Zonguldak İl Emniyet Müdürü Fahri Aktaş, ziyaretlerini Devrek’te sürdürdü.Devrek Belediye Başkanı Çetin Bozkurt’u makamında ziyaret eden Fahri Aktaş, Devrek’in genel güvenlik ve asayiş konularıyla ilgili Başkan Bozkurt’la görüş alışverişinde bulundu.
Haber böyle.
Bunda ne var diyebilirsiniz.
Bir şey yok.
Olması gereken zaten bu.
Ama bizde Valilerin, Emniyet Müdürleri’nin muhalefet partili belediye başkanları veya STK temsilcilerini ziyaret etmeleri bazen yadırganması gereken bir durummuş gibi görülmek istenir.
Öyle gören ve bu isimleri Ankara’lara bire on katarak gammazlayanlar vardır her daim.
Fahri Aktaş’ın geçen CHP’li Belediye Başkanı Nuri Tekin’i son olarak CHP’li Çetin Bozkurt’u ziyaret etmesinin sonrasında aynı gammazlar devreye girebilir.
Fahri Aktaş tüm belediye başkanlarını ziyaret ediyor.
En doğrusunu yapıyor.
Dün Belediye Başkanı Selim Alan’ın CHP Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun’u taziye amacıyla da olsa parti binasında ziyaret etmiş olmasının doğru bir adım olduğunu söylemiş ve milletvekillerimize de seslenmiştim.
CHP Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz da yaklaşık 1 yıl önce Ak Partili Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş’ı ziyaret ettiğini gösteren fotoğrafı attı.
Unutmuşuz.
Demek ki bu karşılıklı ziyaretlerin; “haydi bir kahve söyle” demelerin artarak devam etmesi gerekiyor.
Toplumsal uzlaşı için bunlar şart.
Fahri Aktaş’ı da gerek personel gerekse toplumla kurduğu seviyeli ilişki için kutluyoruz.
Madde bağımlılığı ile mücadele adına mahalle aralarına girerse daha iyi olur.

2022 temennisi!
Biz insanoğlu olarak en güzel şeyleri dileyelim.
Sağlık olmadıktan sonra ne fayda.
Biz insanoğlu en güzel şeyler için dua edelim.
Olmayacak dualara amin demek ne fayda.
Dilimize pelesenk olmuş güzel temenniler gerçekleşse de gerçekleşmese de umutlar tükenmemeli.
Ama önce sağlık.
Gerisi hallolur.
Allah 2022 yılında hepinizin iyiliğini versin!

BEÜ’ye öneri!
Bülent Ecevit Üniversitesi’nin bu şehrin değeri olan ve bu şehre değer katan isimleri üniversite öğrencileri ile salon toplantılarında buluşturabilmesi gerekir.
Benzer uygulama bazı liselerde de yapılmalı.
Çok renkli, verimli, tarih kokan, zeka fışkıran, özgüven aşılayan, yenilik gösteren isimlerden öğrenecek çok şeyimiz var.
Rektör Mustafa Çufalı göreve başladıktan sonra iş insanı ve hayırsever Sezai Çanakçı, öğrenci ve diğer katılımcılarla buluşturulmuştu.
Sanırım sonra devamı gelmedi.
Oysa ne çok insanımız ne çok değerimiz var.
Pazarda Marul – pırasa satan 74 yaşındaki havva teyzenin de anlatacakları var.
Her gün yerin 500 metre altına giren bir maden işçisinin de.
Dersler öyle veya böyle geçilir.
Ama bu tecrübeler bulunmaz.
Üniversite bitirmiş ama hayattan bihaber yaşayan gençler ülkesi olduk!
Bir komite oluşturulup hatta ve hatta Karaelmas Üniversitesi Vakfı ile müşterek çalışmalar yapılmalı.
Öyle değil mi Hayri hocam!

Bir dilim pasta!
Yılbaşı değil ay başının hesabını yapıyoruz!
Türkiye’de kutuplaşma tırmanarak zirve yaptığı için toplumun farklı katmanları birbirinin derdini anlamaktan uzaklaşıyor.
Bazılarımız çılgınlar gibi yeni yılı karşılarken, bazılarımız yeni yılı karnı zil çalarak, kömürü bitmiş sobaların dibinde battaniyelere sarılarak, gelecek kaygıları ile yorularak giriyoruz.
Yılbaşının hesabını değil ay başının hesabını yapanlara ne diyeceğiz?
Sokaklar ve televizyonlar şamata ile dolu dizgin giderken her görüntü bir küfür değerindedir!
Böyle zamanlarda bir anne ve baba için belki de en ağırı, çocuklarına bir dilim pasta yedirememektir!
Haydi afiyet olsun!
Mutlu seneler!
Çevrenize bakın.
Mutlaka paylaşacak şeyleriniz ve paylaşılacak insanlar vardır.
Hiç bulamıyorsanız Okan Girgin muhtarı arayın.
Diğer mahalle muhtarlarımızı arayın!

Erdal Eren – Mahmut Eren
12 Eylül sürecinde asker öldürme suçundan yaşı büyütüldükten sonra idam edilen sol görüşlü Erdal Eren ile birlikte aynı koğuşta kalan ve onun yerine birkaç defa dayak yiyen sıkı ülkücü Mahmut Eren de hayata veda etmiş.
Mekanları cennet olsun.
Bugün bile linç kültürü birbirinizi yok etmeye çalışırken o koğuş arkadaşlığı gelsin aklımıza!

Muammer Avcı korkusu!
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile rahmetli Talip Avcı’nın dostluğu sonrası Erdoğan’ın Talip Avcı’nın oğlu Muammer Avcı’ya olan güveni çok bilinir oldu. Erdoğan’ın zaman zaman Zonguldak’ta Avcı’yı arayıp görüş alış verişinde bulunması, hal hatır sorması önemlidir.
Biz de Muammer Avcı’ya hep deriz ki;
“Abi araya şunu da sıkıştırsaydın, bunu da söyleseydin”
Her telefonda bir önemli sorunu söylese sorunlar zaten daha hızlı çözülürdü.
Günahını almayalım.
Belki söylüyordur.
Bu ilişkinin Muammer Avcı’yı Milletvekilliği adaylığına taşıması muhtemel.
Ak Parti içinde, kamuda ve yerel yönetimlerde; “Aman Muammer Avcı’nın kara listesine girmeyelim” dönemi başlamış.
Teşkilat olarak yapılması gereken tüneller gibi bazı olaylarda Avcı’nın bireysel hareket etmesi de sanırım bu düşüncelerin oluşumunda etkili oldu.