Bazı ayrılıklar vardır.
Bazı yaşamlar.
Mücadeleler.
İçinde acıyı ve umudu kenetlemek zorunda kalan hayatlar.
Çaresiz gülüşler.
Şiirsiz dokunuşlar.
Yazısız sözler.
Kurutulmuş gözyaşları.
Çocukların tütsülenmiş ter kokuları.
Yaşamayan ne anlatabilir.
Ne tarif edebilir.
Ne de tahmin edebilir!
Yağmur altında gülen ile ağlayanın belli olmadığı gibi belki.
Ne toprağın kokusuna işlenebilir ne seramiklere nakşedilebilir bu hayat.
Kaç yüz milyon dizseniz de tuğlaları, örtemezsiniz insanın acılarını, umutlarını, yüreğinin sancısını!
*
Pek çoğumuzun, bilmediği hayatında bir damla bile değil üstte ki yazı. İnsanlara iş, aş, şehre umut veren rahmetli Zeki Yurtbay’dan bahsediyoruz.
*
Kısa süre önce telefonla yaptığım son iki görüşmede İstanbul’daydı.
Sesi oldukça iyi geliyordu.
Kendi derdini unutup yeni yayın hayatımızın nasıl gittiğini soruyor ve her defasında; “Sizin çok iyi yapacağınızdan kuşkum yok” diyerek güvenini dile getiriyordu.
Her şeyin ötesinde o değer veren mimiklerini hiç unutmayacağız.
*
Acı haberin ardından geçmişte Pusula Gazetesi ve Elmas TV için yaptığım iki ayrı video röportaj düştü önümüze.
İkna etmek kolay olmamıştı ama iyi ki yapmışız o röportajları. Ne çok şey söylemiş meğer.
*
Zeki Yurtbay’ın en değerli varlıkları olan oğulları Oktay ve Olcay, 1990’da Amerika'dan kalp ameliyatından dönen babalarını almak için İstanbul'a giderken Dorukhan yakınlarında meydana gelen kazada yaşamlarını yitirdi. Yurtbay, bir röportajımızda; “Niye hala çalışıyorsunuz. Çok mu paraya ihtiyacınız var?” diye sorduğumda; “Acımı dindirmek için belki de. Çalışmasam yaşayamazdım belki de” derken sesi titriyordu.
*
Bin bir zorlukla dünya markası yaratmış Zeki Yurtbay, mütevazi yapısının yanında ekonomide dengeleri çok iyi takip ederek  tüm fırtınalı ekonomilerde bu markayı en güvenli limanlarda tuttu ve bölgemizin, Türkiye'nin gururu oldu. İş ve siyaset dünyasının ondan öğreneceği çok şey vardı! Kimisi burun kıvırdı. Kimisi geç kaldı!
*
Şimdi dünya mirası olan torunları sevgili İlter ve Melis işlerin başında. Mal- mülk fabrikalar değil  mirası. Onların asıl mirası yaşanmışlıkların gölgesinde verilmiş mücadelenin ta kendisi.
Onlara düşen en büyük görev bu derin maziye tam tamına sahip çıkarak, bölünmeden, parçalanmadan Zeki Bey’in ömrüne, duruşuna yakışır şekilde ilerlemek. Belki yeni fabrikalar kurmak ve dedelerinin babalarının adını yaşatmak.
*
Çocuklarınıza kavuştunuz Zeki Bey!
O nezaketiniz ve güveniniz bizim için yol gösterici olacaktır. Allah sizden razı olsun.
Tavsiyelerinizi unutmayacağız
Mekanınız cennet olsun.