Op.Dr.Tunç Çelebi bundan 56 yıl önce 10 yaşındaki zamanı anlatarak gerçek Zonguldakspor’u anlattı. Çelebi gerçek Zonguldakspor’un 2011 yılında lağvedildiğini belirterek “Kulübün esas sahibi yer altı 40 bin, yer ütü 10 bin emekçi. Taraftar gurubu Karabük ve Bartın’ında içinde olduğu 10 ilçenin tüm insanlarıydı” dedi

Çelebi o zamanın efsane futbolcusu Halil Güngördü ile bir anısını anlatarak zamanın messisi benzetmesini kullandı. İşte Çelebi’nin Zonguldakspor ve Halil Güngördü’yü kaleme aldığı o yazısı

"Yıl 1966,  bundan 56 yıl öncesi…

Ben henüz 10 yaşındayım. Yayla  (Fener) Mahallesi’nde kent tarihi açısından çok önemli olan yapılarından, şimdi yerinde TTK genel Müdürlüğünün olduğu, küçük korusu bulunan E.K.İ nin Fransız Evlerinde oturuyoruz. Bitişiğimiz, oyun alanımız, bahçemiz yine kent tarihi açısından çok önemli bir yapıyken yok edilen Kömürspor/Zonguldakspor Kulübü. (Benim gerçek Zonguldakspor’um maalesef 2011 de 45. yaşında lağvedildi.)

Kömürspor Kulübü Binası Fransızlar tarafından Kilise olarak inşa edilen, daha sonra E.K.İ ile birlikte sinema salonuna dönüşen,  Zonguldakspor kurulduktan sonra da onun adını alan muhteşem bina.

 Aylardan Ağustos,  Zonguldakspor Kulübü yeni kurulmuş, şu an birinci ligin karşılığı 2.Ligde sezona başlayacak.

Sezon açılış günü,  çoğu futbolcular Kömürspor’ dan Zonguldakspor’a geçmiş. Ahmet, Saim, Dündar, Nail, Daryal, Bülent abi gibiler tanıdık, birçoğu da (isimlerinin hepsini bilirim) yeni transfer. Teknik Direktör Selahattin TETİK,  kulüp Başkanı Umum Müdür Abdülkadir ÜNEK, yönetim Kurulu üyelerinin hepsi de ilimizin gerçek liyakatli(!), geçmişinde sporculuk olan üst düzey bürokratları.

Kulübün esas sahibi yer altı 40 bin, yer ütü 10 bin emekçi. Taraftar gurubu Karabük ve Bartın’ında içinde olduğu 10 ilçenin tüm insanları. Madencinin kırmızı kanı ve Karadeniz ile madencinin lacivert iş elbisesinin rengi, arması eski Kömürspor’dan kalma tokmak ve çekiç.

Ben sporcuların hepsi ile çok yakındım. Kulüp kenarında havuz başlında onlarla oturmuş yeni transferleri tanımaya çalışıyor Nail Abi ‘de bana onları tanıştırıyordu. Kimi İstanbulspor, Karagümrük, Vefa, Beykoz gibi 1.lig tozu yutmuş, kimi de kimi de Anadolu illeri ile Jandarmagücü, Karagücü gibi yerel amatör takımlardan gelen futbolcuları tanımaya çalışıyor, içim heyecanla doluyordu.  Zira futbol ve kurulduktan sonra da Zonguldakspor her şeyimdi.

Zarif,ince,kaşının üzerinde büyükçe bir  beni olan abiyi göstererek “Sen bil bakalım bu nereden geldi “ diyerek denizi yani Karadeniz yönünü gösterd  Nail abi.. Ben de çocuk aklımla abinin burnuna bakarak Trabzon’dan dedim ama herkes güldü,  şaşırmıştım.  Çünkü o abi Kilimli’li olup Altınordu’dan Zonguldakspor’a transfer olan Halil GÜNGÖRDÜ abimdi.

Daha önce Kömürspor’da bir sezon oynayıp, İzmir’e askerliğe gitmiş, Molnar’ın çalıştırıcılığını yaptığı Altınordu kulübünde oynamıştı. O sene Molnar çalıştırıcılığını yapacağı Fenerbahçe’ye götürmek istemiş o memleketinin takımını tercih etmişti. Ona hayranlığım o gün başlamış, bu yaşımda da hala devam etmektedir.

O bir sporcu/futbolcudan öte sevgi, saygı, yaşamının her anında mütevazılık içine sinmiş iyi bir insan.

Her deplasman gidişinde Kulüp önünde beni öperek vedalaşan, ben uyuyorsam muhakkak babama uğrayan, kendi deyimi ile şans alan, dönüşünde de benim onu kulübün önünde karşıladığım yürekli bir Abi.

Yaşamımda seyrettiğim en müthiş uç oyuncusu. (Bu benim görüşüm değil Zonguldak’ta onu muhteşem günlerinde seyreden herkesi görüşü.)  Zamanının Riva’sı, bence de bugünün Messi’si.

İkinci ligden A milli takıma davet edilen ilk futbolcu.

Efsane Eskişehirspor’un 1970-1971 sezonu Türkiyeı Kupas’nın Finalinde Bursaspor’u 2-0 yenerek kazandığı maçın iki  golünün de sahibi. Bu kupa kazanımı nedeniyle Ankara ‘da Lig Şampiyonu Galatasaray ile oynadıkları Cumhurbaşkanlığı Kupası maçının kazananı Es-Es lerin hücumcusu Halil Abim. Es-Es lerin  “Halil-Fethi-Ender/Fillelere gönder” sloganında ki isim.

