İtilaf Devletleri hangi antlaşmadan sonra topraklarımızı işgal ettiler sorusu çok merak edilen konular arasındadır. Tarih ile yakından ilgilenen kişiler özellikle Osmanlı Devleti’nin son dönemlerini fazlası ile merak eder. Osmanlı Devleti girmiş olduğu Birinci Dünya Savaşı’ndan büyük bir yenilgi ile çıkmıştır. İtilaf Devleti ile arasındaki savaşı Mondros Ateşkes Antlaşması ile bitiren Osmanlı Devleti çok büyük yaptırımlarla karşı karşıya kalmıştır.

Bu antlaşma sonrasında da Osmanlı topraklarının birçok yerinde işgal süreci başlamıştır. Birinci Dünya Savaşı birçok ülke için olduğu kadar Osmanlı Devleti için de çok kötü sonuçlar doğurmuştur. Bu antlaşmanın imzalanması Osmanlı Devleti’ni bitiren adımlardan birisi olmuştur. Mondros Ateşkes Antlaşması içerisinde birçok önemli madde bulunmaktadır. Bu maddelerin her birisi Osmanlı Devleti için çok kritik olarak kabul edilmektedir. Osmanlı topraklarındaki en stratejik alanların işgali bu antlaşma ile başlamıştır.

Bu nedenle İtilaf Devletleri hangi antlaşmadan sonra topraklarımızı işgal ettiler sorusunun yanıtları da her tarih sever açısından büyük bir önem taşımaktadır. Antlaşma Osmanlı Devleti’ni fiilen bitiren antlaşmalardan biridir.

Mondros Ateşkes Antlaşmasının Maddeleri

Birinci Dünya Savaşı sona erdikten sonra kazanan devletler kaybeden devletlerle antlaşmalar imzalama yoluna gitmiştir. Kaybeden devletlerden birisi de Osmanlı Devletidir. Osmanlı Devleti kazanan devletlerle Mondros Ateşkes Antlaşması imzalamıştır. Ateşkes antlaşması savaşın bittiğini gösteren bir antlaşmadır. Bu antlaşmaya dayanarak itilaf devletleri bazı güvenlik tedbirler alma adı altında Osmanlı topraklarının işgaline zemin hazırlamışlardır. Antlaşma toplamda 25 maddeden oluşur. Ancak Osmanlı topraklarını işgale açık hale getiren maddeler bellidir. Osmanlı Devleti’ni fiilen bitiren antlaşmanın maddeleri arasında şunlardan bahsetmek mümkündür:

  • Osmanlı Devleti’nin suları içerisinde yer alan tüm mayınların temizlenmesi sağlanacak.
  • İstanbul ve Çanakkale boğazları açılarak Karadeniz işgal edilecek.
  • İtilaf Devletinin tüm esirleri ile Ermeni esirlerin teslimi şartsız olarak gerçekleştirilecek.
  • Osmanlı ordusunun yalnızca hudut koruması ve asayiş temini kadar kısmı bırakılacak gerisi teslim edilecek.
  • İtilaf Devletleri tehdit unsuru olan bir durumda gerekli gördüğü yerleri işgal edebilecek.
  • Demir yollarından itilaf devletleri yararlanabilecek ve Osmanlının tüm ticaret gemileri itilaf devletlerinin denetiminde olacak.
  • Hükümet haberleşmeleri dışında tüm telsiz, telgraf işletmeleri itilaf devletlerinin denetiminde olacak.
  • Toros tünelleri İtilaf Devletleri tarafından işgal edilecek.
  • Osmanlı Devleti’ne ait tüm savaş gemileri teslim edilecek.

Mondros Ateşkes Antlaşması, teslim olmanın görünümü açısından büyük bir önem taşımaktadır. İtilaf Devletlerine istedikleri ortamı yaratan en önemli antlaşmalardan biridir. Osmanlının boğazlar üzerindeki tüm hakimiyetini kaybettiğinin de önemli kanıtlarından biridir. Anadolu’nun tüm topraklarını da açık hale getirmiştir. Özellikle 7. Maddeye göre Osmanlı işgal edilebilir bir duruma gelmiştir. İtilaf Devletleri hangi antlaşmadan sonra topraklarımızı işgal ettiler sorusuna da bu açıdan Mondros Ateşkes Antlaşması şeklinde yanıt verilir.

Mondros Ateşkes Antlaşmasının Özellikleri

İtilaf Devletleri hangi antlaşmadan sonra topraklarımızı işgal ettiler sorusu kadar Mondros Ateşkes Antlaşmasının özellikleri de merak edilen durumlardandır. Bu antlaşmaya göre Osmanlı Devleti saldırı durumları karşısında tamamen savunmasız bırakılmıştır. Aynı zamanda teslim olma antlaşması özelliği de taşımaktadır.

İtilaf Devletleri yapacakları işgalleri hem kolay hem de meşru bir hale getirmek için Mondros Ateşkes Antlaşmasını kendilerine dayanak kılmışlardır. Bu antlaşma içerisinde Osmanlı Devleti’nin lehine hiçbir madde olmaması da antlaşmanın özelliklerinden biridir. Hem savunmasız kalmış hem de işgaller karşısında hiçbir şey yapamamıştır.

İtilaf Devletleri asıl hedeflerine Mondros Ateşkes Antlaşması’nın maddeleri ile ulaşmayı hedeflemişler ve bunu da başarmışlardır. Tüm bu nedenlerden dolayı antlaşma Türk tarihinde çok önemli bir yere sahiptir.

Editör: TE Bilişim