Bizler Karaelmas Gazeteciler Derneği’nin öncülüğünde oluşturulan Zonguldak Platformu üyeleri ve gazeteciler olarak günlerce, bin bir zahmet ile kampanya yapalım, imza kampanyası başlatalım, fotoğraflar asalım,  sık sık ortak manşetler atalım, o ortak manşetleri Zonguldak’a gelen dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a elden verelim derken, Zonguldak’ta konuşmanın ötesine pek çıkamayan, bu şehrin haklarını da ezilerek, büzülerek beyan eden milletvekillerimizin, valilerimizin, bürokratlarımızın, Zonguldak’ın elini güçlendirmek için uğraşırken, siz Karaelmas Vergi Dairesi önündeki imza standına imza atmamak, burada görünmemek, fotoğraf karelerine girmemek için Ziraat Bankası’nın oradan İstanbul Pastanesi tarafına geçerek kaldırım değiştiriyordunuz!
Siz fazla kalorilerinizi para sayarak yakıyor, Milletvekili Polat Türkmen’in bile imza attığı kampanyayı size karşı yapılmış bir eylem olarak göstermeye çalışıyordunuz.
Şimdi çıkmışsınız ahkam keserek hava atmaya, trol olmaya, insanları karalamaya, hedef göstermeye çalışıyorsunuz.
Yetmiyor, Sayın Erdoğan’ı da yüce mevlayı da kandırmaya çalışıyorsunuz!
Hadi oradan!
Siz Sayın Erdoğan’ı kandırmasaydınız zaten bu yollar şimdi Filyos’a kadar çoktan bitmişti!
Onu da anlatayım mı?

Bu da çok yanlış hareket!
Zonguldak tarihi iskelenin üzeri Sürmen ile birlikte yıkılmıştı.
CHP’li Belediye Başkanı Sayın İsmail Eşref’in marifeti ile yıkılan Tarihi İşçi Müdürlüğü binası için bin ah - vah ederken şimdiki sayın Belediye Başkanımız Ömer Selim Alan ve milletvekillerimizin desteği ile Maden Mühendisleri Derneği binası yıkılmaya çalışılıyor.
Dün tarihi iskelenin deniz üzerine doğru kalan taban yüzeyi ve direkleri yıkıldı. 
Orada daha önce bir kafe vardı.
Yıkılmıyordu.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum’dan azar yenilince apar topar üst yapı yıkıldı.
İskelenin ana temelinin ise yıkımına nasıl ve neden karar verdiler bilemiyoruz.
Bu şehrin ruhuna saygı duyan ve burasının sahil projesin içinde kazanılmış güzel bir alan olduğunu düşünebilen hiçbir siyasetçi, belediye başkanı, bürokrat veya başka birisi burasının yıkılmasına onay vermezdi.
Kesin TOKİ müteahhidi sormadan yıkmıştır!
Hazır kazanılmış alan.
Sahil Projesinin ortasında denize uzanmış bir ruhtım.
Kimseye battığı yok!
Hiçbir şey yapmasan çevresini korkuluk yapsan insanlar oraya yürüyüp fotoğraf çektirmek için yarışır.
Sahil Projesinin güzelliğini karşıdan görebileceğiniz böylesi bir alanı yıkmak hangi ahmaklığın sonucu anlamakta zorlanıyoruz!
Bugün milyon dökerek yaptıramayacağımız ve kentin parça parça edilmiş manevi noktalarından biri olan bu alanı yıktırmak için milyon harcıyoruz!
Bu ülkenin bu kadar zengin olmadığını çok yazıp söylüyoruz.
Ama seçilmiş ve atanmışlar her türlü soyguna- talana seyirci kalarak şirin görünmeye çalışıyor!

Yola kimler karşı?
Kilimli Sahil Yolunda yaşananlara tavrımız net.
İktidar Partisi ve emeği geçen tüm siyasetçilere, Zonguldak Platformu üyelerine, imza atan herkese, öneri ve seviyeli eleştirileri katkı sunanlar ile kendime de teşekkür ediyorum.
Mithatpaşa Tünelleri ve devamında proje devam ederken yapılan bunca güzel çalışmayı görmezden gelerek sadece sahilde yaşanan manzara üzerinden baltalama çabasında olanlar ile, denize dökülen milyonlar için fikir beyan eden herkesi; “Yola karşı- hizmete karşı” gibi göstermeye çalışanlar bizden değildir!

Seçmen ne yapacak?
Zonguldak ve hizmet konularında ne yazık ki partizanca düşünme kompleksinden kurtulamıyoruz.
Belediye başkanlarımızın çoğu bu yapıyı doğru analiz edemedikleri için komplekslerine yeniliyor.
Güç sarhoşlukları beş yıl sürüyor sonra tumba.
CHP’li seçmen ve örgütler kızıyor.
Ama boşuna.
Bunu Sayın Muharrem Akdemir – Sayın Secaattin Gonca seçiminde gördük.
Bir önceki seçimde CHP’li Sayın İsmail Eşref’e kızan ve sandığa gitmeyen seçmen Gonca’nın az farkla kazanmasında etkili oldu.
Sonra aynı seçmen yanına, bireysel işlerini gördüremeyen, Gonca’nın artistlik hareketlerinden bıkmış Ak Partilileri de alarak sevgi yumağı – en güzel kucaklayan - öğretmen olduğu için çok güvenilen Akdemir’i tercih etti.
Akdemir mi daha faydalı olur- Gonca mı diye bakmadı!
Ya partisine baktı- ya memleketine!
Hizmet daha fazla kiminle gelir diye bakmadı.
Zonguldak’ta seçilmişlerin dayatmacı ve ortak akıldan yoksun tavırları hem kendileri için hep şehir için büyük kayıplara neden oldu?
İktidar partili bir belediye başkanı ortak akılda buluşabiliyorsa her zaman daha çok faydalı olur.
Mesela şimdi Sayın Selim Alan.
Çok daha faydalı olabilir.
Olmalı.
Yapılan güzel işler var.
Ama öyle aptalca işler yapılıyor ki, şehir hizmeti değil polemiklerle vakit kaybediyor.
Ve seçim zamanı vatandaş; “Bu şehre kiminle daha fazla, daha doğru hizmet gelir?” diye bakmadan basıyor mührü?
Sonra geçmiş olsun!
Tavsiyem.
Öncelikle yalama takımından kurtulmanız!