Yusuf Ataman kısa süre öncesine kadar Ak Parti Merkez İlçe Başkanlığı için çabalıyordu.
Pandemi döneminin getirdiği sıkıntıların vurduğu isimlerden sadece biri oldu.
Yaptığı iş ve çalıştığı sektörler pandemiden en fazla etkilenen sektörlerin başında geldi.
Ulaşım.
Nakliyat.
Zaten bıçak sırtı giden ticaret ile paraşütsüz çakılmış oldu.
Ataman, ailesine bir not bırakıp kayıplara karıştı.
Yurt dışına gitti veya hala Türkiye’de.
Bilemiyoruz.
Kimine göre parayı topladı gitti.
Kimine göre tefecilerden kaçtı, kimine göre yasal tefeci bankalardan.
Ataman için üzüldük.
Benzer şekilde farklı nedenlerden dolayı ticaretin ağır bedellerini ödemek zorunda kalan insanların batmasına ‘oh’ diye sevinenlerin olduğu bir memleket burası.
Deneyimli sanayici, KDZ. Ereğli Deniz Ticaret Odası Başkanı İrfan Erdem geçtiğimiz günlerde yaptığımız röportajımızda 128 bin nüfusa sahip Ereğli’de 56 bin icra dosyası olduğunu açıklamıştı!
Bizimkiler birbirini siyasi ringde alt etmeye çalışırken gözden kaçan, konuşulmak istenmeyen detaylardan biridir bu!

BEÜ’ye yeni poliklinik binası şart!
Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi zaman zaman farklı yönleri ile gündeme geliyor.
Sistemsel sorunlar büyüyor ancak hepimizin bu hastanenin daha iyi olmasına ihtiyacı var.
Sağlık Bakanlığı’na devri söz konusu olması beraberinde yeni kayıplara neden olacak.
Bunu ayrı bir gün değerlendireceğiz.
Hastanemizin belki de en büyük yapısal eksiklerinden biri poliklinik alanlarının yatan hasta bölümlerine sıkıştırılmış olması.
Bir hastanenin en olmazsa olması poliklinik alanlarının aynı yerde ve düzenli olması gerekiyordu.
BEÜ’de öyle mi.
Değil!
Sora sora Bağdat’ı bulabilirsiniz ancak oradan Şam’a gitmek mesele!
Poliklinik alanlarına ulaşsanız bile doktoru bulmak için başka bir güne ihtiyacınız olabilir.
Hastanenin deniz tarafında bir poliklinik binası alanı mümkün.
Mevcut hastanenin projesi aslında 14 kat.
14 kat olsa bu sıkıntı olmayacaktı.
Bu sorunun çözülmesi; hasta, hasta yakını, doktor, hasta çalışan memnuniyet, kurumsallaşma ve hızlı hizmet işleyişi açısından önemli.
Böylece poliklinik hizmetleri yatan hasta kısmından çıkmış olacak.
Binayı ya devlet yapacak.
Ya bir hayırsever bulacağız.

Destek bekleyen alanlar!
Ak Parti iktidarı Zonguldak’a son yıllarda önemli yatırımlar yapıyor veya yıllardır yavaş giden çalışmaları hızlanmış durumda.
Tüm güzel ve hızlandırılan çalışmalar için teşekkür ediyoruz.
İster yerel yönetimler yapsın ister merkezi hükümet.
Biz bu şehre yapılan hizmete bakarız.
Biz diyoruz ki bu dönem hazır tempo yakalanmışken aslında hızlı çözüm bulunması gereken başka meseleler de var.
Ereğli tersanelerine Tuzla modelinin uygulanması, tarım ve hayvancılık alanında özel ilginin ve desteklerin gösterilmesi, özel kömür üreticilerinin üzerine yüklenen rödevans kamburunun kaldırılması veya sözleşmelerin yenilenmesi ile 80 liradan 10 - 15 liraya düşürülmesi.
Kentin turizm fırsatlarının değerlendirilmesi adına daha hızlı, kararlı ve net adımların atılması.
Vesaire…
Vesaire…

İşsizlik!
İşsizlik artıyor.
İş beğenmeyenler.
Nitelikli ve mesleki tecrübesi olmayan işsizler.
Göç edenler.
Çalıştığı işlerde sömürülenler.
Ve daha fazlası.
Hepsi işsizlik tartışmasının havuzunu dolduran bütünün parçaları.
Sonuçta hepimiz daha az zahmet ile daha fazla para kazanmak istiyoruz.
Zonguldak’ta iş bulsanız torpilsiz olmuyor, torpil bulsanız iş olmuyor.
Bu konuyu suni olarak konuşmak yerine kurumlar ve STK’lar olarak ele alıp pratik formüller üzerine yoğunlaşmak lazım.
Meslek edindirme projelerinin güzel sonuçlarını görüyoruz ama tüm kurumlar kafasına göre hareket ettiği sürece eksik aklıyor.
Yöneticilerimiz ve siyasetçilerimiz ‘işsizlik’ diye bir tanımlama duymak istemiyor.
Bu nedenle sorunu konuşamıyoruz.
Yerel ölçekte nasıl adımlar atabiliriz bilemiyoruz.
İnsanlar perişan.
Ve bu travma daha da büyüyor.

Bozkurt’un sözleri
Bir siyasetçi en çok kendine zarar veriyor.
Devrek’te gün geçtikçe halk arasında daha fazla kabul gören, özellikle  pandemi dönemindeki bazı uygulamaları ile Ak Parti seçmenlerinin de desteğini bulan CHP’li Devrek Belediye Başkanı Çetin Bozkurt’un son sözleri hem yanlış hem kastı aşan bir durum olmuş.
Bozkurt bir meclis üyesi ile alkol alırken; 
“Ne şanslısınız. MHP’li, AKP’li bir belediye başkanınız olsa şimdi camideydiniz” diyor.
Doğru söze şapka çıkarmak lazım ama buna gerek var mı?
İnanç ve meyhane bağlamı üzerinden çok yanlış bir cümle olmuş.
Yeri vakti neresi olursa olsun başkan Bozkurt’un bu sözlerden dolayı bir özür dilemesi farz olmuş!

Z HABER’den çağrı
Sevgili dostlar Z HABER’i bir ortak akıl havuzu olarak görüyor ve şehre faydalı olmaya çalışıyoruz.
Bunu sizlerle birlikte yapıyoruz.
Z HABER sizlerin.
Bu iyi niyet, samimiyet ve çabaya inanan, destek olan herkesin.
Bir kez daha teşekkür ediyor ve www.zhaber.com.tr adresinin daha fazla kitlelere ulaştırılması, tanıtılması, sahiplenilmesi konusunda ayrıca desteklerinizi bekliyoruz.