Zonguldak Belediyesi ile Atıl Özel Halk Otobüsleri Firması arasındaki uzlaşmazlık yerini gereksiz bir polemiğe bıraktı.
*
Mesele Başkan Selim Alan mı haklı, işletmeci Akın Kavi mi haklı yarışına döndü.
Ortada yanlış işler varsa yeni yanlışlarla düzeltemezsiniz.
*
Olaylara tek taraflı bakmamak lazım.
Böyle zamanlarda hassas terazi kullanmanın da pek anlamı yok.
Her iki tarafında haklı yönleri olabilir.
Her iki isim bir araya gelerek bu süreci birlikte olgunlukla yönetebilecek isimler.
Kişiler konuşmuyorsa kurumlar konuşmalı.
Her iki ismin bu sorunu yeni bir ihale sürecine kadar çözümlemek için başkalarının aklına da ihtiyacı yok.
*
Söz konusu vatandaşa oluyor.
Yangına benzinle gidenler olabilir.
Gerek var mı?
Kişisel meseleler kurumsal ilişkilerin önüne geçmemeli.
*
Ortada yıllardır devam eden sorunlar karşılıklı mağduriyetler var.
Mesele çözüm üretmek olmalı.
Belediyeler çözümü halkı yormadan, üzmeden üretmeli.
Çözüm üretilemiyorsa halk yoruluyor, üzülüyor demektir.
*
Halk böylesi durumlarda firmadan çok Belediye’nin ne yaptığına bakar.
Sonuç itibariyle sorunun çözüm kaynağı belediyedir.
Önce profesyonelce bakıp bunu görmek lazım.
*
Seçimde insanlar Akın Kavi’ye oy vermedi.
Başkan Alan’a verdi.
Başkan Alan, belediyeyi böyle durumla karşı kaşıya kalmaktan kurtarmak için Ak Partili belediyelerden 20 hibe otobüs alıp ertesi gün seferlere başlatabilmiş mi?
Hayır!
Onu yapabilse bak o zaman ‘sorunu çözdüm’ diyebilirdi.
*
Hep derim.
Herkes bu şehrin insanı.
Kişisel meseleler ortak aklın, empatinin önüne geçmemeli.
Halk önce otobüse, o da gelmeyince sonuca bakar.
*
Bu ve diğer konularda uzlaştırıcı olması gereken Vali Mustafa Tutulmaz, Milletvekili Hamdi Uçar, İl Başkanı Zeki Tosun, Merkez İlçe Başkanı Mükerrem Ayçiçek nerede?

Resmi kaçakçılık!
Bizim kömürcülerle ilgili yazılar yazıyorum.
İnsanlar yaşasın.
Mağduriyetler giderilsin.
İnsanlar zor şartlarda da olsa ekmek parası kazansın.
Şehirde esnaf biraz olsun diye.
Sürekli yazarım.
Pozitif tarafından bakarım.
Ama kömürcülerimizin de hırsızları, talancıları, yalancıları, fırsatçıları, emek sömürücüleri yok mu?
Son model arabalarla gez, kaçırdığın vergileri çatır çatır ye, kayıt dışı kazançla saltanat sür, garibanın üzerinden servet kazan, tazminatına el koy, sömür sonra gel işadamıyım diye makamlarda siyasi partilerde kimlik kazan.
Şunu bilin ki o garibanların, o ölümlerin iki elleri yakanızda.
Gazipaşa’da veya farklı noktalarda bin bir zahmetle vergi vermeye çalışan esnafın tepesine binen kurumlara düşen görev önce bu işlere göz yummaktan vazgeçmek olmalı.
Takip ediyoruz!