Enerji kaynaklarında yaşanan tarihi fiyat artışlarından en çok etkilenen üretim kanadı, ithal kömüre dayalı hammaddeyle çalışan termik santraller oldu.

Dünya gazetesinden Mustafa Kemal Çolak'ın haberine göre, 2020 Eylül ayında 50 dolar seviyesinde olan bir ton ithal kömür fiyatının, içinde bulunduğumuz ayda 172-175 dolar bandına ulaşması, termik santral tesislerinin yaşadığı sıkıntıların ana nedenini oluşturuyor. Piyasa Takas Fiyatı olarak tanımlanan PTF'nin, üretim maliyetlerinin yüzde 25-30 altında oluştuğunu ve zarar ettiklerini gerekçe göstererek ithal kömüre dayalı termik santral ünitelerinde üretimi durduran şirketlerin sayısı artıyor.

Eren Holding bünyesinde faaliyet yürüten Eren Enerji, bir ay içerisinde 5 ünitesinden 3'ünde üretimi durdurduğunu açıkladı. İzdemir Enerji Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nuri Şahin de ellerindeki kömür stoklarının bitirilmesi sonrası maliyet sorunlarına çözüm bulunamaması halinde üretimlerini durduracaklarını dile getirdi.

Cengiz Holding ile birlikte ithal kömüre dayalı santrallerden en sonuncusunu kuran Alarko Holding CEO'su Ayhan Yavrucu, tesislerindeki durumu "Verimliliğimizin gücüyle üretimde patinaj yapıyoruz" şeklinde açıklıyor. Çok yüksek hammadde maliyetleri ile üretim yapma gayreti içinde olduklarını söyleyen Yavrucu, "Aynı yüksek oranda maliyeti artan doğalgaz santralleri ise botaş tarafından sübvanse ediliyor. Hammadde temininde sübvanse edilen doğalgaz santrallerinin oluşturduğu haksız rekabet, düşük elektrik satış fiyatına sebebiyet veriyor. Bu haksız rekabet ortadan kaldırılmalıdır. Aksi halde enerjide arz güvenliği ortadan kalkar" diyor.

İthal kömürle çalışan 8 termik santral var

Yerli linyit ile çalışan irili ufaklı santral sayısının 47'yi bulduğu Türkiye'de 2000'li yılların başından itibaren ithal kömüre dayalı üretim yapan termik santraller de arz cephesinde yerini almaya başladı. Yerli ve yurt dışı piyasalardan temin edilen, ortalama 10 yıl vadeli kredilerle kurulan termik santraller de ithal kömürle çalışma ana strateji oldu. İlk yatırım olan İskenderun Enerji'nin 2003 yılında hizmete girdiği bu üretim alanında, yandaki tabloda da görebileceğiniz gibi Türkiye'nin önemli holdinglerinin yatırımcısı olduğu 8 tesis art arda faaliyete geçti. İçlerinde Türkiye'de toplam enerji arzının yüzde 6'sına sahip Eren Enerji'nin de yer aldığı ithal kömüre dayalı tesisler, geçen yıl enerji arzında yüzde 21 ile Türkiye'nin ikinci büyük paya sahip oldular.

Neden ithal kömür tercih ediliyor?

Bu tesislerde yerli değil de ithal kömür tercih edilmesinin birkaç nedeni var. Türkiye'deki mevcut linyit, ağırlıklı olarak düşük verimliliğe sahip. Yüksek oranda verimli olan Zonguldak bölgesi linyit ise ölçek sorunu oluşturuyor. Bu açıdan 8 tesisin kullandığı ithal kömür, peşin fiyata dayanan yıllık anlaşmaların neticesinde ağırlıklı olarak Kolombiya'dan (piyasada kullanım oranı yüzde 90) getiriliyor. Kolombiya'dan bir aya yakın sürede gelen kömür, nakliye sırasında kırılma işleminden geçirilerek, üretime sunuluyor. Tesislerin kullandığı toplam ithal kömür, yıllık 20 milyon tonun üzerine çıkabiliyor. Kolombiya'dan bu yol ve yöntemle, yıllarca Türkiye'de yerli kömürden üçte bir oranında daha uygun fiyatla kömür temin edildi.

