Sözlerime hepimizi yoktan var eden yüce Allah (cc)’ın adıyla , her birinizi selâm, saygı ve muhabbetlerimle selamlayarak başlıyorum. Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. 

Z Haber’deki bu ilk yazımıza bir dua ile başlıyor ve diyoruz ki; Allah (cc), şu Covid 19 salgınından milletimizi ve bütün insanlığı bir an evvel korusun ve kurtarsın.  

Yüce Rabbimiz, hastalarımıza acil şifalar, sağlık çalışanlarımız başta olmak üzere pandemi sürecinin zor koşullarında sahada olan herkese kolaylıklar nasip eylesin.

Sayın Atilla Öksüz’ün “Hocam, gazetemizde yazarsanız çok memnun oluruz” iltifat ve teklifi üzerine “davete icabet sünnettir” anlayışı ile bölgemizin en saygın gazetelerinden biri olan Z Haber’de sizlerle inşallah bugünden itibaren sizlerle birlikte olmaya çalışacağız. 

İlkeli ve dürüst yayıncılık anlayışı ile her zaman takdir ettiğim değerli kardeşim sayın Atilla Öksüz’e bize bu imkanı sağladığı için çok teşekkür ediyor, burada yazacaklarımızın hayırlara vesile olmasını yüce Rabbimden niyaz ediyorum. 

Hatasız ve eksiksiz olan sadece Yüce Allah’ın kelâmı olan Kur’an-ı Kerim ve sevgili Peygamberimizin sözleridir. 

Biz ne kadar fikirlerimizi güzel cümlelere dökmeye çalışsak da sonuçta insanız. Hatalar da insan içindir. Bu nedenle olur da yazdıklarımızda bilmeden bir kusur ve hata işlersek bundan dolayı bütün okurlarımızdan şimdiden özür dilerim. Hata ve yanlışlarımızı düzeltmek amacıyla bizi ikaz edecek olan kıymetli okurlarımıza müteşekkir olacağımı ifade etmek isterim.  

Böyle bir girişten sonra Bismillah diyerek Z-Haber'deki ilk yazıma başlamak istiyorum...

Irkçılığa Kırmızı Kart 

08.12.2020 Salı günü akşamından beri bir futbol sahasında yaşanan ve  hepimizin moralini bozan bir  ırkçı hareket bu ilk yazımızın konusu oldu. Önümüzde böyle bir trajedi varken buna fransız kalmamız elbette mümkün değildi. 

Şampiyonlar Ligi H Grubu'nda Paris Saint Germain - Medipol Başakşehir maçında  4. hakem Sebastian Coltescu'nun, Başakşehir takımının yardımcı antrenörü Pierre Webo'ya ırkçı bir söylemde bulunması aklı selim sahibi herkesi ayağa kaldırdı.

Hakem olmuş ama insanlıktan nasibini almamış bu ırkçı insanı ve onu besleyen ırkçı emperyalist zihniyetleri buradan şiddetle kınadığımızı ifade etmek istiyorum. Pierre Webo, haklı davasında asla yalnız değildir.

Avrupa ülkelerinde son zamanlarda camilere yapılan saldırılar da islâma fobia denilen aynı ırkçı, faşizan hastalığın birer ürünüdür. Ne yazık ki yapılan bu ırkçı saldırılarda pek çok Müslüman kardeşimizi de şehit verdik. Allah mekânlarını cennet eylesin.

Kınadığımız ve eleştirdiğimiz ırkçı ve ötekileştirici hareketlere karşı hep birlikte mücadele etmek zorundayız. 

Dışarıdaki ırkçılığa hayır derken aynı bayrak altında yaşadığımız din, dil, ırk, kültür ve yaşamları farklı olup devletine ve milletine bağlı olan kendi insanlarımız için bu hastalığa sebep olacak dışlayıcı ve ötekileştirici her türlü virüslerden de uzak durmalıyız. Zaten dinimizin emri de bu yöndedir.

 Bu konuda Yüce Allah (cc) Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır. “ Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.”  ( Hucurat Suresi, Ayet 13 )

Peygamber efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v) de veda hutbesi diye anılan en son konuşmalarında biz ümmetine şöyle seslenmiştir:

“ Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O'ndan en çok korkanınızdır.”  (  Buhârî, “Ḥac” )

Görüldüğü gibi İslâm dininde Irkçılık, insanların uzak durması gereken ve asla kabul görmeyen büyük bir hastalıktır.

Bugün güya 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü!.. 

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edilişinin 72’nci yıl dönümü! 

Hani o, Müslümanlar için kullanıldığını hiç görmediğimiz, sadece müslüman olmayanlar için dikkate alınan beyannamenin...

Suriye, Gazze, Afganistan, Irak, Arakan, Doğu Türkistan, Çeçenistan, Keşmir, Bangladeş, Mali, Etiyopya, Sudan, Somali, Libya, Yemen, Etopya, Mısır ve daha nice yerlerde yapılan işgal ve işlenen zulümlere kör ve sağır kalınan beyannamenin…

Kendi öz yurtlarından kovulan ve göçmen durumuna düşürülen insanlar denizlerde can verirken, Aylan bebeklerin minnacık bedenleri sahile vururken nerede bu beyanname, nerede insan hakları savunucuları ?

Bu yıl tema'sı “Daha iyi iyileş, insan haklarına sahip çık” olarak belirlenmiş Dünya İnsan Hakları gününün. 

Söylem ne güzel. Buna karşı çıkmak ne mümkün? 

Ama hani eylem, nerede icraat 

Doğu Türkistan’da müslümanların ismi değiştiriliyor, zindanlara atılıyor, Müslüman hanımlara akla hayale gelmedik muameleler yapılıyor, camiler yasak, namaz kılmak yasak, nerede bu insan hakları ?

Mescid-i Aksa, Filistin işgal altında, nerede insan hakları savunucuları ?  

Ne enteresan günler yaşıyoruz, ne enteresan günler!

Fransa’da maçta bir dördüncü hakemle bir kez daha dışa vuran insanlık dışı ırkçı emperyalist bir facia ve hemen sonrasında gelen Dünya İnsan Hakları Günü…

Bütün bunlar yaşanırken asla gözümüzün önünden gitmeyen George Fleud isimli siyah tenli bir İnsanın ırkından dolayı Amerikan polisi tarafından hem de herkesin gözü önünde boğazına basılarak öldürülmesi, Doğu Türkistan, Filistin, Arakan, Suriye, Irak, Keşmir ve bütün mazlum ve masum insanlar...

Allah  (cc) bütün insanlığa,  haklarını özgürce yaşayabileceği  insanca bir yaşam nasip etsin..

Selâm ve dua ile…