Türk edebiyatının büyük üstatlarından Oktay Rıfat arkadaşları Melih Cevdet ve Orhan Veli’yle birlikte, yerel edebiyat çevrelerinde büyük sansasyona ve tartışmalara sebebiyet verecek olan “Garip” adlı şiir kitabını yayımlayıp Cumhuriyet sonrası Türk edebiyat tarihinde, “Garipçilik Akımı” (Birinci Yeni Hareketi olarak da bilinir) adlı yeni ve çağdaş bir akımı başlatmışlardır.

Oktay Rıfat askerlik hükümlülüğünü yapmak için Zonguldak'a gelmiş, dönemin valisi Halit Aksoy’un kızı Türkan ile tanışmış ve kısa süre sonra da evlenmişlerdir.

Ancak bu evlilik uzun sürmemiş ve trajik bir sonla bitmiştir.

Verem; savaş yıllarının en yaygın hastalığıdır. Yakalananı iğne ipliğe çevirdiği için ince hastalık da derler. Zonguldak’ın ıslak, kirli havası, savaş günlerinin azdırdığı yoksulluk ve yoksunluk başlıca sebebidir…

Zonguldak'ta verem denince akla gelen ilk isim şair Rüştü Onur'dur. Onur'dan başkaları da vardır elbet: Aynı dönemde yaşamış Muzaffer Tayyip Uslu, Kemal Uluser ve Zonguldak Valisi Halit Aksoy’un kızı ve şair Oktay Rıfat’ın eşi Türkan’dır...

Kısa bir süre evli kalan çift Türkan hanımın genç yaşta hastalanıp vefat etmesiyle trajik bir hal almıştır. Türkan Hanım’ın ölüm haberi “Ocak Gazetesi”, 10 Temmuz 1943 tarihli sayısında “Türkancık Öldü” manşeti ile yayınlanır. Vali kızı olması sebebiyle kalabalık bir cenaze töreni düzenlenir. Zonguldak, Zonguldak olalı böyle bir kalabalık görmemiştir. Site Devlet Hastanesi arkasında bulunan mezarlıkta tören yapılır. Cenaze törenine Shopen’in Cenaze Marşı eşliğinde, on binlerce kişi katılır…

Türkan Hanımın mezarı 1970’li yıllarda Asri mezarlığına taşınır ve yeni yerinde tarihin unutulmuşluğu içinde yatmaktadır…

Zonguldak Nostalji