Son günlerde Çaycuma OSB’de yaşanan organize işlere yer veriyoruz.
Zonguldaklı Necdet Tıskaoğlu’nun memleketine yatırım yapmak istediği sırada karşılaştığı manzaradan rahatsız oluyoruz.
OSB ve Filyos’ta bu güne kadar her türlü pozitif ayrımcılık yapılan hayırsever iş insanın Rıfat Güpgüpoğlu’nun tekeline girmiş OSB’de doğru zannettiğimiz yanlışları dile getiriyoruz.
*
Mesele Tıskaoğlu – Güpgüpoğlu meselesi değil.
Mesele, OSB’de organize işlerin olduğunu gösteren davranış biçimlerinin legal hale gelmesi şeklinde yorumlanabilir.
*
OSB içinde OSB yönetmeliklerine aykırı olarak emlakçılık yapılmasına müsaade edilmesi.
Bitti mi?
Hayır.
Başka bombalar da var.
OSB yönetiminin bu güne kadar yatırımcılara destek değil köstek olduğunu gösteren bazı uygulamalar.
*
Tıskaoğlu, merkezi İstanbul’da kurulu bulunan Zonguldak İş İnsanları Derneği Başkanı olarak bu güne kadar kimsenin görmediğini gördü.
Bundan öncekiler gibi susmayı tercih etmek yerine rahatsızlığını paylaştı.
*
Konuyu ısrarla işliyoruz.
Son olarak bizimle fikirlerini paylaşan isim, dönemin Zonguldak Valisi, bugünün İYİ Parti İl Başkanı Yavuz Erkmen oldu.
Valilik döneminde Çaycuma OSB’ye yatırımcı getirmek için çok çaba sarf eden, hatta Güpgüpoğlu’nun gelmesine her türlü destek olan Erkmen gönderdiği mesajında diyor ki;
“Konu hukuktur.
 Dolayısıyla OSB’de yer tahsisi yapılanlara belli sürede yatırım yapmaktan - üretime geçmeyen firmalara ne yapılacağı, ellerinden nasıl alınacağı bellidir.
Dolayısıyla OSB yönetimine;’ niye görevinizi yerine getirmiyor sunuz?’ demek ve kamuoyu oluşturmak daha akılcı. 
Yatırım yapmak isteyenlerle şu ana kadar yapanları karşı karşıya getirmemek lazım”
*
Kendisine ve sorunun çözümlenmesi konusunda devreye giren tüm isimlere teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki Vali Mustafa Tutulmaz ve Ak Parti Milletvekili Ahmet Çolakoğlu’nun da katkıları olacaktır.
*
Bu arada son bir not düşelim.
Amacımız kimseyi dövmek değil Zonguldak’ın üzüm yemesi.
Z HABER ilk günden beri ortak aklın harmanlandığı bir zemin oluşturmaya çalışıyor.
Her soruna, yanlışa, fikre aynı hassasiyetle bakmaya devam edeceğiz.

Basın- siyaset ilişkileri!
Son dönemde üzülerek görüyoruz ki basına karşı çok fazla güvensizlik ve tepki var.
Elbette bunların 20 tane nedenini sayarsınız.
Ancak basının kendi değer yargılarından uzaklaşmasının ötesinde inatla basını susturmaya çalışan yönetim anlayışları da dikkat çekiyor.
Gazetecilerin kendilerine teslim olmasını, şartsız biat etmesini veya eleştirel her yaklaşımı düşmanlık olarak görme çabasında olan siyasetçilerimiz yine bizimkiler.
Bilgiye dayalı olmayan, toplumsal yönü olmayan, kasıt kokan yayınlar karşısında tepkileri anlayabiliriz ama basını her istediğinde kendi istediği gibi şekillendirmeye çalışan dostlarımıza katılamayacağız.
Basında hepimizin hataları olabilir ama basını tümüyle kötü göstermeye çalışmak, basına yönelik organize ve oparasyonel bir adımdır.
Basında seviye sürekli olarak düşüyorsa bu aynı şekilde siyaset ve bürokraside düşen seviyenin de bir karşılığıdır!
Gazeteler ve medya portalları öncelikle fikir havuzlarıdır.
Öncelikle bunun bilinmesi gerekir.
Çoğu zaman kimsenin söylemediğini, görmediğini gazeteciler görebilir veya görenlerin duygularına tercüman olabilir.
Eksiktir- fazladır ama bugün meslektaşlarımız olmasa denetim mekanizması resmen çöker.
Bunu unutmamak gerekir.
Hiçbir meslektaşım adına konuşamam ama kendi adımıza şunu söyleyebiliriz.
Net olacağız.
Samimi olacağız.
Kente hizmet edeceğiz.
Ortak aklı harmanlayacağız.
Zonguldak’a değer katacağız.
Geride bıraktığımız 10 ayda bunu gösterdiğimizi düşünüyorum.
Elbette ekonomik anlamda dönebilmemiz için desteklere ihtiyacımız var ama bunun için kalem satmayacağız.
Kin kusmayacağız.
Nefret dili kullanmayacağız.
Halkı aldatmayacağız.