Zonguldak Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı, ilçede gündeme gelen yapı ve sokak isimleriyle ilgili “Zorunlu Açıklama” başlığıyla açıklama yaptı. Açıklamasında, “muhalefet etmek adına” spekülasyon yapıldığını ifade eden Kantarcı’nın açıklaması şu şekilde:

Belediye Meclisimiz, 3 Kasım tarihli oturumunda, ilçe sınırları içindeki bazı cadde, sokak ve yapılara isim verilmesi konusunu görüşmüş, içinde yarı olimpik yüzme havuzu da bulunan spor merkezine “Atatürk Spor Merkezi” adı verilirken, çok dilli çocuk yuvasının adı “Zübeyde Hanım Çok Dilli Çocuk Yuvası” olarak kararlaştırılmıştır., 
Türkiye’de öteden beri isimler üzerinden yapılan polemikleri bildiğimizden, buna meydan vermemek için, özellikle bütün isimler büyük bir titizlikle belirlenmiştir. Sağ olanların ve/veya yakınlarının onayı da alınmıştır. 

SPEKÜLASYON ÜZÜCÜDÜR, TALİHSİZLİKTİR.
Kemal Paşa Caddesi adının “Mustafa Kemal Paşa Caddesi” olarak düzeltildiği toplantıda, Uğur Mumcu Caddesi üzerinde, Belediyemiz tarafından yapılarak hizmete açılan tarihi Çaycuma evine, tarihsel geri planına uygun olarak “Kantarcılar Evi” adı verilmiştir. 
Geçtiğimiz yıllarda aslına uygun şekilde inşa edilerek hizmete sunulan yapıya, tarihi isminin verilmesi üzerine, bazı çevrelerin sözüm ona muhalefet yapmak adına ucuz polemik teşebbüsü beni son derece üzmüştür. 

YANLIŞ ŞEHİRLEŞME POLİTİKALARIYLA ÇAYCUMA ADETA BELLEKSİZ BIRAKILMIŞTIR
Geçmişte” yanlış şehirleşme” politikalarıyla ilçemizin tarihi yapıları, kent yaşamındaki rolü, tarihi değeri düşünülmeden yıkılmış, yok edilmiştir. Çaycuma adeta “belleksiz” bırakılmıştır. Kentin tarihsel kimliğini, mimari kültürünü yaşatmak için çalışmalar yapan Belediyemiz, Uğur Mumcu Caddesi üzerindeki meydanda böyle bir yapı yapılmasını kararlaştırarak çalışmalara başlamıştır.

KANTARCILAR EVİ TARİHSEL ÖLÇEKLİ PEK ÇOK OLAYA TANIKLIK ETMİŞ BİR BELLEK MEKANDIR
Aile evinin neden seçildiğine gelince; geçmişteki özgün binalardan rölevesi alınmış, ölçüleri kaydedilmiş, mimari projesi çizilmiş bir yapı bulunamadığı için, 17 yaşıma kadar içinde yaşadığım ve tüm detayları belleğimde taptaze olan bu evin yapılması isabetli bulunmuştur. Ev kentin en merkezi yerinde bulunduğu için, on yıllarca, önünde yapılan kutlamaların, şenliklerin, törenlerin arka fonunu oluşturduğu gibi tarihsel ölçekli pek çok olayın da tanığı olmuş bir bellek mekândır. Eski Çaycuma’nın çok sayıdaki fotoğraflarında açık olarak görülmektedir.

HÜZÜNLÜ ÖYKÜSÜ BULUNMAKTADIR
Evin bir diğer özelliğiyse, İstasyon semti ile kent merkezinin bağlantısını sağlayan Atatürk Caddesi’nin oluşturulması ve genişletilmesi sırasında, yıkılmış olmasıdır. Rahmetli babam, o yolun yapılabilmesi için öncülük yaparak, bizzat aile evini yıkmıştı. Bunun üzerine rahmetli büyükannem Şefika Kantarcı, ömrünün son demlerinde “evsiz” kalmaktan çok büyük üzüntü duymuştu.  “Kantarcıların Evi” olarak bilinen Safranbolu Bulak köyünden ustaların yaptığı ahşap evin böyle bir hüzünlü öyküsü de bulunmaktadır.

ATATÜRK’ÜN ADINI MUHTEŞEM BİR ESERE VERMİŞ OLMAMIZ GEREKSİZ TARTIŞMA YÜZÜNDEN GÖLGELENMİŞTİR
Hal böyleyken benim ismimin üzerinden hareket ederek spekülasyon üretilmesi son derece üzüntü vericidir. Kentimize spor merkezi olarak on yıllarca hizmet edecek, içinde yarı olimpik yüzme havuzu da bulunan muhteşem esere yüce Atatürk’ün, çok dilli anaokuluna annesi Zübeyde Hanım’ın isminin verilmesinin bu gereksiz tartışmalar nedeniyle gölgelenmiş olması ayrı bir üzüntü kaynağıdır. 

KENT HAFIZASININ CANLANDIRILMASINA VE DİRİ TUTULMASINA GAYRET EDİLİYOR
Belediye Meclisimizde alınan karar, ülkemizde pek çok örneği olduğu gibi, bire bir ölçülerde yeniden yapılarak Çaycuma’ya kazandırılan bir yapıya tarihi isminin verilmesinden ibarettir. Verilen ad, bir kişinin ismi olmadığı gibi, durduk yerde icat edilmiş de değildir. Tümüyle kent hafızasının canlandırılmasına ve diri tutulmasına yöneliktir. Kamuoyunda büyük takdir gören böylesi eserleri kazandırarak kentimize yeni bir ufuk açan Çaycuma Belediyesine yapılan spekülasyon, en büyük haksızlık olacaktır. 
İsimle ilgili benim en küçük bir talebim olmadı, olamaz. Esasen, öyle bir ihtiyaç da duymam. Çünkü, Çaycuma’ya kattığımız büyük  ve emsalsiz eserlerden ötürü, bu dönemin ve bu döneme ait isimlerin halkımız tarafından sonsuza dek yaşatılacağından eminim.
Kamuoyuna saygıyla duyururum.