile tahmile mahsus mevkilerden ilk boş kalanlarını işgal edeceklerdir.

Dokuzuncu Madde: Zonguldak limanının darlığına binaen izdihama sebebiyet vermemek ve tahmiliyenin süratlendirilmesi için kömür yükletenler berveche ati tahmil için haddi asgari olarak tayin edilen miktarı tahmile mecbur tutulacaklardır.

Şöyle ki; Mavna vasıtasıyla tahmili 24 saatte yani 192 ton, yani sabah saat altıdan akşam saat altıya kadar saat de 12 şer ve akşam saat altıdan sabah saat altıya kadar saatte dörder ton macuna vasıtasıyla tahmili 24 saatte 750 ton, yani sabah saat altıdan akşam saat altıya kadar saatte ellişer ton akşam saat altıdan sabah saat altıya kadar saatte 12,5 ar ton rafi (televatur) ile seri tahmil, yirmi dört saatte 1200 ton yani sabah saat altıdan akşam saat altıya kadar saatte 25 er ton kömür yükleten gemi, balada zikir olunan haddi asgarilere vasıl olamadığı takdirde aleti tahmiliyeyi işgal etmesinden dolayı tahmil edemeyeceği beher tona için altın akça olarak iki kuruş tediyesine mecbur olacaktır. Ve rusmu tahmiliyeden başka (televaturla) tahmil edilecek gemiler için bir rüsum mahsus ahz edilecektir. Ancak alakadarının işbu mecburiyetine karşı şirket dahi yukarı da yazılı hususat haddi sağir miktarını yirmidört saatte taksim ile beher saate isabet eden miktar kömürün nakil ve ihzarına muktezi olan alet ve edevatı bila noksan ikmal ve ihzar edecektir. Mesela televatur ile 24 saatte 1200 ton tahmiline alakadaran mecbur olduğuna mukabil şirkette 1200 tonun beher saatte isabet eden elli ton kömürü nakil etmek üzere vagonları ihzar edecektir.

Onuncu Madde: Liman ve rıhtıma yanaşamayan sefain mavuna vasıtasıyla kömür nakil serbest bulunduğundan arzu edenler kendi mavnalarıyla veya hariçten tedarik veya isticar edecekleri mavnalar ile kömür nakil ve tahmil edebilirler. Yalnız liman ve tahmil rüsumu olarak imtiyaz mukavelesi ne göre ton başına 5,5 kuruş altın parayı tediye edeceklerdir. Şu kadarki mezkûr mavnaların gerek dolu gerek boş olarak limanda tevkiflerine lazım gelen mahalli şirket temin ve vermeye mecbur olup limanın müsaadesizliğine bağlı olarak bu nevi mavnaların aynen görülecek lüzum ve ihtiyaca göre tezyit olunmak üzere şimdilik on adedi tecavüz etmeyeceklerdir.

Kömür tahmili için gelen mavnalardan başka liman dâhilinde duran vesait nakliye duhuliye ve tevkif rüsumlarından muaf olup ber veche ati yalnız demir atmak rüsumuyla mükelleftir.

Sandalların tülü hesap olunarak beher metre tulüne mukabil bir ay için 2,5 kuruş ve ay küsuru bu hesap üzere hesap olunur.

Kayık ve depo ve şilepler beher tonajı itibariyle bir ay için kezalik iki bucuk kuruş ve ayın küsuru bu hesap üzerine tediye olunacaktır.

Onbirinci madde: Kömürün tahmili ve tahliye ve aktarma muamelatı her ne suretle icra edilirse edilsin şirket müteahhit tüccar hakkında aynı muamele edilerek bu bab da hiç bir kimse muamele-i istisna veya rüçhan iddiasında bulunamayacaktır.

Onikinci Madde: Tahmil için limana giren sefainin bağlanacağı mahal yapacakları tahmile göre tayin edilecektir. Diğer sefainlerin bağlanacakları mahal hacim istiapları ne olursa olsun liman muamelat müdüriyeti tarafından tayin edilecektir. Bir halet mecburi tahkik ettikçe kendisine tahsis edilen mahallin gayri bir yerde tevkif edilen gemi miktarı istiabına göre yarım liradan iki liraya kadar cezai nakdiye mahkûm olacaktır.