Kömürde dünya fiyatları bir yılda 3.5 kat arttı

Ta ki geçen yılın sonbaharına kadar. 2020 Eylül'den itibaren ithal kömürde fiyat tarifesi hızla yükselmeye başladı. Üretim maliyetlerinde yüzde 85 oranında paya sahip ithal kömür fiyatlarında, bir yılda 3.5 kat artış oluştu. Geçen Eylül'de 50 dolardan getirilen bir ton kömürün fiyatı, içinde bulunduğumuz Eylül ayında 170 doların üzerine çıktı. Yalnızca son üç ayda gerçekleşen fiyat artışı yüzde 70 oldu.

Sektör temsilcileri, kullandıkları ana maliyet kalemi kömürde 1 yıl içinde 3.5 kat civarında artış olmasına karşın, elektrik satış fiyatlarının yeterli oranda artmadığından yakınırken, bu durumun ana nedenini haksız rekabete dayandırıyor.

Doğalgaz fiyatlarının da dünya üzerinde önemli artışlar yaşadığına dikkat çeken Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren, "Botaş, dünyadaki yüksek oranda artan doğalgaz fiyatlarını, doğalgaz ile üretim yapan enerji santrallerine yansıtmıyor. Bu da enerji satış fiyatlarını baskılıyor. İthal kömüre dayalı üretim yapan tesislerde bir Botaş yok. Bu haksız rekabetin giderilmesi ve fiyatların normal seyrinde ortaya çıkması gerekmektedir" diyor.

Eren, "Doğalgazda fiyat artışı bir yıl içinde 250 dolardan, bin dolarlara çıktı. Artan fiyatlar santrallere tam olarak yansıtılmıyor. Botaş, zararı üstlenerek, santrallere alım fiyatının altında tarifelerle doğalgaz satıyor. Bu durum da elektrik fiyatlarını baskılıyor" görüşlerini dile getiriyor. Alarko CEO'su Ayhan Yavrucu da enerji satış fiyatlarına ilişkin, "1 kWsaat enerjinin Avrupa'daki satış ortalaması 15 Euro sent. Türkiye'de ise 6 Euro sent. Bu fark fiyat baskısından kaynaklanıyor. Üretimde en son teknolojiyi kullanan ithal kömür santralleri cezalandırılıyor" diyor.

Termik Santral ile Elektrik Üreticisi Sanayici ve İşadamları Derneği (TERSANED) Başkanı Emir Eren, "İthal kömürde ortaya çıkan fiyat artışları, üretim maliyetlerimizi önemli ölçüde artırdı. PTF fiyatları, maliyetlerimizin altında kaldığından tesisler zarar ediyor. Doğalgazda da dünya fiyatları çok yükseldi. Ancak Botaş, enerji üretim tesislerine ithal ettiği rakamın altında ürün satıyor. Maliyetlerimizi göz önünde bulunduracak bir satış ortamı oluşturulmalıdır" diyor.

TERSANED ile kimi santral yönetimlerinin yarın Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı'nda konu ile ilgili görüşmeler yapması bekleniyor. Görüşmede, yaşanan gelişmelerin ve çözüm önerilerinin dile getirileceği belirtiliyor.

Elektrik piyasasında fiyatlar nasıl oluşuyor?

Gün öncesi elektrik piyasalarında arz ve talebin eşleşmesi ile oluşan fiyata "Piyasa Takas Fiyatı" (kısaca Ptf) denilmekte ve bu fiyat elektrik piyasaları için referans fiyat olarak kabul edilmektedir. Tüm santraller, emre amade kapasitelerini piyasaya teklif olarak sunarlar, bu teklifl er saatlik bazda fiyata göre küçükten büyüğe sıralanır ve arz-talebin kesiştiği noktada, o saate ilişkin PTF belirlenmiş olur. Arzın, talebi karşılamadığı durumlarda ise azami fiyat uygulaması devreye giriyor. Azami fiyat, içinde bulunulan takvim ayı esas alınarak iki ay önceki takvim ayından itibaren geriye dönük 12 aylık PTF ağırlıklı ortalamalarının iki katı olarak uygulanıyor. Azami fiyat, temmuz ayında 617 TL/MWh, ağustos ayında 636 TL/MWh, eylül ayında ise 674 TL/MWh olarak uygulanmaktadır. Yani, fiyat, ortak havuzda toplanan teklifl erden oluşturuluyor. Geçtiğimiz hafta Piyasa Takas Fiyatı ortalaması (13-19 Eylül) 529,26 TL/MWh idi. Piyasa yetkilileri, ithal kömür santrallerinin