1876 da ki Birinci Osmanlı Meclisi, Sultan ll. Abdülhamid tarafından düşürülünce, Meclis Reisi olan Mithat Paşa, Taif’e sürgüne gönderildi ve 10 Haziran 1883 de sürgündeyken boğularak öldürüldü. “Mithat Paşa” aynı zamanda İttihatçıların ilk şehidi olarak anılır, Zonguldak’ta Mithatpaşa Mahallesi, Mithatpaşa İlkokulu ismi de buradan gelir…

Mithatpaşa Mahallesi sınırları içerisinde, Zonguldak eğitim tarihinin ilklerinden birisi olan Mithatpaşa Okulu yaklaşık bir asırdır eğitime devam etmektedir. Okulun eğitim tarihi kadar duvarlarının da 110 yıllık geçmişe uzanan bir hikayesi vardır. Zonguldak’ta yaşayan gayri Müslim Türklerden Boyacıoğlu ailesine uzanan bir hikayesi vardır. Şimdi 69 Ambarları bölgesine de adını veren 69 nolu maden ocağı sahibi Anasti Boyacıoğlu.

69 nolu ocak künyesi incelendiğinde Anasti Boyacıoğlu ölünce damadı Yorgi ve Kara Yuvan veresesi olarak paylaşmışsa da geride bıraktıkları isim Boyacıoğlu ailesi olarak bilinmektedir.

Okul binasının tarihine ve geçmişte yapılan araştırmalara geçmeden önce 1900 yılı başlarına ait fotoğraf incelemeleri Yeniçarşı ve Mithatpaşa Mahallesi’nin ilk yıllarına ait fotoğraflarda Boyacıoğlu Köşkünün döneme ait en gösterişli yapılardan biri olduğu dikkatlerden kaçmamaktadır. Yeniçarşı’daki Hükümet Binası ve tepedeki Boyacıoğlu Köşkü gösterişli bir yapı olarak dikkat çekmektedir. Daha sonra aynı konumda bugün halen hizmet veren Mithatpaşa Okulunun köşke yapılan ilavelerle konumlandığı sözlü tarih araştırmalarıyla desteklenmektedir.

MİTHATPAŞA OKULU…

1912-1919 yıllarında inşaatı bitirilen okul peş peşe gelen savaşlar nedeniyle faaliyete geçememiştir. Üstelik işgalci devletlerin (Fransızlar) hem okul hem de kilise görevini görmüştür.

1922 yılında arap harfleri ile ilkokul olarak eğitime açılmış olup ilk mezunlarını 1924 yılında verdiği kayıtlardan anlaşılmaktadır.

Cumhuriyetin ilanından sonra okul çevresi kültür merkezi olmuş. Atatürk devrimlerinin benimsetilmesinde çok önemli rol oynamıştır. Zonguldak’ta ilk şapkayı okulun öğretmenleri giymiş, halka ilk yeni yazıyı bu okulun öğretmenleri öğretmiştir.

Bugün de eğitim ve öğretime en iyi biçimde cevap verebilecek niteliğe sahiptir.

11 derslik kapasiteli okul Ağustos 1998 tarihinde yapılan inşaatla 15 dersliğe çıkarılmıştır.

Bugüne kadar okuldan 2205 erkek ve 2028 kız olmak üzere toplam 4233 öğrenci mezun olmuştur.

1948 tarihli Ticaret dünyası dergisi konuyla ilgili şu bilgileri vermiştir.

“Zonguldak Ortaokulu Vali Hüsnü Bey zamanında –halen Mithatpaşa İlkokulu olan- yarım Rum mektebi ikmal ve tevsi edilerek 1924 yılı ikinci teşrininde açılmıştır. Bu zamanda okulun ilk kısmı da mevcuttu. İki sene sonra ortaokulların ilk kısımlarını bakanlık kaldırdı. Açılışı çok yeni olan ve talebe sayısı ancak 40 kadar olan bulunan ortaokul için bu bina büyük olduğundan yine Rum envali metrukesinden olan eksik bir eve hususi muhasebe tarafından 3500 lira harcanarak tamamlandı… Bunun üzerine ortaokul Vali Hüsnü Bey zamanında bu yeni binaya taşındı. Ortaokulun talebe sayısı seneden seneye artınca bina yetersiz gelmeye başladı. Vali Halit Aksoy 40 bin lira bir para ayırarak yeni okul binası yaptırdı. 1935 yılı kanununda ortaokul yeni binasına taşındı.”

Sözü geçen Mithatpaşa İlkokulu binası için söylenen çok söz vardır. Bunlardan biri okulun vatandaş katkısı ile yapıldığına dairdir. Oysa Ticaret Dünyası’nın da belirttiği gibi zaten az olan öğrenci sayısı için 1924 yılında vatandaşın bu katkıyı yaptığını söylemek biraz çelişkili durumdadır.

