Bir
Zonguldak’ta kaçak yapılaşmaya göz yumanlar, dostluk ilişkileri ile vicdanı ve görev çizgilerini karıştıranlar, korkaklar, idare edenler hep bir ihanetin mimarı oldu!
Siyasetçilerin, bürokratların dik duramaması nedeniyle sorunlar giderek büyüdü.
Diğerleri için emsal oldu.
*
İki
Memurlar Lokali meselesinde de bunu gördük.
Dönemin Belediye Başkanı Muharrem Akdemir ve tayfasının yol vermesi, yine o dönemin devlet bürokrasisi içinde yer alanların, siyasetçilerin sosyal mesajlarının etkisinde kalarak görevlerini yapamaz duruma getirilmesiyle yaşanan manzara ortada!
*
Üç
Sami Aydın da pek çok isim gibi fırsatı bulmuşken, adamları hizaya getirmişken, işine bakmayı tercih etti!
“Zonguldak’a eser kazandırıyorum” dedi!
*
Dört
Şimdilerde yıkımı gündemde.
Mahkeme’den karar çıkarsa yıkılacak!
Çıkar mı sizce o karar!
Sokakta vatandaşın en küçük kusurunda cezayı kesen, tepesine binen yüce devletimizin geçmiş seçilmiş ve atanmışları, bu kadar korkak, çıkarcı olmasaydı bu ve benzer manzaralar olmazdı!
*
Beş
Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan sorunu kucağında buldu.
Yargı kararı çıkarsa şöyle yıkarım böyle yıkarım.
Bu güne kadar kaçak mekanın kaçak bölümünde yapılan düğün, yemek ve diğer organizasyonlara kimler katıldı?
Kentin geçmiş valileri bile bu kaçak alanda yemek verdi- yedi!
Bürokratları düğün yaptı.
Kimisi Sami Aydın’dan feyz aldı!
*
Altı
Mesela tartışmaların en çok alevlendiği o günlerde, sonrasında davalık olduğum TTK’nın eski Genel Müdürlerinden Burhan İnan, tam da bu tesislerin kaçak kısmında kurulan TEKDER’in iftar sofrasında oturmuştu!
O günlerde neler yaşandı?
İşler nasıl döndü?
Dönemin meclis üyelerinden Tahsin Erdem’den dinlemek lazım.
*
Yedi
Sayın Başkan Selim Alan ve tayfası seçim süreci ve sonrasında Sami Aydın’ın oradan çıkmıyordu.
Sami Aydın neredeyse Ak Parti İl Başkanlığı için hevesleniyordu.
TBMM Eski Başkanımız Sayın Köksal Toptan da çıkıp; 
“Sami. Seni severim. Bu tartışmalı işler varken senin oraya gelmem” dedi mi acaba?
Niye demedi!
*
Sekiz
Yani ortada bir yanlış varsa, diğer yanlışlarda olduğu gibi sadece Sami Aydın’ın değil.
Yapan.
Yaptıran.
Görmezden gelen.
Koruyan.
Cesaretlendiren herkesin!
*
Dokuz
İptal edilen yapı kayıt belgesi neden verildi?
Yıkım olacaksa daha önce yapılan düzenlemeler neden yasallaştı?
Sami Aydın da bu süreçte bedeller ödedi.
Hapsi de göze aldı.
Pek çok soru var.
Neyse işte!
Tipik bir Türkiye manzarası!

Kıyafete göre cinayet ayrımı!
Kadın cinayetleri durmuyor.
Bu gidişatla durmayacak.
Hatta artabilir.
Yalnız utanç verici bir durum var.
Mini etekli başı açık bir kadın öldürüldüğünde başka bir yakıştırma yapanlar da bu ülkenin insanları.
Başı kapalı bir kadın öldürüldüğünde yeterince tepki vermeyenler de bu ülkenin insanları.
Kadınlarımız bile ne yazık ki politize olmuş.
Ve her kadın cinayeti sonrası öldürülen kardeşlerimizin kıyafetine göre tepki derecesinin ayarıyla oynayan bir ruhsuzluk hakim!

Çağ Çelik soruları yanıt bekliyor!
Karabük Merkezli Çağ Çelik’in Çaycuma OSB’de kurmak istediği hurda demir eritme tesisiyle ilgili daha önce haber ve yorumlarımız oldu.
Firma yetkilileri Çaycuma’da bazı incelemelerde bulundular.
Ama bazı sorular yanıt bekliyor.
Bir- Hurda eritmenin yöntemi nasıl olacak?
*
İki- Hurda eritmeden çıkacak atıkların etkisi ne olacak?
*
Üç- 200 dönüm alan isteyen firmaya bu alanın yarısı verilse bile buraya 200- 500 kişinin çalışacağı kaç fabrika sığar?
*
Dört- ‘Firma ilave alanının alt yapısını yapacak. Müşteriyi kaçırmayalım’ demek yerine neden siyasetçilerimiz Ankara’da devreye girip ilave alanın alt yapısını yaptırma yoluna gitmiyor?
*
Beş- Önce 350 denildi. Şimdilerde 1000 kişinin çalışacağı söyleniyor. Bu rakam nasıl arttı?
*
Altı- Peki Burası çağ Çelik’e verilmek yerine 20 firmaya verilse minimum 200 kişiden kaç kişi çalışır?
*
Yedi - Çaycuma’nın çocuğu, bölgemizin milletvekili Ahmet Çolakoğlu bu konuda neler düşünüyor?
*
Sekiz- Yatırımcı düşmanlığı yapmıyoruz. Asla. Ama toprak değerli. Her santim çok daha fazla değer kazanacak. Bölgemizin hem hava kalitesi hem istihdam kapasitesi açısından bakıldığında en doğrusu hangisi?

Dokuz- Başka Zonguldak yok. Geçmiş hataların aksine doğruyu, en doğrusunu bulmak zorundayız!