Yerel markalara sahip çıkmak Zonguldak’a sahip çıkmaktır.
Bu bilinci bir mikro milliyetçilik algısı olarak görebiliriz ama dayanışma ruhunun da kaçınılmazıdır.
Bu şehrin markaları bu şehrin insanlarına iş, aş kapısı oluyorsa resmi kurumların, belediyelerin, işverenlerin ve vatandaşın yerel firmalara pozitif ayrımcılık sağlaması normal karşılanmalı.
Bu konularda önderlik etmesi gereken TSO ve esnaf odaları ne yazık ki düşünceye yeterince sahip çıkamıyor.
Z HABER olarak bu konuya sahip çıkıyoruz.
En büyük teşvik böyle olur.
Şehrine sahip çıkmak böyle olur.
Yerel firmaların fiyat skalası sorun oluyorsa çözüm yolu bulunur.
Kendi değerlerine böylesine yabancılaşan, yalnızlaştıran başka bir şehir olduğunu zannetmiyorum.
Bir şehir kucaklaşarak, paylaşarak büyür.
İşte sıradan basit bir örnek.
Nerede TSO ve Esnaf Odaları!
Benim Zonguldak’ım.
Benim Üniversitem.
Benim markam!

Ensest tartışmaları!

CHP Kadın Kolları Başkanı ve CHP Genel Merkez Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcısı Avukat Merve Kır bölgede artan ensest ilişkilere dikkat çekmiş.
Çaycuma Çevre Köylerini Kalkındırma Derneği Başkanı Savaş Çiloğlu, sorunun varlığını kabul etmekle birlikte; Kır’ın Çaycuma – Perşembe vurgusu yapmasına tepki gösterdi.
Kır’ı CHP adına şov yapmakla eleştirirken
Perşembe Belediyesi’nin CHP’li Belediye’de olduğunu söylemesi düşündürücüydü.
Çiloğlu, insanları düşünmüyorsan kendi partililerinin çoğunlukta yaşadığı bir yeri düşün demek istemiş olabilir.
Çiloğlu’nun bu açıklamayı acele ve birazda öfkeyle kaleme aldığı ortada.
Z HABER olarak süreci analiz eden analiz haberimizde  asıl sorunun üzerinde durulması gerektiğini söyledik.
Çiloğlu, açıklamada Çaycuma Perşembe vurgusu yapılmasına tepki gösterirken devreye TGRT’de televizyon programcısı olan Zonguldaklı Cem Küçük girdi.
Cem Küçük de Merve Kır’ı eleştireyim derken ‘Çaycuma Perşembe’ vurgusunu Türkiye’ye duyuran isim oldu.
Kötü reklamın en büyüğünü yaptı.
Vallahi ironik bir durum!
Ne oldu şimdi sorun bitti mi?
Çaycuma – Perşembe’de yaşayan vatandaşlarımız haklı olarak bu şekilde anılmak istemeyecekler.
Bu sorun Türkiye’nin sorunu.
Bölgemizde ciddi bir artış oluyor veya aslında her zaman olanlar yeni yeni ortaya çıkabiliyorsa bunun sorumlusu Merve Kır mı, Savaş Çiloğlu mu?
Merve Kır önce Avukat ve Zonguldak adliyesinde benzer durumla ilgili onlarca – yüzlerce dava var.
Meseleyi konuşmak ayıp kabul edilebilir o zaman izlemeye devam mı edeceğiz?
Önemli bir konu ve basına kapalı bir zeminde devlet eliyle bu sorunun ele alınması gerekir.
Vali Mustafa Tutulmaz’ın bu konuda yeni travmaların yaşanmaması veya azaltılması adına duyarlılık göstermesi öncelikle babalık görevidir. 
Hatta bu konuda TBMM’de bir çalışma doğru olacaktır.
Konunun tartışılmasına neden olan haberi yapan Öznur Güneş kardeşimizi de ayrıca kutluyorum.

Küçük görme hastalığı!
Paranoid kişi ayrıca grandiyöz (kendini büyük ve üstün görme) duyguları içerisindedir. Kendisinin çok önemli, vazgeçilmez insan olduğuna inanır. Herkesi küçük görme, herşeyi ben bilirim, herşey benden sorulur havasındadır.
Bu kişilerde zeka ve kişilik dağılması olmadığı için profesyonel olmayanlar onlara kolayca inanırlar. Yakınları tarafından paylaşılan ve beslenilen paranoya toplumsal sorunlar çıkarır. 
Zonguldak siyasetindeki en büyük hastalık galiba bu.
Bir vefayı çok gören gideceği yolu mutlaka şaşırır.

Değişim şart!
Siyasette halkta karşılık olacak işler yapmak lazım.
Biz daha çok konuşan ama icraat yapmadan kendilerinin aday gösterilmesini veya seçilmesini bekleyen insanlar görüyoruz.
Konuşmak bir eylemdir.
Ama sadece konuşarak siyaset olmaz.
İnsanların kalbine, eline, gözlerine, sorunlarına, çarelerine, üzüntülerine, mutluluklarına ve sofralarına dokunmadan siyasetçi olamazsınız.
Oturduğu yerden siyaset yapma alışkanlığından kurtulamamış dostlara söylüyoruz.
Bu şehirde bazı şeyleri değiştirebilmek sizlerin değişmenizden geçiyor!