Gazeteci ve köşe yazarı Fatih Çekirge, bugünkü köşe yazısında Zonguldaklı Çağla ve Mardinli Mehmet’in başarılarını konu edindi.

 Gazeteci Çekirge, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nin ülkemizi ve şehrimizi temsil ettiği Grizu-263 projesini, projenin mimarı Çağla Aytaç Dursun’u, 17 yaşında çobanlık yapan Mehmet’in “rüzgar enerjisi” projesini kalemine aldı.

Fatih Çekirge’nin Köşe Yazısı:

Mühendis Çağla uzaydan, çoban Mehmet dağ başından

Bu pazar sizi biraz gerilere götürüyorum.

Yanlış anlamayın...

Geleceğe döneceğiz sonunda... Tarih 17 Ekim 2020...

Haberi ve fotoğrafı görünce şöyle yazmışım:

“NASA 2018 yılında bir ‘model uydu’ yarışması düzenliyor.

Bizim çocuklar ‘İşte hocam’ diyorlar, ‘Bu bize fırsattır’... Ve Prof. Dr. Bülent Ekmekçi, ‘Size inanıyorum çocuklar’ deyince başlıyorlar çalışmaya...

2 yıl çalışıp Türkiye’nin ilk cep uydusunu yaratıyorlar...

5 santimetre boyutunda bir küp halindeki bu cep uydusu, önceki gün yarışma için yola çıkıyor.”

Bizim çocuklar ‘İşte hocam’ diyorlar, ‘Bu bize fırsattır’... Ve Prof. Dr. Bülent Ekmekçi, ‘Size inanıyorum çocuklar’ deyince başlıyorlar çalışmaya...

2 yıl çalışıp Türkiye’nin ilk cep uydusunu yaratıyorlar...

5 santimetre boyutunda bir küp halindeki bu cep uydusu, önceki gün yarışma için yola çıkıyor.”

2- GRİZU-263 UZAY TAKIMI

Peki kim bu çocuklar?

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Grizu-263 Uzay Takımı...

Takım kaptanı Çağla Aytaç Dursun: “Uydumuz, madencilerimizin isimleriyle beraber Aralık 2020’de uzaydaki yerini alacak ve 525 kilometre alçak dünya yörüngesinde 4 yıl 8 ay görev yapacak.”

İşte uydunun adı bu nedenle ‘Grizu-263’.

Hatırlayın...

Zonguldak’taki maden faciasında hayatını kaybeden 263 madenciyi...

Çocuklar bir NASA yarışmasında dünyadan 525 kilometre yukarı gönderdikleri uydularını bu madencilere adıyorlar...

Daha ne olsun... Ve aradan aylar geçiyor...

Geliyoruz bugüne.

Önceki gün yine DHA Zonguldak’tan muhabir Ali Sencer Arslan’ın bir haberini okuyorum:

“Türkiye’nin ilk cep uydusu Grizu-263A’yı tasarlayıp uzaya gönderen Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Uzay Takımı Grizu-263 ekibi, Amerika’da düzenlenen CanSat model uydu yarışmasında tasarladıkları yeni uyduyla ‘dünya birincisi’ oldu.”

Vay vay vay...

Anadolu’dan... Zonguldak’tan... Üniversitenin öğrencileri...

Uzaya gönderdikleri cep uydusuyla... 27 Haziran’da... ABD’nin Virginia eyaletinde... Uzaktan bağlantıyla düzenlenen finalde...

99.46 puanla dünya birincisi oluyorlar.

Kömür madeniyle, facialarıyla, acılarıyla anılan Zonguldak bu defa böyle mutlu bir haberle anılıyor.

Ruhumdan alkışlar yükseliyor.

Ve ekibin koordinatörü Prof. Dr. Bülent Emekçi şöyle diyor: “Çok güzel bir örnek oldu ülkemiz için, Anadolu üniversiteleri adına, oradaki gençlerimizin de büyük işler başarabileceğinin bir kanıtı olarak ortaya çıktı. Daha büyük hayallerle de projelerimize devam edeceğiz”.

İşte... İşte... İşte...

Bülent Hocam, sizi ve öğrencilerinizi yürekten kutluyorum...

3- VE MARDİN’DEN ÇOBAN MEHMET

Şimdi geliyorum yazımın başlığına.

Zonguldak’ta öğrencilerin cep uydusunu yaptıklarını öğrendiğimiz gün...

Yine DHA’dan başka bir haber daha:

“...Okullar tatil olunca Mardin’in Mazı ilçesindeki köyüne gelip ailesine yardım için çobanlık yapan Mehmet Emin Kaya’nın müthiş buluşu...”

- Nedir bu buluş?

- Ve dünya birincisi olan cep uydusu projesiyle ne ilgisi var?

Anlatayım...

Mehmet Emin Kaya 17 yaşında...

Mardin İMKB Anadolu Lisesi’nde okuyor.

Yaz olunca evine geliyor...

Evi de Mardin’in Mazıdağı ilçesinin Yağmur köyünde...

Ve aile işlerine yardım için çobanlık yapıyor.

Ama uzun yaz günlerinde tek eğlencesi olan cep telefonunun şarjı çabuk bitiyor.

Öğleye varmadan telefon kapanıyor...

Instagram... WhatsApp... Sosyal medya kesiliyor.

Yani hayat kapanıyor.

Ne yapsın Mehmet Emin...

Düşünüyor... Bir güneşe bakıyor... Bir rüzgâra...

Rüzgâr güçlü...

Eve dönünce internete giriyor... Ve “Rüzgâr enerjisi nasıl elde edilir?” diye yazıyor.

Sonunda basit bir “rüzgârgülü” modeli yakalıyor.

Kullanılacak malzemeyi çıkarıyor... Köydeki atık malzemeleri topluyor...

Uğraşıyor, deniyor... Bir daha deniyor...

Ve sonunda rüzgâr enerjisini alıyor...

Mehmet o gün eşeğin sırtında...

Etrafında koyunları...

Bir Don Kişot edasıyla gidiyor yaylaya...

Ama bu defa yel değirmenine değil, rüzgâra doğru yürüyor Mehmet...

Telefonunu gün boyu rüzgâr enerjisiyle şarj ediyor.

4- DİĞER ÇOBANLAR ŞARJ İÇİN MEHMET’E GELİYOR

Tabii olay hemen duyuluyor... Köye, hatta ilçeye yayılıyor.

Evet arkadaşlar. İşte Anadolu’dan iki şehir. Zonguldak ve Mardin...

Ve iki şehirden iki buluş.

Birisi uzaydan dünyaya yayın yapan cep uydusuyla dünya şampiyonu.

Diğeri dağ başında hiçbir olanak yokken rüzgâr enerjisiyle telefon şarjını başaran çoban Mehmet...

Uzaydan ve dağ başından iki mucize...

Doğrusu çok merak ediyorum.

Mehmet şimdi ne yapıyor?

Zonguldak’taki genç mucitlerimiz hangi projenin peşinde...

Sayın Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank...

Lütfen bu çocukları destekler misiniz?

Huzur dolu ve sağlıklı bayramlar...”