Bolu-Devrek-Ereğli müsellesinin hüzünlü senfonisine dair araştırma yazım ZHaber’de yayınlandı.

Orman Haftası’nda yayınlanmasıyla daha da anlam kazanan araştırmanın konusu Zonguldak, Bolu ve Düzce’nin bileşkesi Karadere ormanlarıydı.

Karadere ormanlarının ilk defa devlet eliyle işletilmesi projesiydi.

Dahası, Karadere ile Kdz. Ereğli arasında dekovil (dar hatlı demiryolu ) hattı projesiydi.

Bölgemize ihya edecek bu projeye başlandı, hatta bir miktar yol alındı ama maalesef tamamlanmadı.

Yazık oldu bölgeye.

Zonguldak, Bolu ve Düzce bu üç vilayetin ve Batı Karadeniz’in ortak özelliği ülkemizin en zengin ormanlarına sahip olmasıdır.

Karadere bölgesi ise orman zenginliğinin rafine edilmiş hali, tam bir orman denizidir.

Dekorlar oluşturan renk cümbüşüyle her mevsim büyülenirsiniz adeta.   

İsmail Habib Sevük, Milli Mücadele süreci ve sonrasında Atatürk’ün her daim yanında olmuş bir eğitimci, tarihçi ve yazardır.

“Ah, güzelim Bolu!” başlıklı 1944 yılında kaleme aldığı yazısında ne güzel anlatır Karedere ormanlarını:

Karedere ormanları: Bu artık orman değil, ormanlar meşheri(teşhir yeri); güneşe kavuşabilmek için müsabakaya giren ağaçlar yüz metreye kadar fırlamışlar; bütün Türkiye’nin en kesif(yoğun) orman mıntıkası burasıdır.”


Geleceği inşa eden kadın ormancılar

Karadere dedik de, burası idari olarak Dirgine Orman işletme Müdürlüğü uhdesindeki işletme şefliklerinden sadece birisi.

Zonguldak Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı Dirgine Orman İşletme Müdürlüğü sıra dışı bir yer.

Orman sahası Zonguldak-Bolu ve Düzce olmak üzere üç ilin hudutlarına yayılmış vaziyette.

Başka bir ifadeyle üç ilin buluşma ve bağlantı noktası.

İşletme yerleşkesi, Zonguldak il hudutları içindeki Devrek’in Yazıcık(Dirgine) köyü içinde bulunuyor.

Ülkemizde yerleşkesi köyde olan tek Orman İşletme Müdürlüğü…

Devlet elinin ilk değdiği Karadere ormanlarını idare eden Dirgine Orman İşletme Müdürlüğünü de ilk kez bir kadın yönetiyor.  

Esra Karali, hem işletme müdürü hem de öncesinde müdür yardımcısı olarak görev yapan kadın olarak Dirgine’de ilkleri yaşıyor.

Tabi köyde devletin bir kurumunun işletme müdürlüğü görevini yapmak çok önemli. Devlet ile orman köylüsü arasında köprü görevi yürütüyor.

Orman köylüleri için eskiden ormancı-orman muhafaza memuru olmak çok önemlidir. Devletle en önemli işi orman olan köylüler için devlet otoritesini üzerinde taşıyan kişidir ormancı.

Eskiden köyün erkek çocuklarının ormancı olması istenirdi.

Esra Karali gibi güzel örnekler, artık anlayışların değişiminde rol model oluyor.

Erkek çocuklarının yanı sıra önceden öğretmek-doktor olmak isteyen kız çocukları da artık orman mühendisi, şefi, müdürü olmak isteyecekler.

Bu yönüyle ormanlardaki kadın mühendis ve idareciler, sadece ormanları değil, Anadolu coğrafyasının uzak köşelerindeki çocukların da geleceğini inşa etmekteler.

Sayıları henüz arzu edilen miktarda olmasa bile ormanlara kadın eli değiyor olmasını takdirle karşılıyor ve büyük memnuniyet duyuyorum.

Ayrıca orman işletme müdürlüğü yerleşkelerinin özellikle küçük ilçe ve beldeler için ne kadar kıymetli olduğunu hatırlamakta fayda var.

Sinemasıyla, spor kulübü ve sahalarıyla, eğitimli kadrolarıyla, idare binaları ve lojmanların çiçekli bahçeleriyle, sağlık birimi ve ulaşım araçlarıyla kasabanın her şeyidir orman işletmeleri.

Sadece kendi personelinin değil, konuşlandığı yörenin eğitim, sağlık, spor, sosyo-kültürel ihtiyaçlarını da karşılarlar.

Ormanları inşa eden orman mühendisleri, yeri gelir, okullara öğretmen olur, ders verirler.

Ormanlarımızı ve geleceğimizi inşa eden tüm ormancılarımıza selam olsun!

Orman Haftası kutlu olsun!