Onlara “Deli” dense de, hangi birimizin deli veya akıllı olduğu tartışmaya açıktır... Onlar; son derece duygusal, dürüst ve içinden geldiği gibi davranan çok özel insanlardır. Neler yaşadıklarını, iç dünyalarında esen fırtınaların dışa yansımasının derinliklerini kimse bilemez…

Eskilerden, Şükrü ve Nuri’yi hatırlıyorum... Son dönemdekiler gibi özel insanlardı, kentin renkleriydiler…

Deli Şükrü kültürlü adamdı, Çatalağzı’nda ikamet eder, kentin her yerinde karşınıza çıkabilirdi. Gazetesiz gezmezdi, lise mezunu akıl delisiydi, kültürlüydü, hayat şartları ve alkol onu sokaklara düşürmüştü. Genelde kordon boyunda gezinir gazete, kitap okurdu, sağda solda bulduğu gazeteleri toplar, en ufak haberine kadar okur, bulmacalarını çözerdi.
Şükrü’nün üzerinden tren geçmesi sonucu yaşama veda ettiği biliniyor.

Deli Nuri, dağınık ve yalnız biriydi. Başıboş dolaşır, her gün İstanbul Pastanesi’nde köşesine oturur, ikramları beklerdi…

Güllü Dayı, yakın zamanın güzel insanıydı. Asıl adı Birol Kızıltan’dı, boynunda kıravatı, yakasında ve elinde çiçekleri, şarkıları, hoşsohbeti ve güzel yüreği ile çok tanınmış ve sevilmişti.
Festivaller başta olmak üzere tüm etkinliklere renk katardı. 
Aralık 2011'deki ölümü herkesi üzmüştü…

Savurduğu taşı hedefe kitleyen Mareşal, yazın sıcağında paltosuz dolaşmayan Katırcı, okul ve stat önünde sakız satan Deli Fikri, saate bakmadan zamanı dakikasıyla bilen Deli Hacı, İkincimakas’tan Şarapçı Cemil Dayı, Çaydamar’dan Ramazan, Çatalağzı’ndan Deli Hamide, Deli Yaşar, Deli Bayram ve Deli Hasan, Dünya Başkanı Deli Şerafettin ve ismini unuttuğumuz diğerleri… 
Her biri bu kentin insanları, sosyal hafızalarıydı…

Eski Zonguldak, her yönüyle olduğu gibi insan manzaraları ile bambaşka güzeldi.
Bu özel insanlar kendi dünyalarında bizim bakışımızla perişandılar, ama etrafa hep mutluluk verdiler, eğlendirdiler bazen de anlatılması zor hayat dersleri verdiler…

Yüksel Yıldırım-2019
Zonguldak Nostalji

Editör: TE Bilişim