Almanların Osmanlı için çizdiği proje bu şekildeydi.Eğer gerçekleşseydi Zonguldak-Ereğli-Adapazarı bağlantılı bir hat oluşacaktı.

Daha önce bir kaç yazımda bahsetmiştim.Sanayisi gelişmiş devletler özelikle demiryolu yapımında raydan lokomotifine kadar gerçekleştirebilen ülkeler, Osmanlı gibi sanayisi gelişmemiş ülkelere sürekli proje hazırlayıp satıyorlardı.

Aslında bir şekilde sömürü oluşturuyorlardı diyebiliriz.Zira bu gibi dış bağlantılı projeler, kısa zamanda iki taraf için iyi gelişme gibi gözükse de, sürekli satın alan siz olduğunuzda, uzun vadede proje satan devlet geliştirirken, satın alanı da çökertiyordu.

Almanların 1902 yılında Osmanlı padişahı II.Abdulhamid için önerdikleri bu projede bir de Istanbul Boğazı demiryolu köprüsü ön görülüyordu.
Avrupa`dan gelen demiryolu Istanbul Demiryolu Boğaz köprüsü ile Asya`ya birleştiriliyor.

Haydarpaşa istasyonundan başlayarak Sakarya,Bolu,Gerede,Çorum,Amasya,Sivas üzerinden Diyarbakır'a iniyor,Mardin`den geçerek Musul, Bağdat güzergahından Basra Körfezine kesintisiz uzanıyordu. Demiryolu Kuvvet`de son buluyordu.

Bu devasa projede kömür madenlerinin olduğu bölgelere de bağlantılı hatlar yerleştiriliyor. Örneğin Soma,Zonguldak gibi kömür maden yataklarına rayların ulaşımı sağlanıyordu. Ayrıca Erzincan,Erzurum hattı da Almanların hazırladığı bu projede ki İstanbul Bağdat demiryolu hattına bağlanması öngörülüyordu.
Aslında oldukça akıllı çizilen bu proje II.Abdulhamid tarafından onaylanmadı.

II.Abdülhamid`in bazı şeyler kafasına dank etmişti. Zira kurmayları tarafından yabancı devlet ihaleleri suistimal edilerek, riyakatın ortadan kalması, kişisel çıkarların devreye girmesini çok iyi görmüş ve Emperyalizm`in kıskacı altında ki Osmanlı`yı kurtarmak,bunun yerine kendi projesini kendi yapan bir devlet olma yolunda akıl yürüttü.

(Büyük bu tür projeler yapıldığında bu yüzden şüphe ederim.Hele hele dış kaynaklı veya baskılarla olunca.Muhtemelen önümüzde ki yıllarda bir plan için devreye sokulmak isteniyordur.Kanal Istanbul gibi.Ve genelde bu projeler liderlerin altında ki kurmaylarla yabancı devletlerin bir şekilde anlaşması ile devreye sokulan, liderin de buna uyması veya uymak zorunda kalması ile gerçekleşiyor. II.Abdulhamid bunu gördü. bu bakımdan taktir ederim.)

Bunun neticesinde de, bu proje yerine 1903 yılında tamamen kendi imkanlarla Osmanlı sermayesi ile yapılmaya başlanan Hicaz Demiryolu hattı ortaya çıktı. Bu hat çok akıllı bir rota çizilmemiş olsa bile memleketin hemen hemen ilk büyük projesi denilebilir.

Aslında Abdülhamid 1900`lü yılların başlarında Osmanlı`nin kendi projesini kendi yaratmasını istemesi sebebi ile Anadolu’ya bir çok mühendisini yollamış ve projeler hazırlamasını istemişti.Zonguldak`a da gelen mühendisler,bugün gündemde olan ve II.Abdulhamid rüyası diye dillendirilen Filyos projesini hazırladılar.

Abdülhamid`in bu proje yerine kendi yaptırdığı projede ise; Istanbul,Adapazarı,Bilecik,Eskişehir,Konya,Adana üzerinden bağdat`a iniyordu.Lakin Zonguldak gibi önemli kömür şehri, bu hatta bağlantısı düşünülmedi.
Acaba II.Abdulhamid Birinci Dünya Savaşı`nın çıkacağını bilseydi Almanların hattını kabul erdemiydi bilemiyorum.Ama 15 sene sonrasına bakıldığında Almanların Projesinin önemi daha çok artıyor.

Belki Almanlar bunu hesaba katarak böyle bir projeyi Osmanlıya sunmuşlardı.
Hicaz demiryolu 1903`de başlamasına rağmen Bağdat hattı ancak 1940 yılında tamamlanarak ilk tren seferi başlatılıyor.

Demiryolu Ankara-Irmak-Zonguldak hattı, ancak 1937`de gerçekleşiyor.

Cumhuriyet`in ilk yıllarında, Zonguldak-Ereğli-Adapazarı mesafesinde kısa bir hat yerine; Ankara,Irmak,Karabük,Zonguldak arası oldukça uzun bir mesafede demiryolu hattının yapılmasının nedenini hep düşünmüşümdür. Bunun için Cumhuriyet`in Anadolu ile alakalı anlayışına bakmak gerek.Zira Cumhuriyet yönetimi bugünün aksine,Anadolu‘nun bir çok yerinin kalkınması için projeleri çeşitli alanlara yayma düşüncesindeydi. Örneğin, Zonguldak il yapılmasına ramen o dönem oldukça önemli bir sanayi olan Demir-çelik fabrikasını,Zonguldak Merkez`e oldukça uzak olan Karabük`e kurmayı planlıyor.Bakıldığı zaman kömüre uzak, Ankara’ya da uzak olmasına rağmen fabrika buraya yapılıyor. Böylelikle Zonguldak`ın en uzak noktası bile gelişiyordu.

Burada asil bizi düşündüren,Osmanlının son demleri, Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan bu projelere rağmen sonrasında Zonguldak-Adapazarı hattının yapılamaması sorgulanmalı.

Hayati YILMAZ
Zonguldak Tarih

Editör: TE Bilişim