Aslında yerini tarif etmeye gerek yok. Cumayanı Mağarası Türkiye‘nin en uzun ikinci mağarası. Zonguldak‘ın da en uzun mağarasıdır. Bir Zonguldaklının mağarayı gelip görmese bile nerede olduğunu bilmesi gerek.

Cumayanı Mağarası, Cumayanı Mahallesi'ndedir.

Gelin, görün ki ; bugün meydana gelen sel baskını ve Zonguldak Valisi'nin incelemelerinin yapıldığı haberinde bile , Zonguldak gazetelerin çoğu mağarayı ”Doğancılar Mahallesi” diye haber yaptı.

"Bir yanlışlık olmuştur" diyemeyeceğim çünkü, zaten bunun ne anlama geldiğini size anlatmaya çalışacağım.

Çatalağzı , Zonguldak'a sadece yaklaşık 10 km mesafede. Fakat beyinlerde 200 km uzakta olduğunu ben bizzat kendi tecrübelerimle yaşamışımdır.

Zonguldak‘ta, bu kadar ilgisiz, alakasız, yokmuş gibi davranılan tek yer Çatalağzı'dır.

Çatalağzı, Kilimli ilçesine bağlı bir belde ama birbirini sevmeyen iki yerleşim yeri aslında. Mesela Kilimli Doğu Karadeniz'den göçen insanların yerleşkesi olmasına ramen Çatalağzı bölgenin tek yerli halkının yerleşim yeridir. Ayrımcılık yapmıyorum. Bilakis, bunun ayrımcılıktan kaynaklandığını düşünmekteyim. Bugün bile Zonguldak Milletvekilinin bir kaçı Kilimlili ve Doğu Karadeniz kökenli . Benim çocukluğumda, gençliğimde büyük kavgalar yapan, Çatalağzı'ndaki piknik alanlarını sopalarla basanların çoğu bugün Zonguldak‘ı yönetiyor kardeşim. Hal böyle olunca Çatalağzı sanki bu şehrin yok saydığı bir yer olarak karşımıza çıkıyor.

Her konuda olduğu gibi .Cumayanı'nda 30 yıldır yaşanan soruna da yetkililer duyarsız.

Bir kaç gündür, Çatalağzı Belediye Başkanı çağrı yapıyor kimse tınlamıyor bile .Su seviyesi ne zaman 50 metre yukarıda evlere ulaşınca, yetkililer seyretmeye geldiler.

Böyle diyorum çünkü daha önce de bir kaç kere yaşandı bu.

Cumayanı Mağarası sulu bir mağaradır. Mağaranın uzunluğu 10 kilometredir. Aşırı yağmurlarda bu mesafedeki biriken tüm suyun yoğunluğunu ,(ağzı en alçakta olan) Cumayanı'ndaki çıkışından atar. Mağaradan çıkan su bir süre sonra başka bir mağaraya girerek ,bu sefer de Cumayanı Mahallesi'nin yerleşim yerinden çıkarak Sarı Dere'nin diğer kolunu oluşturur. Diğer kolu ise, 1995-96 yılları aralığında yapılan Cumayanı Gölet tarafından gelir.

Gölet yapılmadan önce burada bir köy vardı. Adı "Dere Köy" idi.

Buruya, gençliğimizde çok giderdik. Çok cılız bir su akardı. Bu köy gölet yapılacağı için boşaltılarak, bugün selin yaşandığı Mağara Mevkii'ne taşınmıştır. Bu evlerde oturanların çoğu tepenin diğer tarafındaki baraj tarafından gelen insanlardır.

Bu tarafında ise, Mağara‘nın çıkış tarafı, bu evlerin 50 metre aşağısında bulunuyor. Mağara ise en aşağı noktadan 30-40 metre yukardadır. Yani buraya bugün, yaklaşık 100 metrelik derinlikte ve uzunluğu ise 1 kilometrelik bir alanda su biriktiği anlaşılıyor. Korkunç bir şey bu !

Doğal olmayan bu kadar devasa su kütlesinin bir kaç günde birikmesi ,tehlikenin boyutunu gözler önüne seriyor. Zira bu bölge kalkerli bir yapıya sahip. Zaten yukarısında yer alan köyün adı "kalkerli" anlamına gelen Kokurdan Köyü'dür (Bugün Körpeoğlu). Yani sonuçlarını asla hesap edemeyeceğiniz bir çok coğrafi değişimi yaşatabilir bu olay .

Su bu kadar yukarıya çıktığına göre, mağara içinde de yoğun bir baskı oluşmuş demektir. Bu baskı sonucu Mağara başka bir yerden patlaya bilir de.

Sorun sadece bu mevkii de değil.

1990’lı yıllarda CATES santralinin kazanlarını soğutmak için su ihtiyacını karşılamak amacı ile yapılan Cumayanı Barajı , derenin diğer tarafından gelen suyu zayıflattı. Bugün tıkanan taraf derenin diğer kolunu besliyordu. Tıkanmadığı zamanda bu sefer Cumayanı Mahallesi‘nde kota farkından dolayı. Baraj tarafından gelen kolun zayıf kalması ile mağaradan gelen su, diğer taraftaki evleri sular altında bırakıyor. Mağara tarafı tıkanıyorsa diğer taraftaki evler rahat.

Bu yüzden, diğer mağaranın tıkanmasında yetkililer "sabotaj" ihtimalini de göz önünde bulundurmalıdır.

Zira bu tıkanma son 10 sene içinde olmaya başladı.

Bu bölgede son on senede Taş ocakları açıldı hemen mağaranın tepesinden Eren Enerji'nin elektrik hatları geçti. Yani bölgenin ayarı ile oynandı.

Son olarak şunu söyleyeyim. Çatalağzı bu memleketin üvey evlatları değil bilakis öz evlatlarının yerleşkesidir. Bakın Zonguldak Filyos sahil yolunu, Kilimli bağlantısı yapıldıktan sonra Çatalağzı atlatılarak çalışma Göbü- Filyos arasında kaydırıldı. Yani artık Çatalağzı'na yapılan ilgisizlik, kasti yapıldığı anlamı taşıyor.

Bu konuyu daha çok irdeleyeceğim.

Ben olsam Cumayanı sakinlerinin yerine : halkın canını ve malını tehlikeye atmaktan yetkililer kimler ise mahkemeye veririm.

Bu artık ayan beyan kasti ve açıktır.

Hayati Yılmaz ile Zonguldak Tarih