Dünya Gazetesi köşe yazarı Sami Altınkaya, Zonguldak’ın ekonomik sorunları, Filyos Vadisi projesi ve Havaalanı ile ilgili sorunları köşe yazısına taşıdı.

İşte Altınkaya’nın o yazısı:

Bülent Ecevit Üniversitesi’nde okuyan genç ekonomistlerin kurduğu “ekofin” topluluğunun davetlisi olarak Zonguldak’a gittim. Umudun yerini kader almasın diye özellikle Anadolu’daki üniversite öğrencileriyle her fırsatta bir araya geliyorum.

Doğru yere doğru yatırım yapılmalı sözünün ne kadar isabetli olduğunu Zonguldak gezisinde bir kere daha gördüm. Zonguldak’a uçuş olduğunu öğrenince çok sevindim. Ama bu sevincim kısa sürdü. THY operasyonel sebeplerle uçuşu bir saat kala iptal etti. İstanbul Havaalanı’nda ve Zonguldak’ta hava gayet iyiydi. Sonra öğrendim ki bu ilk değilmiş. Ama bu gençlerle buluşmama engel olamadı. Atladım arabaya düştüm yollara.

Daha önceden askeri havaalanı olarak kullanılan Zonguldak Havaalanı, geçtiğimiz senelerde sivil uçuşa açılmış. Zonguldaklılar pamuk eller cebe deyip, uçaklar güvenle iniş yapılsın diye Aletli İniş Sistemi (ILS) cihazını kurdurmuş. Filyos Vadisi’nde yapılan havaalanına THY uçakları, bir yıldır bir uçup bir uçmuyormuş. Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Metin Demir ile konuşuyoruz. Vadide kuyruk rüzgarı riski olduğu için pistin uzatılması gerektiğini belirten başkan, bunun için şehri yönetenlerle ve milletvekilleriyle birlikte girişimlerin sürdüğünü söylüyor. O zaman insanın aklına şu soru geliyor. Madem böyle bir risk var. Neden bilet satıyor ve uçuş koyuyorsun muhterem THY! Neden bir saat kala yolculara haber veriyorsun? Ya da bir gidip bir gitmiyorsun? Yolcu sayısı az olduğu için mi ya da sigorta anlaşmasının az risk aldığını bahane edip geri vites mi yapıyorsun?

Avrupa’da gurbetçisi çok olan Zonguldaklılar Alman havayolu şirketi ile Zonguldak’a daha önce defalarca gelip gitmiş. THY risk görüyorsa uçuşunu kaldırması gerekmez mi? Uçağı geç kalsanız gözünüzün yaşına bakmazlar, bilet değişiklerinde ceza olarak ilave para alırlar. Ama uçuşa bir saat kala mesaj atınca sizi vatandaş affetsin demek kurumsallık değildir. Vatandaş olarak aradığımızda gökyüzündeki havanın uygun olmadığını söylediler. Samsun’a ve Trabzon’a giden uçaklar aynı güzergahı kullanmıyor mu? Yoksa Kırım üzerinden mi gidiyor?

Zonguldak halkına yapılan bu haksızlık acilen giderilmelidir

1924’te Zonguldak’ta üniversite tohumu Atatürk tarafından Maden Mühendislik Mektebi ile atılmış. 1992’de Kara Elmas adıyla açılan üniversite, 2012 yılında Bülent Ecevit’ in adını almış. Üniversite şehre hayat veriyor. Zonguldak halkı öğrencileri bağrına basmış. Şehircilikten nasibini uzun yıllardır alamayan Zonguldak’ta yaşayanlar ise medeniyeti benimsemiş.

Emeğin ve alın terinin başkenti Zonguldak bugün çıkış yolunu arıyor. Kara elması yeni kardeş ürün ve hizmetlerle desteklemek farz olmuş. Artık şehri yönetenler alın terinin yerini, akıl teriyle nasıl ikame ederiz onun için kafa yormalı. Bunun için de particilik yapmadan düzenlenecek çalıştay ile Zonguldak ne yapacağına karar vermelidir.

Geleceği yakalayamayanlar gelecekte var olamazlar.

Ereğli’nin meşhur pidesi

Her işte bir hayır var deyip çıktığım Zonguldak yolunda doğal güzellikler size eşlik ediyor. Yolunuz Batı Karadeniz’e düşerse Ereğli’de yemek molası vermenizi öneririm. Anadolu’nun neresine giderseniz gidin kesinlikle aç kalmazsınız. Eğitimci Alper Demir’in çayını içmek için uğradığım Ereğli’de meşhur Ereğli pidesi ile tanıştım. Hem pide hem de sohbet lezzetliydi.

Zonguldak’taki aynı sorunlar Ereğli’de de aynen yaşanıyor. İnsanı ve doğası mükemmel olan şehirler, maalesef şehircilikte sınıfta kalıyor.

Editör: TE Bilişim