Onüçüncü Madde: Sefain Kaptanları limandan hareketlerinden evvel tahsili rüsum kalemiyle kati hesap edip harç veya ceza nakdi olarak vermiş oldukları ücretin makbuz senetlerini alacaklardır.

Cezai nakdi itası icap ettiğinde, iş bu keyfiyet tahsil rüsum kalemi tarafından muhalif nizam hareketinde bulunmuş olan sefain kaptanına yazılı olarak beyan olunacaktır. Bir gemi vermekle yükümlü olduğu rüsumu veya hakkında hüküm edilen cezai nakdiyi ita etmeksizin limandan hareket ederse rüsum ve cezai nakdiyi iki kat olarak vermeğe mecbur olacaktır. Bu surette tahsili rüsum kalemi tarafından gemi Osmanlı sancağına hamil ise liman reisine ve eğer ecnebi sancağına hamil ise hükümet mahalliye vasıtasıyla mensup olduğu konsoloshaneye ihbarı keyfiyet edilecektir. Tahsil ve rüsum kalemiyle liman muamelat müdüriyeti yaz mevsiminde her gün sabahları alafranga saat altıdan ve kış mevsiminde yediden gurup şama (akşam) kadar açık bulunacaktır.

Ondördüncü Madde: Gerek tahsil ve rüsum kalemi ve gerek liman muamelat müdüriyeti tarafından vaki olacak bütün tebligat yazılı olarak kaptan veya ikinciye hitap olunacak ve iş bu tebligat vukuu bulduğu saati zikir ile koçanlı bir deftere vaaz ve imza edecektir. Defterler kaptanlar tarafından şirkete hitaben vaki olacak talip (isteme) ve beyanat için dahi istimal olunup bu suretle yine saatin zikri lazım gelecektir.

Onbeşinci Madde: Hattı asgari ve azami olan cezai nakdilerde tayini miktar hususu liman reisinin inzimamı reyi ile şirkete ait olacak fakat bila istisna bütün cezai nakdilerin tahsili liman riyasetinin salahiyetinde bulunacaktır. İş bu nizamnamenin tatbikinden mütevellit her nevi itiraz için doğrudan doğruya liman muamelat müdüriyetine müracaat olunacak müdüriyet canibinden bu itirazlara, itirazlarının mahiyeti ve saat vukuuna havi bir makbuz ve iş bu nizamnamenin tefsirine ait husus her halde şura-i devlete ait olacaktır.

On altıncı madde: Zonguldak limanı, tevkifi liman olmayıp tahmil hususuna öncelik verdiğinden fırtınadan mahfuz etmek veya vaki olan hasaratı tamir etmek üzere limana sığınan sefain fırtına geçer veya yoluna devam edebilecek derecede gerekli tamirat yapılır yapılmaz hiç beklemeden gitmeğe mecburdur. Gemi bir dava veya hacizden dolayı Zonguldak’ta tevkife mecbur olan gemi derdest bulunan davanın sonuna veya haczin kaldırılmasına kadar liman haricinde bekleyecektir.

Onyedinci Madde: Zorunlu olarak bağlı olduğu halattan gayri ahvalde gemilerinin limanda sebep olduğu hasardan dolayı kaptan ve sefine sahibi mesuldür.

Onsekizinci Madde: Sair gemilerin hareketini kolaylaştırmak için verilen halatı almaktan veyahut halatlarını laçka etmekten hiçbir kaptan vaz geçemeyecektir. Liman muamelat müdüriyeti tarafından keyfiyet kanunen sabit görülürse, kaptan yarım liradan iki liraya kadar cezai nakdi vermeye mecbur olacaktır.

Halat almak veya laçka etmek hususundan vaz geçen kaptanların bu hareketi zorunluluktan kaynaklanıyorsa, cezadan muaftırlar. Bu gibi durumlar zaruriyetin nedenlerine ve liman reisinin takdirine bağlıdır.

Ondokuzuncu Madde: Limana maden kömürü kırıntıları boşaltmak toprak ve enkaz ve pislik ve çöp ve süprüntü vesaire atmak katiyen yasak olup, yasağa karşı hareket edenler, yarım liradan iki liraya kadar nakit cezaya mahkûm olacaklardır.