SAFFET CAN ARAŞTIRMASI…

İkinci bir tespit eğitimci-yazar Saffet Can tarafından yayınlanan “Emin Dayı” adlı kitapta yer alan Mustafa Erkişi ile yapılan söyleşidir:

-Devlet Hastanesi’ni Boyacıoğlu isimli bir gavur yaptı. Ambarların oradaki ocağın sahibiydi. Bu Mithatpaşa Okulunun olduğu bina bu adamım evi idi.

-o Koca okul bunun evimiydi?

-Eviydi ya. Onu sürüyorlardı buradan. Bu yüzden “Beni sürmeyin de ben buraya bir hastane yapayım” dedi. Ama yine de sürdüler onu.

-Yunanistan’a silah gönderdiği için sürmüşler.

-Belki de yapmıştır gavur. Vapur geldi onları almaya yatak yorgan didik-didik aradılar. Çok altın yakaladılar üzerinde”

Bir tanesi hırka giymiş sırtına. İçine bütün beşibirlikleri, liraları dikmiş. Ararken buluyorlar tabi. Çakıyla tek tek çıkartıyorlar altınları. 25 kilo geldi. Bir tanesi evinin kuzinesinin içine yerleştirmiş. Üstüne de beton dökmüş. Hükümet bir kanun çıkarmıştı. Kaç sene sonra, müracaat etti. Güya o kanundan istifade etmeye geldi. Benim Zonguldak’’ta anılarım var dedi. Yıktılar kuzineyi. 2000’den fazla kırmızı lira çıktı. Hükümet ona 200 tanesini verdi.

ALİ SARIKOYUNCU ARAŞTIRMASI…

Saffet can’ın kitabında geçen Mustafa Erkişi’nin anlattıkları Doç. Dr. Ali Sarıkoyuncu’nun yayınladığı “Milli Mücadele’de Zonguldak ve Havalisi” adlı kitaptaki tespitlerle de çakışmaktadır. Sarıkoyuncu’nun eserinde yabancı uyruklu kişilerin casusluk faaliyetlerini ve bunlara bağlı olarak Zonguldak’ta Türklere karşı nasıl silahlandıklarını anlatırken sf: 216’da şöyle demektedir:

“Ayrıca, Zonguldak’taki zengin Rumlar, Yunanlılara silah ve mühimmat bakımından da yardımcı oluyorlardı. Bu konuda Ali Şeker “Bu Rumların bir kısmı bizden gözüküyordu. Ama bu sahteydi. Mesela Zonguldak’ta Boyacıoğlu diye zengin biri Rum vardı. Zonguldak Hastanesinin yapımına yardım etmiştir. Fakat o aynı zamanda Yunanlılara top mermileri temin etmiştir. Mermilerde Boyacıoğlu ismi tespit edilince sürülmüştür. Bunlar böyle adamlardır.” Demektedir…

Mithatpaşa ve Namık Kemal İlkokullarıyla şimdiki özel idare binasının bulunduğu yerdeki ilk ortaokul için Zonguldak işçi emeklileri Derneği başkanı Nurettin Alkan ile yapılan (3.1.1995) söyleşiden bir kesit sunuyoruz. 1915 doğumlu Nurettin Alkan 6 yaşında geldiği Zonguldak için oldukça önemli açıklamalarda bulunuyor:

“(Fener Mahallesi), biz onlara “teneke evler” derdik. Fransız Mahallesi’dir oranın adı. İlkokulun üçüncü sınıfına kadar orada oturduk.

-Okulunuz neredeydi?

-Mithatpaşa okulu vardı o zaman başka okul yoktu. Bir de Namık Kemal Okulu vardı.

-Yani şimdi 70 yıl öncesinin Zonguldak’ını hatırlıyorsun?

-Çok iyi hatırlarım kız ve Erkek öğrenciler birleştikleri zaman beşinci sınıftaydım. Sonra da bayan ve erkek öğretmenler de karma olarak ders vermeye, aynı çatı altında çalışmaya başladılar. Namık Kemal Okulu kız okuluydu. (….)

Şu anda verem dispanseri olarak kullanılan yer var ya, orası valilik binasıydı. Yanında da ortaokul binası vardı.. Sonradan yıktılar de yeni bir bina yaptılar. Verem Dispanseri’nde Vali Altıok oturuyordu.”

Mithatpaşa İlkokulu’nun 1924 yılında mezun verdiği dikkate alındığında Cumhuriyet kurulmadan önce açıldığı kuvvet kazanmaktadır.

Yüksel Yıldırım

Yardımcı kaynaklar

Erol Çatma (Madenci-Araştırmacı-Yazar)

Editör: TE Bilişim