Çağ Çelik Çaycuma’nın göbeğinde hurda demirlerin eritileceği bir haddehane kuracak.
*
Diyoruz ki;
Şu güzel vatanın, bu güzel Zonguldak’ın son kalan yerlerini koruyalım.
Sanayileşme olacaksa temiz olsun.
*
Tarım arazileri tarıma ve geleceğe miras bırakılsın.
Ülkenin hali ve dünyanın hali ortada.
*
Bereketli topraklar üzerinde demirden, betondan hayaletler dikilmesin.
Her yere yapılaşma olmasın.
*
Her karış toprak en doğru şekilde değerlendirilsin.
*
Doymak bilmez oburların dişlileri arasında kemirilmesin” 
Ama olmuyor.
*
Siyasi ve bürokratik yapı geçmişte olduğu gibi bu dişlilere hizmet ediyor.
Herkes kendi görev alanının görevini tam yapmak istiyor!
*
Çaycuma OSB’de yeni yapılacak alana siz hurda demirlerin eritildiği bir haddehane yaptırırsanız o vadinin bir gün tümden yaşanmaz hale gelmesine neden olabilirsiniz.
*
400 kişi çalışacak diye 100 dönüm araziyi teslim ederseniz aynı dönüm üzerinde 2 – 3 bin kişinin çalışabileceği diğer fabrikalara engel olabilirsiniz.
Düşündünüz mü?
*
Demir çelik elbette çok önemli.
Ama bu fabrikanın yeri doğru mu?
Kime sordunuz?
Hangi uzman görüşünü aldınız?
*
Bu bölgenin baştan sona derin bir vadi olduğunu, bölgede hava kalitesini tavan seviyesinde kötüleştiren diğer etkenlerin olduğunu düşündünüz mü?
Doğru neyse o olsun?
Peki doğruyu aradınız mı?
*
Çağ Çelik’e tanınan bu imtiyaz neden?
Gizli ortağı kim?
Bu Çağ Çelik işi çağ dışı kalan bir atılımsa neden Çaycuma’da!
*
Akıl adına soruyoruz?
Vicdan adına soruyoruz?
Doğru ne?
*
Diyor ki Mustafa hoca.
Hurda ergitme tesisleri çevre havasını feci halde kirleten tesislerdir. Çünkü gelen hurdaları olduğu gibi fırına atıyorlar. 
İçinde lastik, plastik, boya, asbest, formaldehit, tiner vs. akla gelebilecek her türlü kirletici oluyor.
Selüloz ve kağıt fabrikasında kirleticiler belli ve bilinen maddelerken
hurda ergitmede ne ile karşılaşılacağı dahi bilinmemektedir”
*
Diyecekler ki;
“Baca var”
“Filtresi var”
Olanları da görüyoruz!

Şehir yanlış yönetiliyor!
Yaşanan son olaylar bir kez daha gösterdi ki, bizler bu şehri inatla kötü yönetmeye devam ediyoruz.
Yıllardan beri gelen günü kurtarma politikalarının bizi getirdiği çıkmaz sokakta sıkışıp kalan bir şehir olduk.
Ve yeni çıkmaz sokaklar inşaa etmek için çalışıyoruz.
Her yere her şeyi yapma sevdası bizi bu günlere getirdi.
Büyük düşünüp, radikal kararlar alarak 50 yıl sonrasını planlayan işler için değil, beceriksizlik, inat ve cesaretsizlik nedeniyle aynı soruna aynı yerinde çözüm arama aptallığı ile boğuşuyoruz!
İktidarlar, yönetenler değişiyor ama yanlışlar değişmiyor!