Yirminci Madde: Gerek doğrudan gerekse dolayısıyla limanın alanını daraltmaya az veya çok neden olacak maddelerin limana atılması veya limanda terk edilmesi her türlü şartlarda kesin olarak yasaktır. Bu yasağa karşı hareket eden gemi kaptanları, birinci defa için bir liradan üç liraya kadar ikinci defa için üç liradan beş liraya kadar ve üçüncü defa için beş liradan on liraya kadar nakit ceza vereceklerdir. Esbabı mecburiden dolayı terk edilen eşyaya gelince bundan dolayı geminin vereceği tazminat eşyanın şirket marifetiyle kaldırılmasında sarf olunan para miktarından ibaret olacaktır.

Yirmibirinci Madde: Gerek sefine ve gerek küçük teknelerden biri havuz içinde battığı takdirde sahibi veya kaptan hiç beklemeden kazazede gemiyi yüzdürmeğe mecburdur. Tamamen yüzdürmek mümkün olmadığı takdirde, kısım kısım yüzdürmek veya parçalamak icap ederse, liman muamelat müdüriyeti bu işin süratle yapıldığına ikna olacak ve nakit para sarf edildiğinde bu bab da her türlü vesait i zorlamayı kullanma hakkı olup, bütün masraf zarar ve ziyan batan sefinenin sahibine ait olup, zarar ve ziyanı bizzat kendisi karşılayacaktır.

Yirmi ikinci Madde: Hamulesi dâhilinde barut ve dinamit ve saire gibi yanıcı madde bulunan geminin limana duhulü katiyen memnudur. Bu nevi hamulesi bulunan gemi limana yaklaşınca pruva direğine kırmızı bir bayrak çekmesi icap eder bu cins hamulelerin tahliye veya âdemi tahliyesi hususunda hükümet seniye-i canibinden olacak nizamnameye tabi olacaktır. Ancak harp gemileri her türlü kayıttan azadedir.

Yirmi üçüncü Madde: Bir gemi havuz sularında kendine ait olmayan demir veya batık bir eski tekneyi veya eşya saire kurtardığı takdirde kaptanı tarafından liman başkanlığına derhal bildirilecektir.

Eşya, liman başkanlığına mahsusu talimatın 28 inci maddesince tevkife müsaitse liman başkanı tarafından üç aydan altı aya kadar saklanacaktır. Bu müddet zarfında eşyanın sahibi meydana çıkarsa yarısı kurtaranlara terk olunacaktır.

Eşyayı kurtaran şirket olduğu takdirde dahi yarısı şirkete ve diğer yarısı ispatı mülk eyledikten sonra sahiplerine iade edilecektir.

Müddeti muayene zarfında kurtarılan eşyanın sahipleri zuhur ettiği halde, eşyayı liman idaresince satışıyla liman hâsılasının yarısı kurtaranlara veya şirket tarafından kurtarılmış olursa şirkete verilecek ve sahibine ait olması lazım gelen yarı parası dahi Bahriye Nezaretinin özel hissesi olmak üzere mazbata ile liman başkanlığına teslim edilecektir.

Kurtarılan eşyanın muhafazasında zarar olduğu tahkik eder yani bu suretle eşyanın kıymetinin azalacağı anlaşılıyorsa eşya liman başkanlığınca satılıp yukarıda gösterilen müddet zarfında saklanacak ve müddeti son bulunca salef el zikir muamele icra olunacaktır.

Yirmi dördüncü Madde:

Balada zikir edilen maddelere göre tahsil edilen nakit cezalar liman başkanı ile şirket arasında eşit olarak taksim olunacaktır.

Yirmibeşinci Madde: İş bu imtiyaz şartnamesi ile şartnamenin izah ettiği kuralları kimse izale edip halel getirmeyecektir.

Fi 13 Rebu-i el ahir sene 328 fi Nisan 10 sene 326. (Fi 23 Rebu-ı Ahir Sene 1328 ve Fi 21 Nisan sene 1326 Tarihli ve 52 numaralı Teskere-i Samiye ile Tebliğ Buyrulmuştur. Der saadet. Hamdi İhsan ve Şürekâsı Matbaa-i Osmanî Şirketi)

Kaynak: Erol Çatma - Zonguldak Nostalji