Zeytinliklerin enerji madenciliğine açılmasını sağlamak için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yayınlanan Maden Yönetmeliği değişikliğine Kdz. Ereğli’de de tepki gösterildi.

KERÇEP ile bazı siyasi ve sivil toplum örgütlerinin ortak düzenlediği basın açıklamasında; “Zeytinliklerin ölüm fermanı olan bu değişiklik asla kabul edilemez! Sofralarımızın vaz geçilmezi olan zeytin, zeytinyağı ve zeytine bağlı birçok ürün yok edilemez, yaşamımızdan çıkarılamaz. Anadolu’da “Ölümsüz Ağaç” denilen zeytin ağacı kömüre, taş ocaklarına, madenlere kurban edilemez.” denildi.

Kdz. Ereğli Çevre Platformu (KERÇEP) üyeleri; zeytinliklerin ve kesin koruma altındaki alanların kamu yararı durumunda madencilik, enerji vb. tesislerin inşa edilmesine olanak sağlanan düzenlemeler hakkında bir basın açıklaması yaptı.
KERÇEP’in basın açıklamasına ilçedeki bazı siyasi partiler ile sivili toplum örgütleri de destek verdi.

“BEREKETLİ TOPRAKLARIMIZ MADEN, ENERJİ, TURİZM TESİSLERİNE DÖNÜŞÜYOR”
Topluluk adına basın açıklamasını okuyan KERÇEP Koordinatörü Önder Öner, Türkiye’nin yakın bir geçmişe kadar dünyada kendi kendine yeten, bir toplumun ihtiyaç duyduğu tüm tarım ürünlerini üreten ve bir bölümünü ihraç eden bir konumda olduğunu belirterek, “Dünyanın en bereketli topraklarına sahiptik. Ormanlarımız, derelerimiz, tarlalarımız, denizlerimiz ile eşsiz bir ülkeydik. Ne yazık ki artık buğday, mısır, mercimek, ayçiçek yağı hatta saman, kısaca tüm tarım ürünlerini ithal eder bir duruma geldik. Tarım alanlarımız yeteri kadar kullanılmıyor, tarım üretimimiz azalıyor, köylerimiz boşalıyor, bereketli topraklarımız, ormanlarımız madencilik – enerji – turizm tesislerine dönüşüyor, betonlaşıyor.” dedi.

“SÖZDE KAMU YARARI OLAN GERÇEKTE KİMİN YARARIDIR”
Öner açıklamasına şöyle devam etti:
"1939’da kabul edilmiş bulunan ve bugüne kadar zeytinlikler için bir kalkan olan 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunu değiştirmeyi başaramayanlar 01.03.2022 tarih ve 31765 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından Maden Yönetmeliği’nin 115’inci maddesine ek fıkra koydurarak amaçlarına “KAMU YARARI” gerekçesi ile ulaşmaya çalışıyor. Buradan soruyoruz: SÖZDE KAMU YARARI OLAN GERÇEKTE KİMİN YARARIDIR?
Söz konusu değişiklikte şunlar denmektedir: “Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda madencilik faaliyeti yürütecek kişinin faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla Genel Müdürlük tarafından belirlenen çalışma takvimi içerisinde zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilir.

ZEYTİNLİKLERİN ÖLÜM FERMANI OLAN BU DEĞİŞİKLİK KABUL EDİLEMEZ
Hem Anayasa’nın 44. ve 45. Maddelerine hem de 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanuna açıkça aykırı ZEYTİNLİKLERİN ölüm fermanı olan bu değişiklik asla kabul edilemez! Sofralarımızın vaz geçilmezi olan zeytin, zeytinyağı ve zeytine bağlı birçok ürün yok edilemez, yaşamımızdan çıkarılamaz. Anadolu’da “Ölümsüz Ağaç” denilen zeytin ağacı kömüre, taş ocaklarına, madenlere kurban edilemez.

YÜZ BİNLERCE ÇİFTÇİNİN YAŞAMI ZEYTİNE BAĞLI
Diğer taraftan ülkemizdeki yüzbinlerce çiftçinin yaşamı yalnızca zeytine bağlıdır. Bir zeytin ağacının büyümesi yıllar almaktadır. Yok edilen zeytinliklerin kısa sürede yerine getirilmesi mümkün değildir. Zeytinliklerin tahribi aynı zamanda tarımsal ekosistemlerin, su havzalarının da yok olmasına, ekolojik tahribata yol açacaktır. Oluşacak tahribata çözümmüş gibi yönetmelikte “ağaçların nakledileceğinin” belirtilmesi ve “faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini” taahhüt edilmesi bir kandırmaca olup, uygulanabilir ve inandırıcı değildir.
Zeytinliklerin nakledilmesine asla razı değiliz. ZEYTİNLİKLERE DOKUNMAYIN diye buradan haykırıyoruz.

