Son zamanlarda ülkemiz genelinde yaşanan kuraklık nedeniyle millet olarak adeta bir arayış içindeyiz. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verdiği bilgilere göre Türkiye’miz “şiddetli kuraklık” riskiyle karşı karşıyadır. Bazı bölgelerimizde, kış mevsimi olmasına rağmen “acil durum” gerektirecek şekilde şiddetli kuraklık yaşandığı belirtilmektedir.

Diyanet İşleri Başkanlığı 11.12.2020 tarihinde bir çağrı yaparak Cuma Namazı’ndan sonra bütün camilerde “yağmur duası” yapılmasını sağlamıştır. Allah dualarımızı kabul eylesin. Rahmetini üzerimizden esirgemesin. 

Dua, İslâm’dan nasibi olmayan, kendi kadim değerlerinden kopmuş insanlar için gereksiz bir şey görünse de müslümanlar için olmazsa olmaz bir yakarış, bir ibadettir. Yüce Allah (cc) dua’nın önemi hakkında ayet-i kerimeler inzal buyurmuş ve dua edenlerin duasına karşılık vereceğini bildirmiştir. Şu ayet-i Kerimeler bunun en güzel örneğidir:

 “(Ey Muhammed!) De ki: “Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin!” (Furkan Suresi 77)

"Kullarım beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm…" Bakara Suresi,186

Değerli dostlarım, işte dua, biz Müslümanlar için bu kadar önemlidir. Yalnız şu hususu aklımızdan çıkarmayalım ki dua iki çeşittir. Biri sadece söz ile yapılan kavli dua, diğeri de hal ve hareketlerle yapılan fiili dua.

Kavli dua’larımızı fiili dualarla desteklemek zorundayız. Elbette dilimizle dua edeceğiz. Allah (cc)’a halimizi arz edip ondan yağmur isteyeceğiz, rahmet dileyeceğiz. Ancak bunun yanında mutlaka fiili dua da yapmalıyız. Unutmamak gerekir ki fiili dua, kavli duadan daha da önemlidir.

Hal ve hareketlerimizle Rabbimizin rızasını kazanabilecek ve bunun sonucu olarak da onun rahmet ve bereketini celbedecek icraat ve faaliyetlerde bulunmak zorundayız. 

Bakınız sizlerle sosyal medyada rastladığım ibret dolu, güzel bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum. Bu hikâye, sanırım bütün meramımızı anlatmaya yetip artacaktır.

“ Kurak geçen bir yaz gününde cemaat Cuma namazı sonrası Camii imamı ile beraber kurumaya yüz tutmuş mahsülleri kurtarma ümidiyle bozkıra yağmur duasına gider.

Hacet namazları kılınır, dualar edilir, kurbanlar kesilir ama gökyüzü’nden tek damla yağmur düşmez yine!.

Cemaat boynu bükük tekrar kasabaya geri döner, aradan bir kaç gün geçer ve bir Allah dostunun yolu kasabaya düşer..

Kasaba halkı, Allah dostunun yanına gelerek kendileri için yağmur duasına çıkmasını söyler. Ancak Allah dostu yağmur duası yerine kasabayı beraber gezmeyi önerir halka..

Halk şaşkınlık ve merakla birlikte Allah dostunun ardına düşer, evleri dolaşmaya başlarlar..

3-5 evi dolaştıktan sonra damı çökük, kapısı kırık bir eve rastlarlar ve Allah dostu kapıdan içeri doğru seslenip ev hanesini dışarı çağırır..

İçeriden orta yaşlarda üzeri yamalı bir kadın ve iki yetim kız çıkar..

Allah dostu hâl hatır sorduktan sonra evin beyinin kalp krizi geçirip erken yaşta öldüğünü ve kadının da iki yetim kızıyla yalnız başına kaldığını öğrenir..

Allah dostu, kadın ile hasbihal ettikten sonra küçük kızlara kendisinden istekleri olup olmadığını sorunca kızlardan birisi, evlerinin  çatısı için kiremit, diğeri de kendisi için yeni bir ayakkabı ister..

Allah dostu, hemen yanındaki cemaate, evin damı için kiremit ve diğer kız için ayakkabı alınmasını buyurur..

Kiremitler ve ayakkabılar geldikten sonra Allah dostu küçük kızlara "En çok ne için dua edersiniz, söyleyin bakalım dedenize" diye sorar!.

Kızlardan birisi, "Yağmur yağdığında damımız eski olduğu için evimiz ıslanmasın diye, Allah'tan yağmur yağdırmamasını isterim hep" der!.

Diğer kız ise, "Ben de eski ayakkabım delik, ayaklarım yağmurlu havalarda ıslanıyor diye Allah'tan yağmur yağdırmamasını istiyorum hep" demiş!.

Allah dostu, bu sözlerden sonra yanındaki cemaate dönerek, "Sadece Allah'ın kudretinde olan bir duayı etmeden, kendi kudretinizle birinin duasını yerine getirmediğiniz sürece duanız kabul olmaz ey cemaat" diyerek meseleyi özetlemiş!.”

Evet, görüldüğü gibi her şey ihmâl ettiklerimiz varsa onların elinden tutmaya ve böylece Rabbimizin rızasını kazanmaya bağlı. Bunu, bırakın başarmayı, başarmak için adım attığımız andan itibaren hayatımız da, dünyamız da değişecektir. Peki onun rızasını nasıl kazanacağız derseniz, lütfen yukarıdaki hikâyeyi bir daha okuyalım. Yine anlamadıysak bir daha, ve bir daha…

Allah (cc), ülkemizden rahmetini ve bereketini esirgemesin.

Selâm ve dua ile…