Kar yüksek kesimlerde etkili oldu.
Fırtına, kısa süreli de olsa 50-60 km hıza kadar ulaştı.
Sonuç ortada.
Yıkılan onlarca direk.
Elektrik kesintisi yaşanan çok sayıda bölge.
Elektriksiz kalan baraj.
Geçen kardan bu kara kadar çözümlenemeyen jeneratör.
Buna bağlı yaşanan su kesintileri.
Normal mi?
Normal karşılamak zorundayız.
Seve seve!
Var mı başka çaresi bu halkın?
Yok.
BEDAŞ- ENERJİSA açıklama yapıyor.
Yaşananlar için diyor ki; “Afet”
Siz afet görmemişsiniz.
Doğu’da olsanız ne yapacaksınız?
Asıl afet sizsiniz!
Sorun çürük direkler.
Sorun değişmeyen- değiştirilemeyen direkler.
Sorun temelsiz direkler.
Sorun incecik metallerden yapılan mukavemeti zayıf, bu bölgenin coğrafi şartlarına göre uygun olmayan direkler.
Sorun bunları vaktinde planlayamayan yöneticilerimiz.
Sorun geçmiş yıllardan bu güne bu işleri ilgili kurumun keyfine bırakan idarecilerimiz.
Bu sorunun üç ayda giderilmesi mümkün mü?
Değil.
Geçen yağan karda olduğu gibi bu sefer benzer manzaraları yaşamak kaçınılmaz olacaktı.
Öyle de oldu.
Geçen kardan alınan dersler sayesinde sorunlar daha hızlı aşılmaya çalışılıyor.
Belediyeler, Özel İdare, Karayolları bir önceki kar yağışına göre daha derli toplu çalışıyor.
Bu zorlu şartlarda arazide çalışmak zorunda kalan tüm kurumların personellerine teşekkür ediyoruz.
Onlarla ilgili kimsenin bir sorunu yok.
Sonuç olarak seneye kadar tüm alt yapı sorunlarının çözümlenmesi için sürekli hatırlatacağız.
Yaz sıcağında direkleri, son baharda telleri soracağız!

Başka Türkiye yok
Türkiye terörden çok çekti.
Siyasetin, PKK ve diğer terör gruplarıyla dönemsel farklı ilişkileri her zaman eleştirilmeye açık bir durum olsa da halkın beklediği her zaman kalıcı çözümdür.
Önce devlet.
Devletimizin geleceğine ve bütünlüğüne kim kast ediyorsa yeri yok.
15 rehin askerimiz şehit edildi.
Hala neyi savunuyorsunuz.
PKK katledince susup, Mehmetçik vurunca ‘savaşa hayır’ diyenler hangi Cumhuriyetin çocukları.
Politikacılara kızıp, ülkemizin geleceğini dinamitlemek isteyenlerin çabalarını görmezden gelenlerin bu vatan hainlerinden ne farkı kalıyor?

Fikir!
Zonguldak’ta yıllardan beri aynı şeyleri konuşmaktan dert yanarız ama aynı şeyleri konuşmaktan da geri kalmayız.
Bizi bunlara mecbur edenlerin her zaman başımızın üzerinde yeri vardır!
Bu şehirde her sorunu ortak akıl ile çözmekten yana fikrimiz ama bu şehirdeki en büyük sorunlardan biri de tarafların birbirini dinlemeden- anlamaya çalışmadan karar verme merakı!
Ya abartılı dayatmacı anlayış.
Ya nedensiz itirazcı anlayış.
Hak veriyoruz.
Sonuç itibariyle bu şehirde her konuyu konuşarak - tartışarak ilerlemek, yol almak, çözümü hızlandırmak da kolay değil!
Yine de!
Fikirleri almadan ve o farklı fikirlere saygı duymadan hareket eden her yönetici, belediye başkanı ve siyasetçinin kısa sürede duvarlarına tosladığı şehrin adıdır Zonguldak.
On dakikada çözülecek sorunların, art niyet ve önyargılar nedeniyle on yılının çalındığı şehrin adıdır Zonguldak.


Hizmetleri neden konuşamıyoruz!
İlk günden beri yazdım.
Aynı şeyi yazıyorum.
Bu şehirde son bir yıl içinde önemli çalışmalar yapılıyor.
Zonguldak’ın 15- 20 yıldır beklediği sorunların çözümü için şehrin her köşesi şantiyeye dönmüş durumda.
Kayıp yılların telafisi için çok iyi bir fırsat yakalanmış durumda.
Vali Mustafa Tutulmaz, Milletvekillerimiz, belediye başkanımız, il başkanımız, bölge müdürleri ve ilgili bakanlarımız gelişmeleri takip ediyor.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan da zaman zaman bilgi alıyor.
Ama bir sorun var.
Zonguldak’ta son 15- 20 yılın en büyük adımları atılırken Zonguldak neden hizmetleri, daha fazla hizmet almanın yollarını değil de çatışmaları, komple teorilerini, dedikoduları, suni polemikleri, siyasi tehditleri, kısır çekişmeleri konuşuyor?