ORMAN ALANLARIMIZ TEHLİKE ALTINDADIR
Sadece 2012-2020 yılları arasında Orman Kanunun 17. maddesi kapsamında 27 bin 405 adet tesise 255 bin hektar orman alanı kullanımı izni verilmiştir. Aynı dönemde madencilik için verilen izinler ise 87 bin hektar kadardır.
5 Mart 2022 tarihinde yani zeytinliklerin maden tesislerinin kullanımına uygun hale getirilmesi yönetmeliğinin yayınlanmasından 4 gün sonra; bu kez Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından, korunan orman alanları hakkında yayınlanan yönetmelik kesin koruma altındaki alanları yine aynı gerekçe olan “kamu menfaati gereği zorunluluk arz eden haller”durumunda atıksu, içme suyu, doğal gaz ve elektrik hatları, ulusal güvenlik için zaruret arz eden tesisler gibi çeşitli faaliyetlere açıyor. “Nitelikli doğal koruma alanları” ise aynı yönetmelik değişikliğiyle, tarım ve hayvancılık faaliyetlerine, rekreatif amaçlı tesislere, hidroelektrik, rüzgar ve güneş santrallerine, kamping ve spor sahaları gibi tesislere açılıyor.

SİSTEMLİ BİR TALAN VE YIKIM SÖZ KONUSU
Dünyada ve ülkemizde iklim krizine bağlı felaketler yaşanırken biyolojik çeşitliliğin, ekosistemlerin korunması çok daha önem kazanmıştır. Hal böyleyken, uygulamaya sokulan politikalarla zeytinlikler, ormanlar, kıyılar, sulak alanlar ve doğal sit alanlarında küçük bir grup sermayedarın çıkarlarını gözeten planlı ve sistemli bir talan ve yıkım söz konusudur. Adeta yangına körükle gidilmekte, ekokırım suçunun tüm gerekleri yerine getirilmektedir!!!

KORUMA ALTINDAKİ ALANLARA DOKUNULMAMASINI ÖNEMLE, YÜKSEK SESLE İSTİYORUZ
Ülkemizin tarım ve orman alanlarının talanına ve yıkımına engel olmalıyız. Hükümetten zeytinlikleri, doğal sit alanlarını rant alanlarına dönüştüren yönetmelikleri ve statü değişikliklerini iptal etmesini, yaşam alanlarından elini çekmesini talep ediyoruz. Tarım ve hayvancılığın öneminin hızla arttığı günümüzde zeytinliklere, koruma altındaki alanlara dokunulmamasını önemle, yüksek sesle istiyoruz. Doğal sit alanlarının halkın katılımının, şeffaflığın, bilimsel yeterliliğin, ulusal ve uluslararası mevzuata uygunluğun sağlanıp koruma esaslı olarak yeniden hazırlanmasını talep ediyoruz.

MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ
Kdz. Ereğli Çevre Platformu (KERÇEP) olarak ekolojik bir uygarlık var olana kadar mücadelemizi, taleplerimizi sürdüreceğiz ve takipçisi olacağız. Bu vesile ile Karadeniz Ereğli’den ülkemiz genelinde çevre mücadelesinde olan tüm Çevre Platformlarına özellikle Ege Bölgemizde zeytinlikler için direnenlere dayanışma duygularımızla sesleniyor, yanlarında olduğumuzu bildiriyoruz."

Basın açıklamasına destek veren siyasi parti ve STK’lar şöyle:
ADD Kdz. Ereğli Şubesi, CHP Kdz. Ereğli İlçe Başkanlığı, ÇYDD Kdz. Ereğli Şubesi, DEVA Partisi Kdz. Ereğli İlçe Başkanlığı, Eğitim İş Kdz. Ereğli Temsilciliği, Eğitim Sen Kdz. Ereğli Temsilciliği, Elektrik Mühendisleri Odası İlçe Temsilciliği, Gönülden Hayvan Severler Derneği, İnşaat Mühendisleri Odası Ereğli İlçe Temsilciliği, İYİ Parti Kdz.Ereğli İlçe Başkanlığı, Kandilli Kültür Derneği, Kdz. Ereğli Amatör Denizciler Derneği, Kdz. Ereğli Doğa Tarih ve Kültürünü Yaşatma Derneği, Kdz. Ereğli Kent Konseyi, Kdz. Ereğli Lisesi Mezunları Derneği, Kdz. Ereğli Sanat Kurumu, Makine Mühendisleri Odası İlçe Temsilciliği, Neşeli Ayaklar Doğa Sporları Topluluğu, Saadet Partisi Kdz. Ereğli İlçe Başkanlığı, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Kdz. Ereğli Temsilciliği, SOL Parti Kdz. Ereğli İlçe Başkanlığı, TEMA Kdz. Ereğli Gönüllü Sorumluluğu, Zonguldak Arı Yetiştiricileri Birliği.

Editör: TE Bilişim