Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Zonguldak ziyareti şehir için çok önemli bir fırsattı. Belediye Başkanı Ömer Selim Alan hem yapılanlar hakkında bilgi verdi hem de yeni talepleri dile getirerek üzerine düşeni yaptı. 
Şehir adına teşekkür ediyoruz.
Ya diğerleri.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Uzun Mehmet’ten ve onun adına yapılan camiden, kömürden bahsederken ortalarda ne TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu vardı ne de GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil.
Cumhurbaşkanı Zonguldak’a bu kadar zaman ayırmışken kendisiyle mutlaka görüştürülmesi gereken isimlerden ikisiydi Eroğlu ve Yeşil.
Kimse Hakan Yeşil’i yanına alıp Erdoğan’a getirmezken, Yeşil son bir hamle ile koruma ordusunu aşıp kendisine ulaşabildi. Ayak üstü de olsa bilgi verip işçi talebinde bulundu.
Böyle mi olmalı bu işler?
Erdoğan’ın MFA’nın açılışına katılmış olması çok büyük bir onur.
Murat Uzun ve Fatih Furtun bunu fazlasıyla hak ettiler.
Peki ya diğer sanayicilerimiz.
Bu şehirden dünyaya açılmış birkaç markamız var.
Çok mu zordu diğer sanayicilerimizi Sayın Erdoğan ile kısa süreli de bir araya getirmek.
Kim yapacak bunu?
CHP Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz mı?
Seçim zamanı bu iş insanlarına giderek destek isteyen, destek bulan çok değerli milletvekillerimiz?
Bunu yapabilseniz Erdoğan da mutlu olurdu.
Bunları yapabilseniz daha da büyürsünüz.

CHP’lilere tavsiye!
Ülkenin siyasi yapısı belli.
Bu yapı içinde CHP’nin tek başına iktidar olması tam bir hayal ötesi.
Geçen de yazdım.
CHP’ye gönül vermiş insanların sayısı da hızla azalıyor.
Genel merkez ve teşkilatlar iktidara kızmakla iktidar olunamayacağını anlamayan kot kafalılarla dolu.
Sen ne yapacaksın, sen ne yapıyorsun önce ona bakması gereken CHP’liler sadece konuşmayı tercih ediyor.
Uzun lafın kısası.
CHP’liler tabanı güçlendirmek, iktidar yolunda yürümek ve kitlelere daha fazla ulaşabilmek için öncelikle kendilerine inanmak, böyle biz vizyona sahip genel başkan ve kadrolar bulmak zorundalar.
Sosyal medyadan sallamakla olmuyor bu işler.
FETÖ’den, Sedat Peker’den medet umar hale gelmeniz çok acı.
Gidin genel merkeze öncelikle genel başkanınızı değiştirin!

Filyos… Filyos!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Zonguldak gezisi öncesi tüm okurlarımız ve Zonguldaklılar adına bir mektup yazdık.
Mevlüt Kırnapçı; 
“Bu kaçıncı mektup?” diye sormuş.
Haklı.
Zonguldak’ta önemli açıklamalar yapıldı.
Ne dedik?
Tüm güzel hizmetler için önce teşekkür ediyoruz.
Bizler bazı endişelerimizi dile getirmiştik.
Özellikle Filyos ile ilgili.
Bölgede kirli sanayileşme olursa koca vadi Dilovası’na döner.
Ayrıca.
Buraya makine veya yerli otomobil konusunda imalat için talepte bulunmak çok mu zor?

Kime göre?
5 Haziran Çevre Günü’ymüş.
Hangi çevre.
Formalite olanın mı?
Canı istediğinde olan mı?
Firmaların gücüne ve siyasi kimliğine göre olan mı?
Halka göre olan mı?
Türkiye’nin geleceğine göre olan mı?
Şaklabanlık halini alan mı?
İslami inancına göre olan mı?
Paranın inancına göre olan mı?
Kağıt üzerinde yazana göre olan mı?
Hangisine göre?
Kime göre?
Türkiye bu konuda çok geriden geliyor?
Ya mevcut yasalar yetmiyor, ya uygulayıcılar.
Lafa gelince kendine, inancına, dinine, mezhebine toz kondurmayan ama çöpünü rastgele atmaktan utanmayanların ülkesinde bizi bekleyen tüm felaketler o kadar normal ki?

Talan düzeni!
Çevre demişken önemli bir konuyu hatırlatalım.
Türkiye’nin yeşil örtüsü giderek griye dönüyor.
Büyük sanayileşme veya maden arama çalışmalarının olduğu yerlerde inanılmaz bir talan var.
Eleştirenler; “yatırıma karşı” olanlar olarak hedefe konuluyor.
Bu kadar mı?
Hayır.
Bir de görünmeyenler var.
Olur olmaz her yerden yapılan yol çalışmaları nedeniyle talan edilen yerler var.
Bir de hem resmi hem de resmi yolla yapılan kesimler.
Bakanlık diyor ki; “Bana bu kadar kesim lazım”
Yüklen Karadeniz’in ormanlarına.
Zonguldak’ın, Karabük’ün, Yenice’nin ormanlarına.
Bölgedeki yöneticiler çıkıyorlar araziye.
İstenilen kadar işaretleme yapıyorlar.
Son dönem Zonguldak’ın her noktasında kesim yapılıyor.
İçeriden aldığım bilgiler doğrultusunda söylüyorum.
Çoğu, Ankara istediği için kesiliyor.
Ankara’daki bürokratlarının koltukları bu ülkenin geleceğinden daha önemli!
Kestiğin kadar yetiştiremiyorsun.
Kestiğin kadar dikemiyorsun.
Dağda - bayırda yapılan kesimleri sık sık gidip gören biri olarak yazıyorum bunları.
Gerçi ne kadar önemsiz bir konu değil mi?
Yaşadığımız kadar daha mı yaşayacağız!
En iyisi düzene uymak!

Öteki!
Bu ülke öylesine kamplaştı ki!
Bu şehir de farklı değil.
Her olayın, her fikrin, her çalışmanın, her karşı görüşün ardında bir militan ordusu toplanıyor.
Politikacılarımızın, yerel siyasetçilerimizin bizleri getirdiği durum bu olsa gerek.
Böl.
Parçala.
Çatıştır.
Yönet.
Aradan sıyrıl.
En çok da sosyal medya üzerinden her farklı görüş için sürekli çatışma çabası olan insanların ruh haline üzülüyoruz.