Zonguldak’ın dere ıslah projesi için birinci etap başladı.
Çaydamar ve Üzülmez hattında ilk etaplar için bu yıl 1.5 milyon TL ayrıldı.
Geri kalan 1.5 milyon TL ise kavga dövüş alınabildi.
Hamdi Uçar yalvarmasa, Başkan Selim Alan kavga etmese Ali Bektaş odayı terk etmese bu kaynaklar da alınmayacaktı.
Neyse.
Yıllardır konuştuğumuz nokta noktalı derenin ıslahı konusunda adım atıldı.
Gittik, olay yerinden bir yayın yaptık.
DSİ, taban ve kenarları betonlayıp bitirecekti işi.
Biz ısrarla yıllardır ballandıra ballandıra anlattığımız Kastamonu Deresi gibi olsun istedik.
Peki, olur mu?
Derenin ortasında ince bir kanal bırakılıyor.
Yanında yaklaşık 50-60 cm bir yükselti.
Su az olduğunda orta ince kanaldan gidecek.
Kenarlar Kastamonu Deresi’nde olduğu gibi yeşillendirilecek.
Motifli dere duvarları harika.
Ama başka bir gerçek var.
Bu iç kenarlardaki yükselti nedeniyle su hacminin yolundan çalınmış gibi duruyor.
Debi mühendisi değilim.
Ancak bu durum yol ve su mühendislerinin de dikkatini çekmiş.
Kaldı ki Zonguldak ile Kastamonu farklı.
Zonguldak tam bir taşkın deresi.
Hizmet – yatırım derken Giresun gibi olmayalım.
Çünkü bizim deremiz iki yağmurda kum, çöp ve diğer atıklarla dolacak.
Bu konuda Zonguldak Valiliği veya ilgili kurumlardan bir yanıt gelirse tarihe not düşeriz.

 

Liyakat!
Ak Parti’de son dönem yaşanan gelişmeler trajikomik bir hal aldı.
İlgilenenlerin geçenlerde yazdığım; “Konyalı Metin, Beycumalı Mustafa” başlıklı yazıya bakmasını öneririm.
Ak Parti içinde yeni bir yerli- yabancı çatışmasının fitilini ateşleyen veya ateşlemek isteyenler olacaktır.
Çünkü, bir yerde liyakat veya denge kaybolursa o zaman sorunlar içinden çıkılmaz bir hal alır.
Mükerrem Ayçiçek pek çok konuda taviz vermeyecek ve onun bu duruşu farklı sıkıntılara neden olacaktır.
Çünkü milletvekillerinden belediye başkanlarına herkes partiyi yönettirebileceği bir isim
istiyor.
Dün tanık olduğum olaylar gösterdi ki parti içinde yerli- yabancı ipinin iki ucundan asılanlar var.
Mükerrem Ayçiçek’in bilmesi ve kabul etmesi gereken ilk şey bu görev için kendisinden çok daha hazır, liyakatli ve hak eden isimler vardı. Yıllardır mücadele eden, çalışan, bu partiye karşılıksız hizmet eden isimlerin olduğunu unutmadan çalışması gerekir.
Dürüstlüğüne, çizgisine kimsenin diyeceği bir şey olamaz ama örgütün eski heyecanına kavuşması için iyi bir hamal bulması lazım!

 

Hantal belediye!
Geçenki bir yazımda Zonguldak Belediyesi’nde hantal yapının devam ettiğini yazmıştım.
Haklı bulanlar oldu.
Haksızlık yaptığımı söyleyenler oldu.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki bu kardeşiniz neyi görüyorsa onu yazar.
Bu tarz öneri veya eleştiriler söz konusu olduğunda konuyu politik bir savunma veya hücum cephesine çekmeye çalışanların zekâsından şüphe ederim.
Yani bizim yazılarımızın altında sadece samimiyet vardır.
Kurumların ve şehrin başarısı için gördüklerimizi paylaşmakla mükellefiz.
Akıllı yöneticiler, başkanlar, siyasiler bunlardan dersler çıkararak ne demek istediğimizi daha iyi anlar.
Tekrar ediyorum.
Dr. Ömer Selim Alan döneminde güzel ve önemli başlangıçlar var.
Yeni başlayacak projeler var.
Ancak belediyenin kurumsal hantallığı, yönetimsel hantallığı, gelenekselleştirilmiş tembellikleri devam ediyor.
Oysaki bu yatırım ve çabaların yanında halka doğrudan dokunan, şehre enerji veren, enerjisi yüksek bir yönetim anlayışı olmalıydı.
Belediye ne yazık ki; büyük işleri takip ederken basit dokunuşlardan yoksun ve hatalı hamleler yapan bir satranç tahtası gibi!