Çokça duyduğumuz  “Taşeron” Fransızcadan Türkçe’ye  giren
  “iş , görev” anlamında kullanılan bir kelime . 

“Taşeron işçi” ise özel sektör şirketleri bünyesinde istihdam edilen, kamuya ait işyerlerinde işçi sınıfında çalışan kişilere deniyor. 
1980 sonrası ülkemizi etkisi altına alan “neoliberal politikalar” taşeron çalışmanın önünü açtı.
Belediyelerin temizlik hizmetlerinde başlayan uygulama, 90'lı yılların sonunda Kamuda; yemekhane, temizlik, güvenlik gibi yardımcı hizmetlerin taşeronlaşmasıyla hız kazandı. 
Özelleştirme ve kamuda kadrolu istihdamın küçülmesi, taşeronlaşmayı hızlandırdı. 
Özellikle kamu kurumları olmak üzere üniversitelerde, KİT’lerde, madencilikte, enerji sektöründe ve belediyelerde istihdam modeli olarak benimsenen taşeronlaşma  yüzbinlerce insanın ekmek kapısı haline geldi.
Taşeronlaştırma ;
İş güvencesinin olmaması, fazla çalışma, ücret düşüklüğü, maaşların geç yatırılması, kıdem tazminatı alamama, izinlerin kullanılmaması, sendikalara üye olamama gibi sorunları beraberinde getirdi. 
 2010 sonrası sayısı  1 milyona varan taşeron işçiler siyasi partilerin gözardı edemeyeceği bir sayıya ulaştı.
 2015 seçimleri öncesinde taşeron işçilerin kamu ve belediyelerde kadroya alınma vaadi siyasi partilerin seçim beyannamelerinde yer aldı.
Nihayet Aralık 2017'de 696 sayılı KHK ile taşeron işçilerine kadro verildi.
İşçilerin kadroya geçiş süreci 2 Nisan 2018 tarihinde tamamlandı. 
Merkezi  idarelere ve belediye şirketlerine geçirilen 745 bin taşeron işçi kadroya kavuştu. 
Belediyelerde çalışan taşeron işçiler kamudan farklı olarak belediye şirketlerine geçirildi.
Bu sayı  mevsimlik işçiler ve 4b ye geçenlerle birlikte 900 bine ulaştı. 
148 bin 500, taşeron işçiyi kadrosuna geçiren Sağlık Bakanlığı ilk sırada yer aldı . 
Taşerona kadro müjdesiyle  tüm taşeron işçiler kadro beklerken binlerce işçi de düzenlemedeki kısıtlamalar nedeniyle hayal kırıklığına uğradı. 
KİT'lerde, karayollarında, hastanelerde, PTT’de, çağrı merkezlerinde, sterilizasyonda,  Hbys’de çalışan, ve bunun  binlerce taşeron işçisi kadro dışı kaldı. 
Kadroya geçen taşeron işçilerin 2 yılı aşkın süre içerisinde mali ve sosyal halklarında kayda değer bir iyileşme olmadı. 
2 yıl boyunca maaşlarına 6 aylık sürelerde yüzde 4 zam alan işçiler, enflasyon farkından maalesef yararlanamadılar. 
Kadroya geçen sürekli işçiler aynı kurumda çalışan kamu işçilerinin sosyal, mali ve özlük haklarına kavuşmak istiyorlar. 
Bu talep Belediye şirketlerinde istihdam edilen işçiler içinde geçerli.
Diğer önemli bir konuda halen kadroya geçemeyen taşeron işçilerin durumu ile ilgili.
Hayal kırıklığı yaşayan sayısı 50 bini bulan taşeron işçiler kadro bekliyor. 
Bugün gelinen noktada kadro alan da almayanda halinden memnun değil. 
Çalışanlar toplu iş sözleşmelerinden ve hükümet yetkililerinden olumlu haberler bekliyor. 
Umarım güzel haberler için başka baharlar, başka seçimler beklenmez. 
Kalın Sağlıcakla. 

İşçinin hakkını alın teri kurumadan veriniz. - Hz. Muhammed (s.a.v)