Es-Es lerin İspanyol Sevilla i ile oynadıkları Avrupa (o zamanki adı Fuar Kupası) maçında takımı 1-0 mağlup iken 75. dakikada oyuna girip bir dakika sonra golünü atan, daha sonra da 3-1 kazanarak rakibini eledikleri maçın kahramanı.

Gol kralı, Es-Es lerin sembolü Prof.Dr. Fethi HEPER’in kral olduğu sene  “Halil ve Şevki iki, üç saniyede orta sahadan ceza sahasına iner, ortalarını yapar, ben de gölümü atardım” dediği kişi Halil Abim.

Es-Es’ler den sonra döndüğü Zonguldakspor’un birinci lige çıkmasında çok büyük katkısı olan Futbolcu.

Birinci lige takımın çıktığı sene Şampiyonluk düğümünün çözüleceği 7 Nisan 1974 tarihindeki Şekerspor maçının 78.dakikasında oyuna girip, beş dakika sonrası Şekersporu 1-0 yendiğimiz maçın Kapuz tarafındaki kaleye atılan golün sahibi olarak bizi liderliğe, iki üç maç sonrası da 19 Mayıs 1974 de şampiyonluğa arkadaşları ile taşıyan Halil Abim.

Dğer gurubun (kırmızı gurup) lideri Trabzonspor’u 29 Mayıs 1974 de yenerek  2.lig şampiyonu olan ve  aynı sene Gençlık ve Spor Bakanlığı Kupasını kazanan  Zonguldakspor’um .

Zonguldakspor’un profosyenel ligde ilk maçı olan Petrolspor maçında seyrettiğim, stattan kulübe beraber döndüğüm, ne acıdır ki yine Zonguldakspor’un Amatör lige düştüğü Beylerbeyi stadında birlikte izlediğimiz son maçta yanımda olan Halil abim ( Zonguldakspor’un  profosyenel ligilerdeki  ilk maçı ve son maçı )

 Galatasaray Kulübü’nün büyük transferlerini yapan Ergün GÜRS0Y ‘un 20 yıl önce kulağımla duyduğum Fethi DEMİRCAN’a söylediği “Halil gibi futbolcuları transfer edecek para bugün tedavülde yok” cümlesi..

Telefonu * 676707 ile biten Zonguldak sevdalısı…

Kısacası ben Zonguldaklıyım diyenler için bir Zonguldak sembolü.

Sağlık problemlerinde hep yanında olmaya çalıştığım Halil Abi’mi  2 yıldır evinin dışında  misafiri olduğu konukevinde ziyaret ettim dün. Evime dönerken radyomda çalan Erol Evgin’in harika şarkısı eşliğinde onu düşündüm yine ve gerçekten sonsuz bir hüzün düştü içime,  bir de kentimi düşündüm sonra, bir garip duygu çöktü omzuma ve bu yazımı yazmaya karar verdim yıldızlar kaymadan bu dünyadan.

 Belki de bu yazı ile insanların gözünde şimşekler çakar, yağmurlar yağar vefanın Fatih’te bir semt olmadığı hatırlanır diye düşünüyorum.

 Benimkisi de başka  “ İşte öyle bir şey “

Bugün kentimde bir sokakta, spor tesisi gibi bir yapıda adının olmayışı; vefanın, inceliğin ve de hakkın kentimde belgelenmeyişi büyük eksikliktir.

Şehrin bir köşesinde, stadın içinde, BEÜ Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulunun bahçesinde veya kent yöneticilerinin uygun göreceği bir yerde bir büstü veya da bir sokakta adı niçin olmasın Halil GÜNGÖRDÜ’nün? Milyonlarca dolar alan Brezilya’lı Alex’e Fenerbahçe Kulübü heykel yapıyorsa, Eskişehir Büyükşehir Belediyesinin duayen başkanı Prof.Dr. Yılmaz BÜYÜKERŞEN ana caddeye efsane takımın ayak izlerini kalıp şeklinde çıkartıp, üstüne Halil GÜNGÖRDÜ dahil tüm efsane kadronun isimlerini yazıyorsa; bu kentin yetiştirdiği Zonguldak Belediye Başkanı Dr. Selim ALAN veya Kilimli Belediye başkanı Kamil ALTUN bunu gerçekleştiremez mi?  Belki de gerçekleştirip beni ve benim gibi düşünenleri şaşırtırlar mı?  “Yoksa bülbülden vefa ummayın çünkü her dem başka gül üzerinde mi öter?” denir sonunda bilemeyeceğim.

Naçizane talebimin gerçekleşememe nedeni maddi ise; gösterilen bir yere bunu yaptırmaya ben ve benim gibi birçok gönüllünün hazır olacağının da bilinmesini isterim.

Gerçek Zonguldaklıların “vefa” sözcüğünün Fatih’te bir semt veya bozacı adı olmadığını göstereceğine olan inancım ve yaşayan efsanelerin bu dünyadan göçmeden bu günleri görmeleri en büyük dileğimdir.

Zonguldaklıların efsanesi Halil Abim sağlıklı ömürlerin olsun…"