Günlerdir yazdık.
Fırsat kaçıyor.
“Ve Zonguldak” derken şehrin yeni fırsatlar yakalaması gerektiğini söyledik.
Farklı siyasi görüşlerden pek çok kişi aynı şeyi söylüyor aslında.
Ak Parti’lisi.
CHP’lisi.
MHP’lisi.
Saadet Partilisi.
Korona ile birlikte Zonguldak hazır bu kadar gündeme gelmişken büyükşehir olma yolunda bir adım atılsın.
Korona ile gündeme gelmişken yeni termik santrallerin yapılmasının önü tamamen kapansın.
Korona ile hazır bu kadar gündeme gelmişken şehrin turizm potansiyeline odaklanılsın.
Bu sorunlar beraberinde bazı fırsatlar doğuruyor.
Ancak ne Zonguldak’taki TSO’lardan bir çıkış var ne esnaf odalarında.
Ne bürokratlardan bir çağrı var ne belediye başkanlarından.
Ne diğer sözde hemşehri derneklerinden bir çıkış var ne şehrimizin milletvekillerinden.
Bu şehrin siyaseti de, fikri de, zikri de çok özür dilerim ‘b...’ atmak dedikodu yapmak üzerine.
Bir şehir dedikodu ile yönetilmez.
Bu şehrin oyu ile seçilmiş siyasetçiler, üyelerin oyları ile seçilmiş STK temsilcileri nerede?
Birileri öncülük yapmalı.
Şehirde bir ağabey, lider olsa hazır bu fırsatlar kaçmaz.
Çağrımız bu yönde.
İnatla.
Samimiyetle.


Bu işler yanlış!

En baştan beri söylüyoruz.
Zonguldak kentin asıl sorunlarını tartışması gerekirken ne yazık ki tüm enerjisini gereksiz polemiklerle geçiriyor.
Bu şehirde gazeteciler yıllardan beri saldırıya uğradı.
Bir gazeteci saldırıya uğrarken ‘oh’ diyen meslektaşlarımız oldu.
Bir siyasetçi, bürokrat gazeteciyi hedef alırken yine ‘oh’ diyen başka meslektaşlarımız oldu.
*
Gazeteciler saldırıya uğradığı halde açıklama yapamayan basın meslek örgütleri oldu.
Yine yakın zamanda bir siyasetçi, belediye başkanı hakaretlere uğrarken, akla ziyan sözlere maruz kalırken yine ‘oh’ diyenler oldu.
*
Doğru doğrudur.
Yanlış da yanlış. 
“Doğru veya yanlış” adama, siyasetine, makamına, ticari bağlara göre değişmemeli.
Basın yoluyla yapılan hiçbir hakaret, iftira veya karşılığı olmayan imalar ne kadar yanlış ise gazetecinin kalemini kırmak, olmadı kafasını kırmak, olmadı başka uygulamalara, baskılara gitmek yanlıştır.
*
Son olarak basına yansıyan tartışma ve sözlerin ardından basın bürolarına ruhsat kontrolü amacıyla zabıta gönderilmesi hukuken doğru olsa da usulen ve zamanlama olarak yanlış.
*
Sonuçta yasanın getirdiği kurallara önce bizler uyacağız.
Kimsenin de buna bir itirazı yok ama iş, basına yansıyan haberler sonrasında baskı, yıldırma amacıyla yapılıyorsa bunun da kimseye bir yararı olmaz.
Sonuçta bu şehir kavgadan çok kaybetti.
*
İlk günden beri söylüyorum.
Sevsek de sevmesek de, yakın da dursak uzakta Başkan Dr. Ömer Selim Alan belediyecilik alanında başarılı olmak zorunda. 
Bizler de yardımcı olmak zorundayız.
Siyasetçilerimiz, yöneticilerimiz başarılı olursa başarılı sonuçlar çıkar.
Şehir başarılı olur.
Şehir kazanır.
Hepimiz kazanırız.
*
Bizlerin eleştiri hakkı olduğu kadar siyasetçilerimizin de eleştiri hakkı var.
Basın özgürlüğünden doğan sakıncalar varsa  yine basın özgürlüğü ile giderilir.
Şimdiden böyle kavgalarla vakit kaybedeceksek dört sene bitmez!